Diyeceğim o ki; millet, ordusunu korumazsa, ordu, milletini KORUYAMAZ! Kafasının üstünden mermi geçmemiş hiçbir siyasinin ahkâm kesme hakkı YOK! Askere düşmanlık, düşmana askerliktir.
Padişahım çok yaşa ! Da, senin bile yaşayabilmen için Mustafa Kemal’in askeri gerek…
Her Türk asker doğar mı?
Evet.
Ama nasıl olsa öyle diye, askerlik kavramını yozlaştırmak mı gerekiyor?
Nasıl olsa alemde şer,
Oğuz’da er tükenmez mi demeliyiz?
Alavere dalavere, Memetler gider nöbete diyenler de var tabi.
Vatanı sevmenin bedeli nedir?
Her konuda kurslara para ödeyerek eğitim aldırılan günümüz gençleri askerlik eğitiminden mahrum mu kalmalı?
Ordu-millet olmayan, bu coğrafyada TU-TU-NA-MAZ!
Al sana realite.
Hatta bu da yetmez.
Milli Güvenlik, izcilik, Sivil Savunma dersleri ŞART!
Ruh ve bedenle birlikte şekillenen askerlik disiplini, özellikle er kişiye tüm yaşamı boyunca bedeli ödenmez bir temeldir.
Bu, en çok da müstakbel eşlerinin yararınadır.
Askerlik erkeğin ütüsüdür derler.
İşte,o olgunlaştırma tünelinden geçmeyene kız vermeme nedeni buydu…
Biz asteğmendik. Teğmen olarak terhis olduk. Yedeksubay okulunda her meslekten ve her ilden silah arkadaşımız oldu. Mühendis, savcı, muhasebeci, öğretmen, komiser,…
Sert bir eğitim ve candaş dostluklar gördük.
O günlerimin cefasını çok sevdim. Pişirdiler bizi. Hâlâ özlem doluyum. Arazide yorulup yere oturunca birbirimize sırtımızı dayayarak dinlenmenin ve arka kollamanın ne olduğunu arka/Daş olmayı o ocakta öğrendik. Subay üniformam 26 yıldır hazır kıta olarak emir bekliyor dolabında.
Sivil mantığıyla askerlik anlaşılamaz.
Kışladan adım atıldığı anda, sivil kafa yapısını kışla kapısında bırakarak içeri girmek gerekiyor.
Sivil giysiler gibi, sivil düşüncelerden de arınmak olmazsa olmazdır orada.
Sivillikte, ölmek ve öldürmek temelli bir sistem yok ve olmamalı.
Oysa askerlikte ‘size ölmeyi emrediyorum’ diyecek ve uygulatacak bir ruh var.
O yüzden ahkam kesenler bu işleri hiç bilmezler.
Kantinden bisküvi yiyenler hastalanırken, karavana yiyenlerin, yemek seçmeyenlerin dirençli kaldıklarını nereden gözlemleyecekler onlar?
Yemek firmalarına değil de askerin acemi aşçına yemek yaptırmanın, o ocağı tüttürmenin anlamını bilemezler.
Kışla komutanının yemekten bir kaşık alıp yemeği tattıktan sonra Mehmetçik ‘e sunulması geleneğinin hikmetini kavrayamazlar.
Diyen bilmez, bilen demez.
Yedek subay okulunda kuralar çekildiğinde annemi aradım.
– “İdil çıktı anne”. Dedim.
– “Oğlum İdil nereye bağlı?” Dedi.
– “Tam öğrenemedim anne. Balıkesir diyen de var, Urfa diyen de.” Dedim.
Telefonda hemen Şırnak demek istemedim anneme.
🔴
Jandarma kurası çeken arkadaşlarımızı Foça’ya uğurlarken yaşadığımız duygu yoğunluğu hayatımda önemli bir izdir. Geceyarısı yatakhaneden pijamalarımızla alana inerek asker gür sesiyle halay çekmiştik.
“Caney caney caney,
İşte meydaney.
Delikanlı(!) APO,
Nerdesin haney.”
Gür sesimizi duyup koşarak gelen nöbetçi subay, hepimizi, düşmana olan delikanlılığın komutana sökmeyeceği bilincine bir anda eriştirdi.😉Bahçeden pijamalı halimizle koşuşarak yataklarımıza tam siper almıştık. İyi azar yedik.
Tek tek dolaşıp disiplin cezasına çarptırılacağımız söylendi.
Sabah içtimaında tedirgindik.
Tabur komutanımız geldi.
Askerlik disiplininin ruhunu bedenden taşıran disipliniyle sağlam bir içtima oldu.
Tabur Komutanımız konuyu hiç açmadı bile. Tam tersine, terör bölgesine giderken meydan okuyan bir ruh hâlini bizlere verebilmiş olmanın gururunu gördük gözlerinde. Hiçbirimiz cezâ almadık. Zaten birkaç gün sonra rütbemizi alıp dağlara doğru yola koyulacaktık.
Mardin, Kızıltepe, Selen Kışlası iç güvenlik ek eğitimi, operasyonlar..
Nusaybin, ŞIRNAK İdil, Cizre.
Devrelerimle askerlik bitene dek görüşememiştim. Birkaçı ile mektuplaşabildim. O dönemde elime çok geç ulaşmıştı mektuplar. Telefon mu? Bölgede cep telefonu yoktu. Diğer telefon hatları ise sık arıza yapıyordu zaten. Uzun süre haber alamayınca bir seferinde annem ANKARA’dan benim durumumu sordurmuştu. Şifreli telsiz mesajıyla gelen mesaja, karşı mesajla iyi olduğum bildirildi anneme. Bu kez de ben endişelenip,ailede bir sorun mu var diye mesaj çektirdim. İyiyiz mesajı geldi. Whats App mesajı yoktu bizde..🙂
Bunları ilk kez yazmak zorunda hissettim. Benimki 16 ay sürdü.
Bunun 12 ayında, hudutta, asteğmen rütbesinde emniyet subayı idim.
Meslek olarak subaylık yapanlar yanında bizimkisi belki de bir nokta kalır.
Yıllar sonra sosyal medyadan bana ulaşan, ŞIRNAK hatırası fotoğraf gönderen askerlerim oldu. Bazısı cezaevinden çıkınca beni yeniden buldu.
Bu yaşanmışlıkların değerine paha biçilmez.
BEDELSİZDİR.
Tavsiye ederim.
🔴
Diyeceğim o ki; millet, ordusunu korumazsa, ordu, milletini KORUYAMAZ❗
Kafasının üstünden mermi geçmemiş hiçbir siyasinin ahkâm kesme hakkı YOK!
Askere düşmanlık, düşmana askerliktir.
Padişahım çok yaşa !
Da, senin bile yaşayabilmen için Mustafa Kemal’in askeri gerek.