Ülkemizdeki birçok imam hatip okulunun adları da ilginç. Saidi Nursi, Ulu Hakan Abdülhamit, Rabia Hanım İmam Hatip Okulu, Lisesi vs. Cumhuriyet yıkıcılığı, padişahlık propagandası yükseliyor, miskinleşme artıyor.
27 Ağustos 2024 Darende. Somuncu Baba Türbesi’ne gittim. Yoğun bir ziyaretçi var. Sebebi, “veli” olduğu kabul edilen Somuncu Baba’nın orada gömülü olması.
Orada, Osman Hulusi Ateş (1914-1994) adında “hayırsever” bir kişi olduğu anlatılan kişi ve yakınlarının da kabirleri var. Osman Hulusi Ateş için “Seyyid” yazılı.
Oraya sonradan bir çarşı yapılmış. Çarşının giriş kapısı emek ürünü ve yüksekçe. Kapının üstüne Arap harfleriyle (Osmanlıca) olarak HAMİDİYE ÇARŞISI yazmışlar. Bu bilgileri değerlendirelim.
- Geçmişte, güzel huy sahibi, insanlara iyilik yapan erdemli kişiler olmuştur. Onlara saygı duyulur, yaşayışları örnek alınır ama onları kutsallaştırmak yanlıştır.
- Doğunun birçok yerinde: Seyyid mezarı gördüm. “Seyyid”, soyu Hz. Muhammed’e dayanan kişidir. Bu kadar Seyyid Türkiye’ye ne zaman gelmiş, hep doğuya mı yerleşmişler, neden bir tane olsun başka yerlere gelmemişler?
- Bingöl’de birkaç kişiyle sohbet ederken içlerinden biri: “Ben altıncı kuşaktan Seyyidim” dedi. İçlerinde makam sahibi birisinin de bulunduğu kişiler bu adamı Seyyid olarak dinlediler. Türkiye’de, Seyyid yalanı ve enflasyonu var gibi.
- Türkiye bu yüzyıla Osmanlıca yazı, Osmanlıca levha, Osmanlıca hayranlığı ile girdi. Hani biz harf devrimiyle Arap harflerini bırakmış, kendi alfabemizi yapmıştık? Çok yönlü bir geri dönüşü=irticayı yaşıyoruz.
***
Doğudaki imam hatip okullarının binaları (başka yerler de öyle ya) diğer okullara göre çok büyük ve masraflı olmaya başladı. Diğer okullarımız ilgisiz ve yetersizler. İmam hatipler üniversite binaları gibi görkemliler. Bingöl’deki kocaman bir imam hatip okulunda 400 kadar öğrencinin olduğunu öğrenince, Türkiye’de tam bir vicdansızlığın egemen olduğunu düşündüm.
Uygulamalar fen ve sosyal bilim dallarına ait okulların, dinî okullara göre üvey evlat işlemi gördüğünü gösteriyor. Türkiye uygarlıktan kopuyor.
Ülkemizdeki birçok imam hatip okulunun adları da ilginç. Saidi Nursi, Ulu Hakan Abdülhamit, Rabia Hanım İmam Hatip Okulu, Lisesi vs. Cumhuriyet yıkıcılığı, padişahlık propagandası yükseliyor, miskinleşme artıyor.
***
Mardin Deyrüzaferan Manastırı’nı gezerken, Ortodoks Süryanilerin papazlarını omuzlarında taşıdıkları salı (makam aracı diyelim) gördüm. Ruhbanlar hep inananların sırtından geçinmiş dedim. Biz, Osmanlı ve T.C. devletlerindeki Şeyh’ü-l İslam, Diyanet İşleri Başkanı, Üstat denilen kişilerin halkın enerji ve alın terini nasıl hortumladıklarını biliyoruz. Ali Erbaş’ın çok sayıdaki lüks makam araçları Süryanilerin salını solladı; papa ve hahamları aratıyor. Burada, Hz. Muhammed’in külfetsiz yaşadığını hatırlayalım yeter.
Doğudaki bazı “dindar ve muhafazakâr” yurttaşlarımız, Menzil Cemaati’ni İslam’a hizmet merkezi saydıklarını gördüm. Dinî merkezlerin zenginlik ve etkinlikleri malum. Çoğumuz, her gün, “dindar” politikacıların dili ve eli olmak için can atıyoruz. Akılsızlık ve uşaklık tırmanıyor. Bundan kurtulmak için Orta Çağ Avrupası’ndaki halkların uyanışını izlemeliyiz.
Aşağıya Hamidiye Çarşısı ve Deyrüzaferan Manastırı’ndaki salın birer fotoğrafını koyuyorum. Siz de kafa yorun.
Devamı var