Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Erdoğan-Bahçeli-Türkiye

featured

 Türkiye kıskaçta. Türkiye’nin damarları yırtıldı, kan kaybediyor. Türkiye bir Irak, Libya, Suriye olabilir mi? Olabilir. İçimizdeki şaklaban dinciler, slogan milliyetçileri, Türkiye’yi pazarlıyorlar. İkinci Vahdettinlerle, ikinci Damat Feritlerle, ikinci Mustafa Sabrilerle, ikinci Enver Paşalarla iç içe yaşıyoruz. Bakarsınız bir anda ikinci bir 30 Ekim’i görürüz. Buna hazır olalım, o zaman ne yapacağımızı düşünelim. Akla gelen en sağlıklı yol; Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Ankara yolculuğudur.

Recep Erdoğan 01.10.2024 günü: “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır” dedi. İddia doğrudur fakat açıklanış biçimi yanlıştır. Erdoğan diplomatik bilince erişmeli, bir dernek başkanı gibi konuşmamalıdır.

Erdoğan Türkiye ve dünyaya sözle nizam vermeye çalışıyor ama olmuyor. Çünkü açıklama ve uygulamalarının özgül ağırlığı yok. Özgül ağırlığı olmayan her söz ve uygulama havada kalır; sahibiyle birlikte oradaki halk ve devleti de vurur.

Bir tarafta Amerika ve İsrail’i eleştir, bir taraftan da BOP Eş başkanlığı (Amerika’nın Ortadoğu ülkelerini parçalama) yap, öncekiler yetmemiş gibi Kürecik’e de bir Amerikan radar tesisi kurdurt ve BOP bu radarlarla gerçekleşsin, İsrail bu tesislerle ilerlesin. Bu gerçekler halkın uyuduğunu gösteriyor.

Dönem Erdoğan dönemi. Barzani ve Azerbaycan’ın petrolleri Türkiye üzerinden İsrail’e taşınıyor. İsrail’in ihtiyacı olan metal, gıda vb. ürünlerin bir bölümü Türkiye’den gidiyor. Ey AKP’liler, siz çok safsınız.

Erdoğan iç siyasette hep ayrıştırma, kutsal duyguları istismar etme politikasını izliyor. Statik beyinler, bedavacı mideler bu politikanın malzemesi oluyor. Sarhoşların, beyinleri ayılana kadar mide ve bedenleri kokar, çürür. Çürükler başkalarını da çürütür.

 ***

Devlet Bahçeli dendiğinde aklımıza kin, tehdit, milliyet, ülke, ülkü gibi sloganlar gelir. Bahçeli, “milliyetçilik” der ama; milliyetçiliği ayakları altında çiğneyenlere çizme olur. Esir Türklerden söz etmez, Araplara yakım yapar. Kardeşlik çağrısı yapar ama partisinden olmayan herkesi düşman ilan eder. “Türkiye Cumhuriyeti” der ama Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkıcısı siyasal İslamcılara kan verir, koltuk değneği olur. Burada acı olan nedir bilir misiniz? Millî duygu, millî birikim ve hareket sahibi olması gereken taraftarlarının fikren ve bedenen ölmüş olmalarıdır. Bilelim ki putlaştırılanlar ölecek, kalanlar yeni putlar bulacak.

 ***

 Türkiye kıskaçta. Türkiye’nin damarları yırtıldı, kan kaybediyor. Türkiye bir Irak, Libya, Suriye olabilir mi? Olabilir. İçimizdeki şaklaban dinciler, slogan milliyetçileri, Türkiye’yi pazarlıyorlar. İkinci Vahdettinlerle, ikinci Damat Feritlerle, ikinci Mustafa Sabrilerle, ikinci Enver Paşalarla iç içe yaşıyoruz. Bakarsınız bir anda ikinci bir 30 Ekim’i görürüz. Buna hazır olalım, o zaman ne yapacağımızı düşünelim. Akla gelen en sağlıklı yol; Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Ankara yolculuğudur.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!