Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı Açılışında Meclis Genel Kurulu’nda önemli açıklamalarda bulundu.
12 Eylül askeri darbesi sonrasında silahların gölgesindeki mevcut anayasa milletimize biçilmiş dar bir gömlektir. İrili ufaklı 20’den fazla değişiklik milletin memnuniyetsizliğini göstermektedir. 82 anayasasının miadı doldu.
Meclisimiz Anayasa yapma kudretine sahiptir. Yeni anayasa ihtiyacı günden güne kendini daha fazla belli ettiğini görüyoruz. Yeni anayasanın kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı, yasakçı değil özgürlükçü olması, farklılıklarda değil ortak noktalarda buluşturması sarsılmaz ilkemizdir. Milleti ve devleti birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Devlet milletin üzerimde değildir. millet de devletsiz ayakta kalamaz. Ne devletimizin zayıflatılmasına ne de milletin ayrıştırılmasına eyvallah etmeyiz. Yeni anayasa devleti ve milleti ayrı yerlere koyan değil devlet ile milleti kucaklaştıran niteliklere haiz olmalı.
Milleti ve devleti birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Millet varsa devlet vardır, devlet varsa, millet varlığını idame ettirir. Devlet milletin üzerinde değildir. Millet de devletsiz ayakta ve hayatta kalamaz. Ne devletimizin zayıflatılmasına, ne milletimizin bu yolla ayrıştırılmasına eyvallah etmeyeceğimiz bilinmelidir. Milletin refah ve huzurunun, bununla birlikte daha fazla hürriyetin, devletimizi daha da güçlendireceği kanaatindeyiz.
Yeni anayasa, devleti ve milleti ayrı yerlere koyan değil, devlet ile milleti buluşturan, kucaklaştıran, kaynaştıran niteliklere haiz olmalıdır. Şuna tüm kalbimle inanıyorum: Milletin muazzez iradesini temsil eden insanlar olarak insanımızın hiçbir ferdini dışlamadan, hiçbir ferdin özgürlüğünü kısıtlamadan, azami müştereklerde buluşturan bir anayasayı yazabilir, yapabilir, Allah’ın izniyle bu yüce meclis eliyle hayata geçirebiliriz.
Meclis, yeni yasama yılında suçun önlenmesi, infaz ve ıslah konusuna daha fazla eğilmeli, milletimizin giderek yükselen taleplerine daha çok kulak vermelidir.
Türkiye’nin artık rezerv meselesi yoktur. Merkez Bankası’nın rezervleri 156 milyar doları aştı. Ekonomide hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz. İstikrar ve reform programımız meyvelerini eriyor. Merkez Bankası brüt rezervimiz 156 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı. Milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı.
Önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş devam edecek ve milletimiz bu düşüşü çarşıda, pazarda, alışveriş sepetinde, mutfağında daha fazla hissedecek.
İsrail, bir yandan Gazze’de soykırım, Lübnan’a terör saldırıları yaparken aynı anda bölge ülkelerini kendi ateşine çekmek için her türlü provokasyonu deniyor. İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada, insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Bu önemli günde şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim. Ne yaparsa yapsın İsrail, er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa, Netanyahu da öyle durdurulacak.
‘Vadedilmiş topraklar’ hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır.
İşgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır. Karşımızda hukukla mukayyet bir devlet değil, kandan beslenen, işgalle semiren bir katil sürüsü var.
İsrail’i çok net bir şekilde uyarıyorum, Lübnan’a kara harekatının sonuçları, geçmişteki işgallerine benzemeyecektir.