Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin davaya bugün Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Sincan Cezaevi Kampüsü’nde 4 Ekim Cuma gününe kadar sürmesi öngörülen duruşmada sanıklar savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmalarını yaptı.
Davada, tetikçi olduğu belirtilen Eray Özyağcı’nın yanı sıra Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel, eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş ve MHP’li avukat Serdar Öktem’in aralarında bulunduğu 12’si tutuklu 22 sanık yargılanıyor. Mahkeme, Temmuz ayında görülen ilk duruşmada 10 sanığı tahliye etmişti.
19 Temmuz’da görülen ikinci duruşmada ise savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, sanıklar Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında, Ateş’in öldürülmesine ilişkin eylemde “müşterek fail” olarak yer aldıklarından “tasarlayarak öldürme,” Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş hakkında da suça azmettiren olarak “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Savcı, 11 sanığın “suça yardım”dan, bir sanığın “suçluyu kayırma”dan cezalandırılmasını, iki sanığın dosyasının ayrılmasını, üç sanık hakkında beraat istedi.
Sinan Ateş’in son anları
To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
Eray Özyağcı: “Selman kameranın görmediği yerden bana ateş etti”
Duruşmada tutuklu sanıkların esas hakkındaki savunmaları kapsamında söz alan sanık Eray Özyağcı, Sinan Ateş’i tasarlayarak öldürmediğini iddia ederek, şunları dile getirdi:
“Tasarlayarak kimseyi öldürmedim. Amacım yaralamaktı, kastım öldürmek olsaydı ben kafeden çıktığımda Sinan ve Selman hep beraber gidiyordu. Sırtlarından vurur olay yerinden uzaklaşırdım. Ben bunu yapmadım, kaldırımda bekledim. Karşılarına çıktım üç el ayaklarına ateş ettim. Yüz üstü düştü, arkadaşları hareket edince panik oldum. Selman silahını bana doğrulttu. Ben de Selman’ın omuz bölgesine ateş ettim. Ben zaten onları vurabilirdim, macera aramazdım. Selman kameranın görmediği yerden bana ateş etti. Hedef gözetmeksizin ben de ona karşılık verdim. O sırada Ahmet Keşik’te ateş etti, sonra olay yerinden hızlıca kaçtım. Benim niyetim öldürmek olsaydı öldürürdüm. Karşısına çıktığım zaman ayağına ateş etmezdim, kafasına, göğsüne ateş ederdim. Siz beni ölümden sorumlu tutuyorsanız kamera kaydından kastım net olarak belli. Ben suçumu zaten kabul ediyorum. Ama bu şekilde bana zulmedilmez. Benim kastım vallahi öldürmek değildi. Ben direk kafasına ateş eder kaçardım. Yanındaki kişilerle benim hiçbir alakam yok. Selman’ın koluna ateş etmek istedim, öldürmek istemedim. Sesimizi de kimseye duyuramıyorum. Ben kimseden korkmuyorum.”
Silahlı eylemi organize ettiği belirtilen ve azmettirici olarak yargılanan tutuklu sanık Doğukan Çep de “Ben Ankara’ya kimseyi öldürmeye göndermedim, gönderirsem gönlüm rahat olmazdı. Çünkü ben birinin ölüm emrini vermiş olacaktım. Bunu da yapsaydım zaten derdim ki ‘Evet ben bunu öldürmeye gönderdim” dedi.
Vedat Balkaya: Bu tür bir elim olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim
Olayda motosikleti kullanan tutuklu sanık Vedat Balkaya ise “Kullanmış olduğum motosikletin plakasının bantlı olduğunu iddia eden buraya iki tane yalancı tanık geldi. Bunlara bir yerlerde dokunulduğuna ben kesinlikle inanıyorum. Bunu kesinlikle reddediyorum. Asılsız bir iddiadır, tanık beyanları ve bu konudaki iddialar kesinlikle mesnetsiz ve iftiradır. Bunları reddediyorum” ifadelerini kullandı.
Sinan Ateş ile ilgili sorunun “basit bir alacak verecek meselesi” olduğunu sandığını öne süren Balkaya “Fakat bunların olabileceğini, bu tür bir elim olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim. Bu yüzden plakayı kapatma ihtiyacı da duymadım” dedi.
Sinan Ateş davasında azmettiricikle suçlanan eski Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş ise iddianameyi reddettiğini belirterek şöyle konuştu:
“Olaya karışanları tanımıyorum. Maktul ile herhangi bir husumetim yoktur. Benim azmettirici olduğumla ilgili bir delil bile yoktur. Kimse de buna inanmıyor Sayın Savcı dışında. Gözaltına alındığım sırada dört kişinin adı sorulduğunda emniyette hiçbirini tanımadığımı söyledim, telefonumun şifresini verdim. Bir camiayı karalamak için telefonumun aparat haline geleceğini bilemedim. Azmettiricilikle ilgili tek bir soru bile sorulmadı. Siyasi parti üyeliğim soruldu. Bana ağırlaştırılmış müebbet istenmesini anlamak mümkün değil. Doğukan ve Tolgahan’ın plan yaptığı söyleniyor ama herhangi bir delil yok.”
Duruşma periyodunun bitiminin ardından mahkemenin, 4 Ekim’de son kararı açıklayabileceği gibi duruşmayı karar için ileri bir tarihe de atabileceği belirtiliyor.
Ayşe Ateş 17 kişilik dosyaya işaret etti
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ise duruşma öncesinde yaptığı açıklamada, “Yargılananlarının tamamının hak ettiği cezayı alması” beklentisinde olduğunu söyledi. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Ayşe Ateş, “Ancak her ne olursa olsun bu mahkemeden çıkan sonuç, bizi tatmin etmeyecek. Çünkü dosyası ayrılan, içerisinde azmettiricilerin ve siyasi bağlantıların da olduğu 17 kişilik bir dosya var. Bu dosyanın da dışında bizim bilmediklerimiz var. Asıl o dosyanın iddianamesi yazılıp, oradaki şahısların da suçluların da adil bir şekilde yargılanması gerekiyor. Ancak onlar da yargılanıp hak ettikleri cezayı aldığında bizim içimiz huzura erecek” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda arasında Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın bulunduğu 17 şüpheliyle ilgili cinayet soruşturması sürüyor. Başsavcılığın, buna ilişkin dava açıp açmayacağı henüz bilinmiyor.
Ateş, Sinan Ateş cinayetine ilişkin geçen günlerde çıkan bilirkişi raporunda ilişkin “İlk bilirkişi raporu da bu yöndeydi. Yani Sinan’ı Eray öldürdü. Kiralık katil Eray öldürdü. Bu kameralarda da açık bir şekilde görülüyor. İlk yazılan bilirkişi raporlarında da var. Bu raporu kabul etmediler, çünkü işlerine gelmedi. Ama bir değil bin rapor da yazdırsalar, başka başka bilirkişiler de toplasalar aynı şey. Gerçeği değiştiremezler” diye konuştu.
Savcılık bilirkişi hakkında soruşturmaya gerek duymadı
Bu arada Mahkeme Başkanı, dava dosyasına son olarak hazırlanan ve “Sinan Ateş’i öldüren tüm kurşunların tetikçi Eray Özyağcı’nın silahından çıktığına” yönelik tespiti yapan bilirkişi hakkında soruşturma açıldığını, ancak Başsavcılık tarafından soruşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini bildirdi.
Davada son olarak olaya ilişkin güvenlik kamerası görüntüsünün analiz raporu dosyaya girmişti. Raporda sanık Eray Özyağcı dışında Sinan Ateş’e ateş eden olmadığının görüldüğü belirtilmişti.
İletişim Başkanlığı basın kartı olmayan gazeteciler alınmadı
Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve yakınları, sanıklar, taraf avukatları ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, CHP milletvekilleri Murat Bakan ve Gül Çiftçi de katıldı.
İletişim Başkanlığı basın kartı sahibi olmayan gazeteciler, duruşma salonuna alınmadı. Mahkeme Başkanı konuya ilişkin olarak “Cumhurbaşkanlığı akreditasyonu yapıyor. Bizim kimin basın mensubu olup olmadığına dair belirleme yetkimiz yok. Bu yetki Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda. Biz ‘Bu da basın mensubudur’ deyip de yetkimizi aşamayız. Bu yüzden de yeni basın kartı olanları sadece duruşmaya alıyoruz” ifadelerini kullandı.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Çukurambar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.
ZAFER PARTİSİ DURUŞMAYI ÜST DÜZEYDE TAKİP ETTİ
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davanın bugünkü duruşmasını Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, beraberinde Genel Beşken Yardımcıları, Seyit Yücel ve Av. Murat Yıldız ile birlikte takip etti.