Din istismarı, din satmaktan vazgeçilemiyor. Çünkü hala hatırı sayılı alıcısı var. Tarım Bakamayanından sonra, Eski Bakamayan, Hulusivil Paşa da kervana dahil oldu. Zaten kervanda idi, en başlara geçip kendisini, Ağasına gösterdi. Ne mi yaptı? Allah’tan korkan, kuldan utanan nesil yetiştirmek gereğini vurguladı… Bu zaten hiçbirimizin karşı çıkmayacağı bir olay da bunun sorumlusu hükümet değil. Türk’le İslam’ı yoğurmuş her yurdum ailesi, bunu zaten yapıyor. Devletin, yani onu idare edenlerin görevi, çocukları aç bırakmamaktır. Beslenme çantasına, ıslatılmış kuru ekmek koyan, birçoğu onu da koyamayanlar varken, devletin konusu din olamaz…
Hayatımızda bir yapmak istediklerimiz, bir de yapabildiklerimiz vardır. İstenilen ile, ulaşılan sonuç arasındaki fark hüsranı temsil eder. Kayda değer bir hüsranla baş başa kalmamanız temennisiyle, hepinize merhabalar olsun…
Din istismarı, din satmaktan vazgeçilemiyor. Çünkü hala hatırı sayılı alıcısı var. Tarım Bakamayanından sonra, Eski Bakamayan, Hulusivil Paşa da kervana dahil oldu. Zaten kervanda idi, en başlara geçip kendisini, Ağasına gösterdi. Ne mi yaptı? Allah’tan korkan, kuldan utanan nesil yetiştirmek gereğini vurguladı… Bu zaten hiçbirimizin karşı çıkmayacağı bir olay da bunun sorumlusu hükümet değil. Türk’le İslam’ı yoğurmuş her yurdum ailesi, bunu zaten yapıyor. Devletin, yani onu idare edenlerin görevi, çocukları aç bırakmamaktır. Beslenme çantasına, ıslatılmış kuru ekmek koyan, birçoğu onu da koyamayanlar varken, devletin konusu din olamaz… Bu zavallılar, hakikaten dinimizi de bilmiyor ama iyi satıyor. İslami mükellefiyetler, akıl baliğ olduktan sonra başlar. Anneler, okula giden, küçücük çocuklarını, mecbur olmadıkları namaza değil, beslenebilecekleri bir sofraya kaldırmak zorundadır. Vakti geldiğinde, verdikleri aile içi eğitim ile, o çocuk zaten, İslami gelenek ve ritüelleri yerine getirir… Bu ara, bunu diyenler arasında, Allah’tan korkan, kuldan utanan var mı? Herkes, elini vicdanına koyup söylesin, ama doğru söylesin, yoksa namaz beden hareketi, oruç rejimden öteye geçemez… Bu kadar suistimal, yolsuzluk, rüşvet, çalma çırpma söylentisinin olduğu başka bir dönem var mı? Peki bu namazlı (!!!) niyazlı (!!!) kitle, Allah’tan korkmuyor mu, kuldan utanmıyor mu… Cenazesi kalkmamış, acılı insanlara, havada uçarak tekme atan Yasef Yelken hiç mi Allah’tan korkmaz, onu, elçiliğiyle, TFF’ye atatanlar, hiç mi, kuldan utanmaz… İster misiniz, hazret, “Sporda şiddeti önleme” biriminin basına getirilsin… Anlayacağınız, Bekri Mustafa, Fatih Camii İmamı oldu… Peki, senelerdir, “Zor kısım gitti” deyip enflasyonu azdırıp, çalışana zam yapmayanlar, kimden utanıyor? Bugün dediğini ertesi gün inkâr edenlerin durumu ne? Beni azdırmayın, burada bırakalım, devamını herkes ezbere biliyor, zaten…
Ar ettiğim, yüzüm kızardığı için bahsedemedim. Utandım… Çeşitli söylentiler eşliğinde bir küçücük kızımız, bir sabi hunharca öldürülüyor. Allah’tan korkan, kuldan utanan kimselerden müteşekkil topluluk, İktidar ortaklarından birine uzanıyor… Allah’tan korkan bunlarsa… İmam Hatipleri patlattık. Okullara, imamları soktuk, n’oldi… Ermeni’nin dediği gibi, Deist sayısı arttı... Toplum psikologlarının, gözlerini kırpmadan çalışması gereken durumlarla karşı karşıyız… Yahu, iki yaşında, kundaktan yeni kurtulmuş, küçücük, iki yaşında kızımız, cinsel istismara uğruyor. Türk toplumu bu değil. Derhal fabrika ayarlarına dönmemiz gerekiyor. İlk olarak da sahtekarları, din tacirlerini, seccade soytarılarını madrabazları başımızdan atmalıyız…
Şeytan dürttü herhalde, birden aklıma geliverdi. Yahu biz 2023’te Ay’a falan gidecektik, n’oldi… Hani Güneş’e gidecek olsak, akşam serinliği bekleniyor diyeceğim ama değil Ay’dan bahsediyorum, Ay’dan… Yalanın bu kadar rahat söylendiği, yalana muhatap olanların, yalancıları can-ı gönülden alkışladığı başka bir ülke var mı? Yok ilk önce sert ineceğiz, sonra yumuşak ineceğiz gibi senaryolarl, milleti uyuttular. Ey benim akılsız Türkmen’im, ne zaman uyanacaksın, büyünün, sihrin bozulması daha ne kadar sürecek? Acaba, bizler mi yanlış anladık… Aya İrini den falan bahsetmiş olmasınlar…
Malûm laf vardır. Gelen gideni aratır derler. Bu da öyle oldu herhalde. Unutmadıysanız, bir tane Yimpaş fatihi Fuat‘ımız vardı. Gerçi bunları, 2-3 gün sonra bile hatırlamanız çok zor. Her neyse, O Yimpaş Fatih’ini arar olduk. Gelen daha yaman çıktı. Adı silinesi herhalde, Cevdet Yılmaz. Tipine baksan, iki keçi teslim etmezsin, gel gör ki bu bademler, Ülke yönetiyor… Geçtiğimiz günlerde öyle bir cevher yumurtladı ki, zihinsel engelliler sınıfında bile söylesen, ağızlarıyla değil, gözleriyle gülerler… Beyzadem, emeklileri enflasyona ezdirmemiş… İnsanlar kendisini, diğerlerinden akıllı zannedermiş. Bu, tam teşekküllü gerzekler içinde geçerlidir, ispata da gerek yoktur, her şey gözlerinizin önünde…
Hepinizi Yaradan’ıma emanet ediyorum. Hoşça kalınız…
