Seri köpekleşmeye tanıklık ediyoruz. Hem de ulusların köpekleşmesine! Köpekliğin sonu ya kudurmak ya da itlaf edilmektir.
Türkiye’nin kuşatılması ısrarla sürdürülüyor. Akla gelebilecek her türden lanetli işe girişiliyor. Yunanistan’ın ABD üsleriyle doldurulması, yavru Yunanlılar ile sanki büyük bir devletmiş gibi anlaşmalar imzalanması, Kıbrıs’ta yeni üsler kurulması, Fransa’nın da adaya üs kurması asker bulundurması dikkatleri çekiyor.
Fransa’nın Yunanistan ile savunma anlaşması yapması, Yunan ordusunu donatmaya devam etmesi, aynı ABD ve Fransa’nın Ermenistan’a bulaşması, aynı girişimlerde bulunması ,açıklamaya ihtiyaç duymadan Türk ve Türkiye düşmanlığının, büyük savaşa hazırlanıldığının resmidir.
Seri köpekleşmeye tanıklık ediyoruz. Hem de ulusların köpekleşmesine! Köpekliğin sonu ya kudurmak ya da itlaf edilmektir.
Dikkat çektiğimiz oluşum ve girişimlere paralel olarak İran’ın davranışlarına da göz atmak gerek! Tıpkı Ermenistan- Yunanistan- Kıbrıslı Rumların davranışlarıyla benzerlik göstermekte; nedensellerdeki benzeşimler üst düzeylerde seyretmektedir.
Tarihi gelişmelere göz attığımızda ,Tarih, İran’ın haçlı ordularıyla ittifak yaptığına tanıklık etmektedir. Unutmamak gerek. En olmadık yerde bizi ardımızdan vurması işten bile değildir. Bizim darmadağın olduğumuzu görmek için, her fırsatı değerlendireceklerini düşünmekteyim.
Haçlılar ve köpekleri neye baş vururlarsa vursunlar, boşa kürek çekmekten öteye, gidemezler! Bizde çareler tükenmez. Devletimin köpekleri itlaf edecek gücü ,fazlasıyla var! Çok yakın bir gelecekte ; para ve silahın bizim ellerimizde bir araya geleceğini bekliyorum.
Arada parçalanacak olan İran’dır. Yok olacak, Ermenistan’dır. Haritadan silinecek Yunanistan’dır. Kıbrıslı Rumlar ise EOK B gibi olacaktır. Bize gerekli olan biraz daha vakittir. İçimizdeki düşmanları imha vakti gelmiş gibi görünüyor.
Rahmetli babam bir papazla görüşürken, “sizin bütün çabalarınız boşuna! Bizim aile yapımız çok sağlam, faaliyetleriniz değerlerimizin üzerinde toz oluşmasına neden oluyor bize düşen vakti geldiğinde tozları üflemektir.” demişti.
Günümüzde düşmanlarımızın aile yapımızı hedefe koyduklarını görüyoruz. Cinsiyetsiz toplum- sapık ilişkiler-Eşcinsellik ve benzeriyle saldırıyorlar. Meşhur LGBT dayatmasıyla karşı karşıya bulunuyoruz.
Face’de bir yorum yapmış engellenmiştim. Acilen yasal önlemler alınmalı, yasama-yürütme birlikte önlem alma zorunluluğu doğmuştur. Gösteri ve toplantılarla önleme zamanı geçmiştir. Caydırıcı cezalar içeren önleyici yasalara ihtiyacımız var. Nutuk ve beyanlarla ,mücadele sonuç vermez. Bir yurttaş olarak yasama ve yürütmeden önerdiğim önlemlerin alınmasını bekliyorum.
Kınalı kuzularımızın soyuna kıran girmesin! Güzel yurdumun sahipsiz kalmasına izin verilmeyeceğini bilmek bana huzur veriyor. Boşanmaları zorlaştırmak, zinanın suç sayılmasını, yeniden yasalara koymak güzel olacak galiba. Çocuk sayısının artması için teşviklerin güçlendirilmesi, doğum oranların artması için yasal teşviklerin çeşitlendirilmesi………
Güçlü devlet, güçlü Ulus, güçlü ordu, güçlü ekonomi, çok güçlü aile bekliyoruz! Yüce Çalap’ımız bizleri böylesine güzel nimetlerden mahrum etmesin! Böylesine nimetlerin artması için çaba gösterenlerin üzerine görkemli selamları olsun vesselam.