Konuyla ilgili sıcak gelişme şu: Hablemitoğlu suikastı davasının sanıkları, bu röportajın dökümünü yapıp mahkemede verdiği beyanlarla satır satır karşılaştırarak Abdurrahman Şimşek hakkında “yalancı tanıklık” yaptığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
Özellikle “FETÖ” bağlantısı açısından çok önemli olan Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının sadece faili meçhûl kalmadı, davası da adeta sahipsiz kaldı.
Dün Hablemitoğlu suikastının şüphelilerinden eski Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu Nuri Gökhan Bozkır’ın Ukrayna’da yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinden iki yıl önce onunla bir röportaj yapan, ama bunu o zaman değil, Bozkır Türkiye’ye getirildikten sonra, o da bir bölümünü, üstelik yakın zamanda yapılmış gibi yayınlayan Sabah Gazetesi Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek’in bu konuda Mahkeme’de tanık olarak anlattıklarını yazdık.
Özetlersek; mahkemede Şimşek, Bozkır’la görüşmeye gittiğinde, elinde açık kaynaklardan edindiği bilgilerin ve 2002’deki soruşturma belgelerinin bulunduğunu, 2017’de soruşturmayı yürüten dönemin Savcısı Necip Cem İşçimen dışında hiçbir savcıdan bilgi almadığını, Bozkır’a hiçbir isim telkin etmediğini ve yayınlamadığı o röportajı kimseyle paylaşmadığını belirtti.
Şimşek ayrıca Nuri Gökhan Bozkır’ın “off the record” olarak Levent Göktaş’tan söz edip Mustafa Özcan, Enver Altaylı, Mehmet Narin, Aydın Köstem’in isimlerini verdiğini, Tarkan Mumcuoğlu’nun kod isimle Hablemitoğlu’yla temas kurduğunu söylediğini öne sürdü.
Birazdan aktaracağımız o röportajdaki ifadelerin daha iyi anlaşılabilmesi için şunları da kaydedelim:
Abdurrahman Şimşek’in, Nuri Gökhan Bozkır’la görüştüğü 2020’de adı geçen şüphelilerin MİT’ten gönderilen HTS kayıtları henüz dosyaya kazandırılmamıştı. Kazandırılmış olsa da soruşturmanın gizliliği nedeniyle bilinmesi mümkün değildi.
Levent Göktaş, Mehmet Narin, Aydın Köstem gibi isimler ise ancak Nuri Gökhan Bozkır yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra, “ifadesinde verdiği isimler” denilmesiyle soruşturmaya dahil edilip haklarında yakalama kararı çıkarıldı.
Nitekim o günlerde yine “Necip Hablemitoğlu suikastının şüphelilerini ilk kez Sabah açıklıyor” başlıklı ve Abdurrahman Şimşek imzalı şöyle bir haber yayımlandı:
“Suikast talimatını FETÖ’nün iki numarası ve firari Türkiye imamı Mustafa Özcan verdi. Talimatı 6 kişilik suikast hücresine FETÖ’den tutuklu Enver Altaylı ulaştırdı. Hücrenin tepesindeki Nizamettin Avşar, Aydın Köstem aracılığıyla Özel Kuvvetler Komutanlığı ile irtibata geçti. Köstem’in görüştüğü kişi Nuri Gökhan Bozkır’dı. Bozkır cinayet sırasında bölgede olan Mehmet Narin, İrfan Birkan ve Birol Ercan ile irtibattaydı. Tetiği çeken kişi henüz belirlenemedi.”
Haberde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın toplanan deliller, alınan ifadeler ve cep telefonlarına ait HTS kayıtlarından yola çıkarak bu sonuca ulaştığı belirtilirken, Nuri Gökhan Bozkır hakkında da şu ayrıntıya yer verildi:
“Bozkır’ın Hablemitoğlu cinayetinden iki saat önce ağabeyinin üzerine kayıtlı olan SIM kartın bulunduğu telefonunu kapattığı ve ertesi güne kadar açmadığı belirlendi. Bozkır’ın, telefonu açtıktan sonra cihazına Özel Kuvvetler’den bir astsubayın SIM kartını taktığı, kendi SIM kartını ise bir ay boyunca kapalı tuttuğu tespit edildi.”
BOZKIR’IN UKRAYNA’DAN SAVCIYA GÖNDERDİĞİ MEKTUP
Bu ön bilgilerden sonra Abdurrahman Şimşek’in Şubat 2020’de Nuri Gökhan Bozkır’la yaptığı 1 saat 17 dakikalık röportajdaki önemli ayrıntılara gelelim. Röportajın başlangıcında Bozkır, hayat hikâyesini anlatıp 2015’te gazeteci Zihni Çakır aracılığıyla İstanbul TEM’e, “Bunları araştırın.” diye verdiği isimleri tekrarladıktan sonra yine Zihni Çakır vasıtasıyla yeni soruşturmayı yapan Savcı Zafer Ergün’le elektronik posta yoluyla irtibat kurup aynı isimleri verdiğini, ancak bir anda sanık olduğunu söylüyor.
Sonrasında Şimşek ve Şimşek’in kameramanı ile Bozkır arasında ana başlıklarıyla şu diyaloglar yaşanıyor:
Şimşek: Hangi operatörü kullandığınızı hatırlıyor musunuz?
Bozkır: Bir kullandığım Turkcell vardı, bir de son dönemlerde Vodafone kullandım. Yani ben hangi operatörü kullandığımı bile bilmiyorum. Benim kendi adıma olabilir; numarayı hatırlamıyorum, bazen annemin adına alıyordum.
Şimşek: 18 Aralık cinayetin olduğu gün siz görevde miydiniz, değil miydiniz?
Bozkır: Görevdeydim, onu çok iyi hatırlıyorum.
Şimşek: Sizin o tarihte tam göreviniz neydi?
Bozkır: Tim komutan yardımcısıydım.
Şimşek: Tim komutanı kimdi?
Bozkır: Hâlâ görevde olan, değer verdiğimiz bir komutanımızdı.
Şimşek: Sen rahat konuş, biz bunları şey yaparız. İsmi neydi? Biz isim konusunda şey yaparız.
Bozkır: Hakan Büyükçulha. Şu an Savunma Bakanımızın emir subayı.
Şimşek: Sizin timinizde kimler vardı? Rütbesiyle. Mesela tim komutanı kim?
Bozkır: Uygun görürseniz bu kişilerin ismini vermeyeyim. Şu an ifşa etmeyeyim bazıları görevde.
Şimşek: Biz bunları isim olarak yayınlamayız. Sadece size şey yapayım… Savcı Bey’e bir mektubunuz var.
Bozkır: Bu mektup değil. Savcı Bey’e olayın aydınlanması için bizzat Türk Konsolosluk görevlisi emniyet personelinin yanında resmileştirmek için yazdım, kendi e-mailimden önce Ankara TEM’e gönderdim mailleri Zihni Çakır Bey vasıtasıyla gönderdiler. Daha sonra almadıklarını belirttiler. Hatta buradaki emniyet müdürü bir arkadaşın mailini kullanarak gönderdim tamamen resmiyet kazansın diye.
Şimşek: Mektupta diyorsunuz ki Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu… bu isimlerden bahsediyorsunuz. Yalnız bizim aldığımız bilgi, bu isimler kesinlikle bu olayı reddediyor. Onlara iftira attığınız yönünde bir duyumumuz var yani. O mektubun içeriğini yeniden bize anlatır mısınız?
Bozkır: Mektup demeyelim; bilgi notu, ihbar notu diye… Ben bu kişilerin o dönem öncesi ve sonrası hareketlerinin normal Özel Kuvvetler görevlerinin dışında olduğunu söyledim.
HABLEMİTOĞLU İLE KOD İSİMLİ TEMAS KURDULAR MI?
Şimşek, Bozkır’ın söz ettiği Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki isimlerle ilgili tek tek detay sorduktan sonra röportaj şöyle devam ediyor:
Şimşek: Siz bunların bir rapor hazırladığına ilişkin bir şeyler söylemiştiniz. Tam nedir bu?
Bozkır: Yok, ben Zihni Çakır’a böyle bir şey kesinlikle söylemedim.
Şimşek: Sizin şöyle bir şeyiniz var; kod isimle Hablemitoğlu ile temas kurdular… Kim kurdu?
Bozkır: Ben bu konuyla ilgili irtibat kurduklarını hiçbir zaman belirtmedim. Ama aralarında Alman vakıflarını konuştuklarını biliyorum.
Şimşek: Hayır şöyle; Zihni Çakır bunların Fikret Emek grubu tarafından Hoca’ya birtakım bilgiler…
Bozkır: Ben Çakır’a böyle bir şeyde bulunmadım. Kesinlikle söylemedim, kesinlikle.
Kameraman: İfadenizde Tan Dervişoğlu Hablemitoğlu’na bilgi belge veriyordu geçmiyor muydu?
Bozkır: Geçmiyordu.
VE O İSİMLER
Röportajdan bir başka bölüm:
Şimşek: Zihni Çakır’ın İstanbul TEM’de bu olayın azmettiricilerinin Mustafa Özcan ve Enver Altaylı tarafından bu ekibe ihale edildiği gibi bir izlenim var.
Bozkır: Sizden duydum. Kesinlikle benim böyle… Ben Mustafa Özcan’ı tanımam, bilmem; ilk defa bugün sizden duydum. Daha doğrusu haber programlarında duydum. Enver Altaylı’yı tanımam, ama bilirim.
Şimşek: Peki Emniyet’te Enver Altaylı ve Mustafa Özcan ismini sizden duyduğu, bunların azmettirdiği yönde… Neden böyle bir ifade vermiş olabilir?
Bozkır: Bilmiyorum, yani Zihni Bey ile olan bütün mesajlaşmalarımı bütün şeyleri size arz ettim, hatta PDF dosyası yaptım attım.
Şimşek: Konuyu yüz yüze söylediğinizi değerlendiriyor.
Bozkır: Kesinlikle yok.
Şimşek: Özellikle Mehmet Narin ismini hatırlıyor musun? Nasıl bir bağlantınız var?
Bozkır: Mehmet Narin Özel Kuvvetler mensubu… Hiçbir bağlantım yok… Çünkü kendisi astsubaydır, hiçbir zaman Mehmet Narin’le bir göreve gitmedim.
Kameraman: Şöyle, Mehmet Narin’le çok yakın değildiniz, doğru mu? Peki Aydın Köstem ismi size tanıdık geliyor mu?
Bozkır: Evet duydum.
Kameraman: Ne olarak duydunuz?
Bozkır: Bizim orada oturan, hatta 2011’de bana gelen, ordudan ayrıldıktan sonra benimle iş yapmak istediğini söyleyen… MİT’i dolandıran diye biliyorum.
Şimşek: Aydın Köstem’i anlatır mısınız? Oğlu Afanistan, Pakistan civarında birtakım şeyler yapıyor savunma sanayiinde. Oğluyla arkadaşmışsınız.
Bozkır: Oğluyla tanıştım, tanıştırdı bir kere. Savunma sanayiiyle alakalı, İngilizcesinin çok iyi olduğunu, Birleşmiş Milletler’de çalıştığını söyledi. Aydın Köstem benimle iş yapmak isteyen bir insandı, ama pek muteber değildi.
Kameraman: Çok güvenilir birisi değildi yani, doğru mu? Peki Mehmet Narin ile ne gibi bir ilişkisi var?
Bozkır: Onu bilmiyorum.
Şimşek: Yani sizin tanışmanızda Mehmet Narin olabilir mi?
Bozkır: Hayır, hayır, hayır, hayır. Mehmet Narin tanıştırmadı beni Aydın Köstem’le. Tamamen tesadüf, kendisi buldu beni. Valla kimin tanıştırdığını hatırlamıyorum, ama cezaevi sonrasında tanıştım.
“Ekipte En İyi Atış Yapan Kimdi?” Sorusu
‘EKİPTE EN İYİ ATIŞI YAPAN KİMDİ?’ SORUSU
Abdurrahman Şimşek’in tanıklığı sırasında iddia ettiğinin aksine, Nuri Gökhan Bozkır’ın röportaj boyunca Levent Göktaş’tan hiç söz etmediğine dikkat çekip diğer önemli bir bölüme geçelim:
Şimşek: Siz solak mısınız, sağ mı? Attığını 12’den vuran.
Bozkır: Hayır, standardın altındaydım. Ben atış konusunda pek iyi değildim.
Şimşek: Ekibin içinde en iyi atış yapan kimdi?
Bozkır: Zaten beni atış gösterilerine almazlardı. Açıkça söyleyeyim, belli bir şahıs vardı: Tarkan Mumcuoğlu. Zaten mesaiye iki-üç silahla gelirdi.
HTS/BAZ KAYITLARI VE SIM KARTI MESELESİ
Yazının başlangıcında, 2020’de şüphelilerin HTS/baz kayıtlarının dosyaya kazandırılmadığını, kazandırılmış olsa bile soruşturmanın gizliliği nedeniyle bunların bilinmesinin mümkün olmadığını belirtmiştik. Şimdi de buna ilişkin soru ve cevaplara bakalım.
Şimşek: Cinayet gününe gelirsek…
Bozkır: Hatırlamıyorum bile o günü.
Şimşek: Hablemitoğlu’nu takip ettiniz mi olay öncesi aylar öncesinde, 6 ay öncesinde?
Bozkır: Hiçbir zaman. Ne takip ettim ne şey… Bilgim yok.
Şimşek: Olay günü telefonunuzu niye kapattınız? Olayın olduğu gün telefonunuzu kapattınız diye bir bilgi var.
Bozkır: Hatırlamıyorum bile. Ben ona inanmıyorum, bilmiyorum. Sadece sabah mesaiden dolayı kapatırım. O günkü telefonumu bilmiyorum ki; kapatıp kapatmadığımı da bilmiyorum.
Şimşek: Telefonunuzu ne zaman açtınız, hatırlıyor musunuz?
Bozkır: Allah Allah, bilmiyorum, hatırlamıyorum ki, kapatıp kapatmadığımı hatırlamıyorum. İnanın bilmiyorum.
Şimşek: Cinayet günü telefonunuzu kapatıyorsunuz, bir gün sonra SIM kartı başka bir astsubayın telefonuna takıyorsunuz. Gölbaşı’nda sinyal veriyor.
Bozkır: Hatırlamıyorum. Öyle mi yapmışım?
Şimşek: Size böyle bir soru sorulsa, hatırlamıyorsunuz…
Bozkır: Hatırlamıyorum, bilmiyorum, 20 yıl geçmiş yani. Ben Hablemitoğlu’nu hayatım boyunca görmedim. Ne takip ettim ne gördüm ne bir şey yaptım.
Şimşek: Ama telefonunuz tam o noktada sinyal veriyor.
Bozkır: Veremez, imkânsız. Orada bir tane HTS kaydı deniyor. Hatırlamadığım bir telefon orada sinyal verdi diye ben suçluyum yani. Bu işi yapmış olsam kendimi niye ifşa edeyim?
Şimşek: Bir tane değil. Siz nereden biliyorsunuz bir tane olduğunu?
Kameraman: Olayın öncesinde sonrasında ve daha sonraki günlerde…
Şimşek: Bir tane değil, ama belli aralıklarda o bölgede topluca sinyal veriyorsunuz.
Bozkır: Bakın o dönemde FETÖ’cüler, HTS’leri yok ederdi deniyor. Şimdi HTS kaydı raporu var diyorsunuz.
Şimşek: Yok edilmemiş demeyelim, bir kısmı dosyaya konmamış diyelim. Yani şöyle; operatörlerden yazı istenmemiş.
‘TETİKÇİ’ DENİLEN MUMCUOĞLU İLE İLGİLİ SORULAR
Bir kez daha röportajın 2020’de yapıldığını, Hablemitoğlu suikastının “tetikçisi” olduğu iddia edilen Tarkan Mumcuoğlu’nun ise Haziran 2022’de tutuklandığının altını çizip, devam edelim.
Şimşek: Tetiği kim çekti?
Bozkır: Bilmiyorum, bilsem…
Şimşek: Tarkan çekmiş olabilir mi?
Bozkır: Bilmiyorum.
Şimşek: O ekipte muhtemelen tetiği çekebilecek kimdir yani?
Bozkır: Ben şu an iftiraya uğruyorum, başkasına atmak istemiyorum.
Şimşek ve kameraman ile Bozkır arasında uzun diyalogların yaşandığı bu bölümde Bozkır korktuğunu, kendisi olay yerinde olmadığı halde HTS kayıtlarında varmış gibi gösterildiğini, raporların kolaylıkla değiştirildiğini ve adil yargılanacağına inanmadığını söyleyince de Abdurrahman Şimşek şu karşılığı veriyor:
“Doğru söylüyorsun. O tarihte Tarkan Mumcuoğlu’nun Türkiye’de olduğu tespit edildi ve olay günü o bölgede olduğu biliniyor.”
“Savcıda ByLock Var” İddiası
‘SAVCIDA ByLOCK VAR’ İDDİASI
Bunun sonrasında da şu konuşmalar yapılıyor.
Bozkır: Kendimi nasıl anlatacağım?
Kameraman: Ancak bildiklerini anlatarak anlatabilirsin. Anlatmadığın sürece şöyle bir süreç işleyecek. Biz bu röportajı daha önce yayınlanandan farklı olmadığı için vermeyeceğiz. Dolayısıyla söylediklerinin hiçbir anlamı kalmayacak, daha çok üzerinize gelinecek. Telefonla görüşürken de “Lütfen önceki röportaj gibi olmasın, net bildiklerinizi bizimle paylaşın.” dedik. Olaya ne kadar hakim olduğumuzu siz de az çok tahmin ediyorsunuz.
Şimşek: Dilekçede söylemediğiniz bir isim var mı? Samimiyetle bir şeyler söyleyin. Belli ki bir şeyler biliyorsunuz. Can güvenliğinizden endişe ediyorsanız tekrar düşünün, tekrar gelebiliriz. Korkmayın, Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet, FETÖ’yle mücadele ediyor.
Bozkır: Bak, eğer bunu yayınlarsanız, ki inşallah yayınlarsınız, bilmiyorum, Sayın Savcı’nın da araştırılmasını istiyorum. Yani bunu sayın Adalet Bakanımız HSK Başkanımız, “Bilginiz varsa verin.” diyor. Ben de diyorum ki, buyurun Sayın Savcı’nın, Zafer Ergün’ün de ByLock’unun olup olmadığı araştırılmasını istiyorum.
Şimşek: Bu bilgi net mi?
Bozkır: Net. Ekran görüntüsü geldi.
Şimşek: Biz bu söylediklerinizi ihbar kabul edip ilgili yerlere söyleyeceğiz, merak etmeyin.
‘BAŞSAVCI YÜKSEL KOCAMAN’A TESLİM EDECEĞİM’
Ve geldik röportajın son bölümüne. Yorumsuz aktaralım.
Kameraman: Ne olursa konuşursunuz? 1 saattir buradayız; bazı tedirginlikleriniz var, bunu hissedebiliyorum. Ne sağlanırsa daha fazlasını duyabileceğiz?
Şimşek: Bu yayınlanmasın… Sayın Başsavcıya mesela mesaj vermek veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na vereceğim. Şu an konuşacaklarınızı, şu anki görüntüleri Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a teslim edeceğim. Ne demek istersiniz?
Bozkır: Sayın Savcım, lütfen Sayın Başsavcımız Yüksel Kocaman, bu HTS raporlarına inanmıyorum. Bunlar düzmece, hepsi düzmece. Bana gerçekten FETÖ’cü olmayan gerçek bir savcı, şaibesi olmayan bir savcımız oldu mu artı bendeki…. Ben devletimle pazarlık edemem.
Şimşek: Can güvenliğiniz sağlandığında…
Bozkır: Can güvenliğim sağlandığında kendisine bildiğim her şeyi anlatmaya hazırım.
Kameraman: Yani şu anda daha fazla şey bildiğinizi kabul ediyor musunuz?
Bozkır: Bu cinayetle ilgili değil, o ekibin başka yaptıklarını biliyorum.
YALANCI TANIKLIKTAN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULACAK
Konuyla ilgili sıcak gelişme şu:
Hablemitoğlu suikastı davasının sanıkları, bu röportajın dökümünü yapıp mahkemede verdiği beyanlarla satır satır karşılaştırarak Abdurrahman Şimşek hakkında “yalancı tanıklık” yaptığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.