Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

30 Ağustos Zaferini Kim Kazandı?

featured

30 Ağustos Cuma’ya denk geldiydi. Korka korka Camiye gittim… Ya, Veli Şerbaş’ın, lejyonerleri, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ten bahsederlerse diye… Neyse, Ataların hilafına korktuğum başıma gelmedi… Düşünebiliyor musunuz, ya bahsetselerdi, kurtarıcımız hakkında şüpheye düşecektim… Sonra da düşündüm. Usul bu değil mi. Mesela, Yavuz Sultan Selim Köprüsünü RTE mi yaptı diye bahsediyoruz, yoksa ustalar, ustabaşılar, işçiler mi yaptı deniyor… Ya Fatih Sultan Mehmet Köprüsü… Kim, Özal yaptı diye biliyor. Herkesin aklında, mühendisler, betoncular ve nakliyeciler mi var… Durum bu olunca, 30 Ağustos zaferini de gaziler şehitler kazandı, denebiliyor… ATATÜRK, ise muhtemelen çilingir sofrasını kurup, Kocatepe’den izlemiştir… Benim hutbeden anladığım buydu, ne dersiniz, farklı anlayanınız var mı?

Yarın, İzmir’in dağlarında çiçeklerin açacağı bir gün olacak… Şu an, filizlerin boynu bükük olsa bile, kuvvetli kökleri sayesinde, üzerlerine doğacak güneşin de yardımıyla gene dimdik, başlarını kaldırarak, bizlere umut ve güç aşılayacaklar. O günlerin çok yakın olduğunu, bütün kalbimizle, tüylerimiz diken diken olarak hissediyoruz… Bu sefer, içimizdeki hainleri, onlara ilave olarak, dışardan ithal edilenleri de önümüze katıp, Kordon’dan denize dökeceğiz. Açıkta, sığınacakları, İngiliz zırhlıları da olmayacak, vay hallerine ki vay… Hepinize merhabalar olsun can dostlarım, sevgili okuyucularım…

26 Ağustostan başlayarak, 9 Eylül’de son bulan süreci, yani Kurtuluş savaşımızı kutlarken sadece olay bu değildi. 1071 Malazgirt Savaşının da seneyi devriyesiydi. Türklere Anadolu kapılarını açan savaş diye lanse edilir ama gerçek hiç te öyle değildir. Hitit’ler, Sümerler, Troya’lılar vs vs  zaten Anadolu’ya gelip, kapıları ardına kadar açmışlardı... Ayrıyeten, Sahip Efendimizin dediklerine bakılırsa, Arap’ı, kürdü, Ermenisi, bir kaç Türk’ü de yanlarına alarak bu savaşı kazanmışlardır… Meşhur Arap komutan Halit Bin Velit olmasa, Ermeni komutanlar, Andranik Ozanyan, Arsak Gavafiyan, Drastamat Kanayan bunların yanında Apo İtinin dedelerinin dedeleri sayesinde bir avuç Türk’le, Malazgirt’i kazandık…Bizlere Malazgirt komutanları olarak yutturulan Afşin, Atsız, Çavlı, Arslantaş,Dilmaçoğlu, Sanduk vs vs gibiler, henüz onbaşı bile değil yukardaki komutanların özel hizmetlerinde görevliydiler…  Bazı laflara ancak bu kadar cevap verilebilir, affınıza sığınıyorum.

30 Ağustos Cuma’ya denk geldiydi. Korka korka Camiye gittimYa, Veli Şerbaş’ın, lejyonerleri, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ten bahsederlerse diye… Neyse, Ataların hilafına korktuğum başıma gelmedi… Düşünebiliyor musunuz, ya bahsetselerdi, kurtarıcımız hakkında şüpheye düşecektim… Sonra da düşündüm. Usul bu değil mi. Mesela, Yavuz Sultan Selim Köprüsünü RTE mi yaptı diye bahsediyoruz, yoksa ustalar, ustabaşılar, işçiler mi yaptı deniyor… Ya Fatih Sultan Mehmet Köprüsü… Kim, Özal yaptı diye biliyor. Herkesin aklında, mühendisler, betoncular ve nakliyeciler mi var… Durum bu olunca, 30 Ağustos zaferini de gaziler şehitler kazandı, denebiliyor… ATATÜRK, ise muhtemelen çilingir sofrasını kurup, Kocatepe’den izlemiştirBenim hutbeden anladığım buydu, ne dersiniz, farklı anlayanınız var mı? Bu arada, ülkenin en büyük, kayıt dışı ekonomisi Cami AŞ, hiç nefes almadan görevine devam ediyor. Şebinkarahisar Kuran Kursuna, Varto Merkez Camiinin şadırvanına para toplanır ama, hiç muhtaç birine, erzak, kömür vs bir şey alındığını veya para toplandığını duydunuz mu? Bu paraların hesabı nasıl tutulur? Onbinlerce Camiden gelen paralar nasıl tasnif edilir? Kim tarafından nasıl harcanır, bileniniz var mı? Eyyy Şimşek (Bende RTE’ye mi benzemeye başladım ne) Garsonun bahşişine göz diken, Kürt asıllı, İngiliz vatandaşı Şimşek. Bu kayıt dışı dağına niye uğramazsın?

Geçtiğimiz günlerde ilginç bir rüya gördüm. Siz hele bir, hayır olsun deyinde öyle anlatayım… Hiç yapmadığım Kimya mühendisliğim devredeydi. Geniş bir laboratuvarda, tek başıma deneyler yapıyordum. Benim gibi beyaz önlüklü büyük bir kalabalıkta biraz geriden seyrediyordu… Malzeme şişelerinin üzerinde ilginç yazılar vardı. Dik durmuş Türkiye’ye benzer bir kaba bunları döküyordumİlk önce Gürcü daha sonra da Rum yazan şişeden boca ettim. Üzerine tuz gibi duran, Yahudi yazan malzemeden de serptim. Çok pis kokular oluştu. Arkamdaki kalabalık homurdanmaya başladı. Can havliyle bir köşede duran, üzerinde Ermeni yazan şişeden de boşaltınca, gürültüler çıkmaya, fokurtular oluşmaya başladı… Gerideki kalabalıktan gelen sesler bayağı arttı. Kazan tam patlamak üzereyken, içerdekiler koşa koşa geldi kaptaki malzemeyi, lavaboya döktü… Uyandığımda, Sabah haberleri başlamıştı, Ahlat’taki Aile fotoğraf görüntüleri ekrana geliyordu. Bilinenler tamamda, iki Kuvvet Komutanının Hüda-Par Gn. Başkanıyla yan yana poz vermeleri, bu kadar da olmaz dedirtti

Ülkemizden bir Sisi geldi geçti ama deldi de geçti. Bir intikam ancak bu kadar alınır. Kendisini adet dışı, uçağın kapısında karşılattı. Buluşma ve el sıkışmayı görünce, yüzüm kızardı. Acaba sadece benim mi yüzüm kızardı… En çok aklıma gelen neydi biliyor musunuz… “Bunlara oy veren, Sisi’ye oy vermiş olur” diyordu ya birileri… Peki, şimdi daha aklı selim düşünelim… Kime verilen oylar, Sisi’ye verilmiş oldu… Daha söyleyecek, kamyonla söz var da söylesen ne,  söylemesen ne…

Hepinizi Yaradan’ıma emanet ediyorum. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!