Türkiye yapay günlemelerle oyalanıp vatan topraklarının heyelan gibi kayıp gittiğine daha ne kadar seyirci kalacak? Vatansever halkımızın İngiltere’de, Amerika’da villa ve gökdelenleri yok ki hicret etsin.
Bu başlık Alman basınında bir haber. Doğru yanlış bilemeyiz ama Türkiye’nin en bereketli ovaları, limanları ve sahilleri çoktan satılmadı mı? Arap televizyon ve medyalarında İstanbul’un satılık yerleri Arap müşterilerini bekliyor. Dinar ve doları olanlara sudan ucuz. Haydi bir villa alana bir villa bedavaaa. Boğazda denize nazır yalılar, tepede korular kapanın elinde kalacak… Yap İşlet Çökert modeliyle yapılan bir köprü ve hastane bile satıldı trink dolara.
Ama İstanbul ve Trakya bölgesi her zaman cazibe merkezi. Şimdiye kadar kapanın elinde kalmamışsa büyük kayıp ve ayıp. Siz bakmayın Osmanlı Torunu geçinen Türk olduklarını hatırlamak istemeyenlere, Fatih Sultan Mehmet ne demişti? “Kim ki kanla aldığımız bu toprakları parayla satarsa kıyamete kadar lanetim üzerlerine olsun.” Aynı Fatih “Ormanlarımdan bir dal kesenin boynu vurula” diye ferman çıkarsa bile torunları el oğlunun altın madenleri için yakıp yıktılar ormanlarımızı. Dünyanın en iyi oksijen deposuna sahip Kaz Dağlarımızı “Yolunmuş kaza” çevirmediler mi?
Ama Katarlıların da vardır bir bildikleri. Hazır Türkiye hızla “Arap deposuna” çevrilirken, bazı ampul kafaları Türkiye’nin adını Anadolu İslâm Devletine değiştirmeleri tatmin etmiş olmuyor ki “Şeriatçı Arap Devleti” yapmak istiyorlar. Devletin doğru dürüst bir kurumu kalmamışken bu isteklerinde pek hayal olmasa gerek.
Türkiye yapay günlemelerle oyalanıp vatan topraklarının heyelan gibi kayıp gittiğine daha ne kadar seyirci kalacak? Vatansever halkımızın İngiltere’de, Amerika’da villa ve gökdelenleri yok ki hicret etsin.
