Batının Türkleri Anadolu’dan çıkarma ideallerini gerçekleştirecek, 1071’den değil, Troya’dan, Sakalardan beri uğraştığımız olaylar, şu an kansız, darbesiz, hem de kendi ellerimizle, nüfus yoluyla gerçekleşmek üzere… Beyinsiz ve yeni din safsatalarıyla uyutulmuş Türkmenlerin baş rolde oluşları, ayrı bir trajedi… Ensar – Muhacir aldatmacası din istismarının son örneği. Ülkelerinde, üreme oranları %2,7 olan, Arap karıları ne hikmetse mağdur, sefil, sürgün duruma düştüklerinde %5,3 oranına ulaşıyorlar…
Dünyayı sarsacak, petrol ve doğal gazı ehemmiyetsiz hale getirecek, bulan ülkeyi de abat edecek icat nedir dendiğinde, tereddütsüz enerjiyi ve ısıyı depo edecek sistemlerdir derim… Düşünün bir kere, yazın depoladığınız sıcağı, kışın kullanıyorsunuz… Hepinize merhabalar olsun…
Bana göre, Türkiye’nin beka sorunu olan iki meselesi var. Bunlardan ilki, düzensiz göç, ikincisi ise deprem gerçeği… Kurtuluş Savaşını ıskartaya çıkaracak, Batının Türkleri Anadolu’dan çıkarma ideallerini gerçekleştirecek, 1071’den değil, Troya’dan, Sakalardan beri uğraştığımız olaylar, şu an kansız, darbesiz, hem de kendi ellerimizle, nüfus yoluyla gerçekleşmek üzere… Beyinsiz ve yeni din safsatalarıyla uyutulmuş Türkmenlerin baş rolde oluşları, ayrı bir trajedi… Ensar – Muhacir aldatmacası din istismarının son örneği. Ülkelerinde, üreme oranları %2,7 olan, Arap karıları ne hikmetse mağdur, sefil, sürgün duruma düştüklerinde %5,3 oranına ulaşıyorlar… Bu bile, gerçekleri gösteremiyorsa, yapacak şey neredeyse tükenmiş demektir… ABD’den daha refah içinde yaşayacak imkan ve altyapı potansiyelimiz varken, ekonomik sıkıntılarla boğuşmamız, sonucunda, üreme oranınızın % 1.5’lara düşüp “Sıfır” noktasının altında seyretmesi tesadüf değil, ince planların sonucudur… Bir aralar, Apo itinin “Ya silahlarınıza, ya karılarınıza sarılın” talimatı spor için söylenilmiş laflar değildir… Terör ve terörist tehdidinin ortadan kalkmasına rağmen DEM Parti’nin, bölgede, birinci çıkması, içeriden, Arap- Afgan – Afrikalı ilhaklarının de dışardan şırınga edilişleri çok kısa zamanda Anadolu’da dengelerin hızla aleyhimize değişim sağlaması kesindir… Bu durum, ilk önce bunları halledelim, sonra aramızda halleşiriz diye düşünen Şer İttifaklarının doğmasına sebep olabilir. Mesele, elinde yetkisi olmayan ama feveran eden, sadece Ümit Hoca’nın sırtına yıkılacak kadar basit değildir. Aklın başa gelmesinin, hiçbir faydası olmayacak zamanlara doğru, son hızla hareket ediyoruz… Bin kere tekrar edeceğim “Ey koca Türk, devşirmeler seni devşirmeden, sen aklını başına devşir”. Hektor’un intikamını aldık diyen Fatih Sultan Mehmet ve Mustafa Kemal ATATÜRK ün bütün çabaları boşa gitmek üzeredir. Sembol olan “Truva Atı“nın, milyonlarcası kapımıza bırakılmış, hepside içeri alınmışlardır…
Gelelim, kafamızı kuma gömdüğümüz, ikinci olaya… Türkiye’nin, ihracata dayalı sanayisinin %70’i Marmara çevresine konuşludur. Burada oluşacak bir felaket ki, er geç olacak, sanayimizin bitmesi demektir. Cari açıkla uğraşırken bir anda, ihracatımız sıfıra inebilir, ithalatımız ikiye katlayabilir. Bunun anlamı İflastır. Batılı kaynakların zaten iflas ettiğimize dair birliktelikleri varken, üstüne tuz biber ekilmesidir. Şahsa özel havaalanlarındaki uçaklar, peş peşe kalkıp bazı ülkelerdeki saraylara, çiftliklere yolcular taşıyabilir… İçerde kalanların başına da ya İngiliz ya da ABD’li bir Genel Vali gönderilir... Bu gerçek kapı gibi karşımızda dururken, neler yapılmalıdır? Heba edilen yılları telafi edecek zamanımız var mı? Meçhul ama gene de derhal harekete geçmemiz gerekiyor… Kazakistan’ın başkenti Almatı idi. Astana adında sıfırdan bir yer inşa ettiler. Devletin yeni başkenti orası oldu. Biz de farklı sebeplerden de olsa derhal, Anadolu’nun muhkem ve emniyetli bir yerine acilen yeni yerleşim oluşturarak, İstanbul ve Marmara sanayisini buraya taşıyabiliriz. Maliyet yüksek olur diyenlere, kentsel dönüşüm masraflarından daha az olur diyeceğim. Bunun ince hesaplarına ileride yazacaklarım la değineceğim. Siz rant için, İstanbul’un yanına, çakma boğaz yapıp, sıfırdan ikinci bir yerleşim kurmayı mümkün görüyorsunuz da buna niye sıcak bakmıyorsunuz? Sevgili okur. Bunları masal veya komplo teorisi gibi dinleme. Yerli işbirlikçilerin yalan beyanlarına inanma. Elimizde zaman makinası yok. İş başa geldikten sonra geri dönmek mümkün değil. Geri dönmek ise sadece, atlarla yola çıktığımız Ata Yurda olabilir. İstenen bu olsa da bizleri kabul eden çıkar mı, o da çok şüpheli.
Bu söylediklerimin olması için bekleyenleriz çok. “Keşke Yunan kazansaydı”, “Kurtuluş Savaşı diye bir şey olmadı” vs. diyenlere kadar, mebzul miktar hainimiz hala mevcut. Ne mi yapacağız? Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesini çokça okuyacağız, davranışlarımızı da ona göre ayarlayacağız ve de son cümleyi aklımızdan hiç çıkarmayacağız. Hepiniz Yaradan’ıma emanetsiniz. Hoşça kalınız…