Reyis’in depremden sonra verdiği sözleri hatırlayın. Ne demişti? “Bir sene içinde 650 bin konut hak sahiplerine verilecek”. Peki, iki seneye yaklaşılırken ne oldu? Onda biri bile teslim edilemedi. Deprem konutları bahane edilerek durdurulan veya sonlandırılan projeler ne oldu? Hiçbir şey…
Ömrümüzü ele aldığımızda, sınırlı olan ama hayatımızdan su gibi, jet hızıyla akan bir ayı, bir Haziran’ı daha geride bıraktık. Temmuz, getireceklerinin belirsizliğiyle kapımıza dayandı bile. Başımıza geleceklerin, hakkımıza hayırlı olmasını diliyorum. Hepinize merhabalar olsun, can dostlar…
Demiştik altyapılı bir yazıya daha başlayalım. Öyle anlar gelir ve de gelecek ki, içerdeki suç yumağı fenomenlere acıyacağız, yanlarına geçeceğiz diye kısaca bahsetmiştim… Bir kız, aşılamayacak duvarları kolayca aşıp, RTE’nin yanına kadar gelebiliyor. Bu kız kim? İçeride yatan Candan kardeşlerin küçüğü. Ablasının mağdur olduğunu, içerde sadece namaz kıldığını (!!!) söyleyerek yardım talep ediyor… Cumhurbaşkanı da “Kızım, bu iş mahkemelerin işi, ben karışamam” diyemiyor, maiyetini yanına çağırarak ilgilenmelerini istiyor… Şu kısacık olay bile, bizlere Türkiye tablosu için Adliye yapımız için, yeterli olsa gerek… Birde, zavallı bir evladımızın annesi var. Ehliyetsiz oğlu, birini öldürdü diye, söylenmeyenin kalmadığı, hayatı karartılan o pırıl pırıl gencin, annesi, hatırlayın işte… Pipomun yazarı…ABD’de mahkemeye çıkıyor. Çıkışta soru soran gazeteciye “Allahu Ekber” diye cevap veriyor. Zavallı kadın, Annelik içgüdülerinin, analık koruyuculuklarının tavan yaptığı o kadın meğerse ne mübarek biriymiş ne dini bütün biriymiş de haberimiz yokmuş… Hatırladınız değil mi? Buraya kadar ve de buradan sonra olacakları yazmıştık… Dilan kızımız da eli kulağında, bugün yarın çıkar. Zaten hapishanede değil, hastanedeymiş. Bekleyin… Bu arada Müslümanlığı bu kadar hafife alma ne olursa olsun dalga geçme demeyiniz. Elhamdülillah iyi bir Müslüman olduğumu düşünüyorum ama, bana göre bunların İslam’la bir alakaları yok. Çalmanın çırpmanın, rüşvetin, riyanın, kul hakkı yemenin bugün başka, yarın başka söylemenin vs. serbest olduğu din, bunların yeni dini. Sadece ritüellerde bizlere benzerlikleri mevcut… Ey garip ve zavallı ve de aklı kıt Türkmen… Hatırla… Almanya’da camilerde toplanan paralarla kurulan sonra da içi boşaltılarak batırılan holdingleri… Soyadımızın aynı olmasından utanç duyduğum, Enver Ören’in, babam dahil Müslümanların paralarını nasıl cebellezine yaptığını. Buna benzer binlerce olayı hatırla… Kur’an kurslarında, erkek çocuklara yapılanları, altı yaşında koca (!!!) koynuna konulan kızları hatırla. Hangisinin, senin dinin ile bir alakası var da bu yüzden peşlerinden koşuyorsun? TGRT’nin kuruluşunda bulunduğum ve Ank. Sorumlusu olduğum için bu zavallı cemaati iyi tanıyorum. Mesela, “bu garip Müslümanların paraları ne oldu?” dediğimizde… “Efendimiz, onları mutlaka İslam için harcamıştır. Sevaptan, kimin ne kadar parası varsa o kadar nasiplenecektir”, diye cevaplar alır çıldırırsınız. Çünkü Seda Say.. ve Sibel Ca.. ın bizlere konuştukları, paraların pekte İslam için harcanmadığı yolundaki sözleri, bunları bağlamaz. “Peki, oğul MücahİT, niye ABD vatandaşı oldu?”, dediğinizde, “Efendimiz oraları da irşat edecek”, laflarını duyar, bu sefer de çıldırmayı bir kenara koyup, cımsıtırsınız… Şimdi, siz kendinizi bu madrabazların yerine koyun. Böyle bir cemaate sahip olsanız, efendilerinden, müstesna şeyhlerinden (Pipomun şeyhleri) beter olmaz mısınız?
Hükümet -RTE-TOKİ, yalanın zirve yaptığı, kandırmanın efendisi olan, kelimeler dizisi. Baca malzemesi, Kurum Efendi, seçimler esnasında bu mevzulardan dolayı epey baş ağrısı çekti ve de kaybetmesi kesin olan seçimde hezimeti yaşadı…Vatandaşlar TOKİ’den çok şikayetçi. Evler ta yapılmıyor, ya da başlangıç şartlarının çok ötesindeki sistemlere evriliyor. Reyis’in depremden sonra verdiği sözleri hatırlayın. Ne demişti? “Bir sene içinde 650 bin konut hak sahiplerine verilecek”. Peki, iki seneye yaklaşılırken ne oldu? Onda biri bile teslim edilemedi. Deprem konutları bahane edilerek durdurulan veya sonlandırılan projeler ne oldu? Hiçbir şey… Geçenlerde, İstanbul’dan bir dostum aradı. Turgut Bey İnovvia 2 ve daha sonra da İnovvia 3 Sitelerinin yöneticiliğini yapan kıymetli bir zat. Yardım odaklı, kara gün dostu Turgut Bey “250 bin konut, 100 bin arsa” projesinin mağdurlarından… Korkunç propagandalarla, halka sunulan proje ne oldu da rafa kalktı? Yapılmayan deprem evleri yüzünden… Hadi kabul edelim de, arsaların durmasını nasıl izah edebilirsiniz. Bunlara bir maliyet isabet etmediğine göre, niye hayata geçemezler, anlaşılır gibi değil… Favori katılımcıların 20-40 kişilerle gittikleri Şampiyonaya, 613 kişi götüren TFF, hepsinin yeme içme konaklama masraflarını karşılarken ne tasarruf tedbirleri ne de deprem giderleri gündeme gelmiyor ama, garip vatandaşın arsası, anında devre dışı kalabiliyor… Yiyin bakalım, aksırana, tıksırana kadar yiyin… Tek damla suyuna kadar hepsi haram olsun, haram olsun…
Haftaya, nasipse gene buradayız. Hepinizi Yaradan’ıma emanet ediyorum. Hoşça kalınız…+