Bandırma yorgun, Bandırma bitkin ama Bandırma, yolcusundan dolayı gururla limana yanaştı… Kıyamet alametlerinden biri, Güneşin batıdan doğacağı da söylenir ya, burada da bahsi geçen olay aynen gerçekleşmiş oldu…Ülkenin güneşi, batıdan hareket etti ve umutlarımızın üzerine pırıl pırıl doğdu… İşte bugün böyle bir gün… Hepimize, bütün Türk Dünyasına kutlu olsun.
Bandırma‘nın önce dumanı sonra da kendisi, ufukta belirdi. Samsun Liman’ından bakınca elbette, Bandırma’yı görmek mümkün değil ama bu Bandırma başka Bandırma… Mecali kalmamış, kendi haline bırakılsa denizin dibine gitmesi işten bile olmayacak vapur, içindeki yolcunun bilinciyle, Samsun’a bir transatlantik edasıyla yanaşmak üzere… İşte geliyor, işte geldi… Milletin bütün umutlarıyla birlikte geldi… Hepinize merhabalar olsun…
Bayram klasiğimiz ve teamülümüz devam ediyor. Mümkün olduğu kadar, siyasete bulaşmadan, teğet geçmeye çalışacağım.
Altı Mayıs, yani Hıdırellez, benim doğum günümdü… 12 Mayıs, çok değerli dostum Prof. Dr Çetin Elmasın, 19 Mayıs yani bugün de, kankam, Ülkücü Memurlar Derneği Genel Merkezinde inde omuz omuza, birlikte çalıştığım kardeşim Taner Yalçın’ın doğum günü… İşin aslına bakarsanız en itibarlı günü Taner kapmış.
Sadece yazıp, mesuliyetten kurtulmak yerine, çareleri de paylaştığımı hepiniz bilirsiniz. Bugün, bir daha aynı yüzümle huzurlarınızda olacağım…Yıllar önce, devlete seslenerek, eski tip lambaları toplayıp yerlerine LED verilmesi gerektiğini söylemiştim. Enerjisi dışa bağımlı bir ülkenin bu yolla daha karlı olacağını da hesaplarla ispat etmiştim… Bugün başka bir davette bulunacağım. Yeni yapılan binalarda nasıl, otopark mecburiyeti varsa, çatılara, elektrik üretimi maksatlı güneş enerjisi panelleri konulması mecburiyeti de getirilmeli… Doğum Gün’ünün 12 Mayıs olduğunu söylediğim Prof. Dr. Çetin Hoca, bu milletin en değerli bilim adamlarından biri. Şu an elektrikli araba imalinin son aşamasında. Tıpkı rüzgâr enerjisi sisteminde olduğu gibi. Çok basit bir düzenekle her ev çatısına koyduğunda, bütün apartmanın ihtiyacı olan enerjiyi üretilebilecek. Bunun tek farkı, mevcutlar gibi hantal değil, bir insanın taşıyabileceği ağırlıkta, olması. Hoca finans kaynağını buldu, şu an, seri üretim arifesinde… Siyaset dışı kalınca elimiz rahatlıyor, gerilimde düşüyor. Her gün bayram mı olsa ne… Gerçi bize değişen yok, daima bayram içreyiz.
Bir konu hatırlatması ve “Demiştik” başlığına. Türkiye’den kaçırılan, çuvallarla dolar ve bankacı Seçil olaylarının kilit ismi, Yunanistan’a, umut olarak lanse edilen Fatih‘le alakalı. Bunun hiç futbol bilgisinin olmadığını, tesadüfi birkaç olaydan sonra foyasının ortaya çıkacağını, en kısa zamanda da kovulacağını yazmıştım… Hatırladınız değil mi. Hatırladıysanız, olayları gayet rahat takip edebilirsiniz.
Fenomenleri ve adaletin düştüğü durumu bir kere daha, üzüntü içinde takip ediyorum… Birisi, kilo kaybı (!) yüzünden tahliye edildi ve çıkar çıkmaz, kuaföre gitti. Bir başkası, tiyatro yapıyor, sinir krizleri (!!!) oluşturarak yırtmaya uğraşıyor. Oda salınırsa hiç şaşmam… Bir zamanlar, kumpas davası Ergenekon’un, finansörü (!) diye servis edilen bir garip vardı… Kuddusi Okkır Bey, komaya girmesine rağmen hastaneye sevk edilmeyerek, cezaevinde ölmesine göz yumulmuştu…Peki buna ne diyeceğiz. Adalet demek doğru olmaz, en iyisi Madalet diyelim…
Bandırma yorgun, Bandırma bitkin ama Bandırma, yolcusundan dolayı gururla limana yanaştı… Kıyamet alametlerinden biri, Güneşin batıdan doğacağı da söylenir ya, burada da bahsi geçen olay aynen gerçekleşmiş oldu…Ülkenin güneşi, batıdan hareket etti ve umutlarımızın üzerine pırıl pırıl doğdu… İşte bugün böyle bir gün… Hepimize, bütün Türk Dünyasına kutlu olsun.
Rahmetli, büyük ozan, Aşık Mahsuni Şerif‘i hepiniz bilirsiniz. Kendisi benim gibi alevi değildir ama Sulucakarahöyük’te(Hacıbektaş İlçesinde) defnedilmeyi istemiştir. TRT yıllarımda çekim için her gidişimde, delikten geçtikten sonra, kabri başında hediyesini verirdim… Çoğu yerde de Sarı saçlım, Mavi gözlümü istemişimdir… Bu isteğimi yerine getirmeyen, daha doğrusu, bilmediğini söyleyen, Aşık’la, üstelik Alevi aşıkla, Alacahöyükte kavga ettim. Bld. Başkanı şahittir… Tam da günü . Bir daha çalsa ne güzel olur… Yayıncı kuruluş, her defasında isteklerimi karşıladı, İnşallah bu seferde karşılar ve de, parçayı sesli olarak yazıya ekler…
Sana hasret sana vurgun gönlümüz
Neredesin mavi gözlüm nerde
Bu gemi, bu Karadeniz
Sarı saçlım mavi gözlüm
Nerde, nerde, nerdesin dost
Kurban olam, yürüdüğün yollara
Kara peçe yakışmıyor kullara
Uyan bak bizim hallara
Sarı saçlımm mavi gözlüm
Nerde, nerde, nerdesin dost
Bulutlar teninden,dağlar korkundan
Sarhoştur sevdiğim Mahsuni bundan
. Bir daha gel gel Samsun’dan
Sarı saçlım, mavi gözlüm
Nerde, nerde, nerdesin dost
Aklımda kalan dizeleri paylaştım. Sizler hepsini dinleyin, hem de defalarca, bakarsınız, çıkıp geliverir… Elimden geldiğince siyasete bulaşmamaya çalıştım ama olmuyor. Memleketin hali hal değil. Birilerinin yanına giren, yerli oval ofisten onun gibi çıkıyor. Oralarda hamburger mı servis ediliyor anlamadım. İlerde konuya daha geniş değineceğim. Son söz. Şımarık kriptoya, sana Burcu Başkanı yedirmeyiz… Ümit Hoca, bu kızımıza önceki davetini yineleyiver. Onun yeri, Zafer Partisi’dir… Allah Tanju ve Burcu Başkan gibi Kardeşlerimizi çoğaltsın. Âmin… Haftaya İnşallah. Hepiniz Yaradan’a emanet olun. Hoşça kalınız…