Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, geçtiğimiz günlerde, Lez..a tavuk eti konsantre tesislerine gitti… Niye gitti bilen veya haberdar olan var mı? Arap’ı, Afgan’ı, Pakistanlısı, Afrikalısı derken işin içine Hintliler de girdi… Bu Lez..a işletmesi, Türk işçileri, işten çıkardı, yerine Hindistanlıları aldı… Hoca, olaya müdahale etti. Oradaki konuşması, Yönetim’in, yüksek volümlü “İzmir Marşı” çalınmasıyla baltalanmak istendi… Türk halkının alışverişiyle ayakta duran bu edepsizler, Türk varlığını bitirmek isteyenlerin çorbasına tutam tutam tuz attı… Bu durumu, her market alışverişinde göz önünde bulunduracağım. Hepinizden de aynı hassasiyeti bekliyorum…
Bir gemi ağır aksak yol alıyor. Pek güven vermese de Karadeniz’e dayanmak zorunda. Geminin yolcusu, sessiz, düşünüyor… Sarı saçlı Mavi gözlü, mırıldanarak söylese bile, kalp gözü açık olanların göreceği şekilde, yüreğinde oluşan alev, dudakları arasından fışkırarak, Milletin, ufkunu pırıl pırıl yapmış bile… “Geldikleri gibi giderler” dedikten sonra, gelenleri, nasıl geldilerse öylece yollamanın hesapları, güvertede ince ince hesap ediliyor… İşte o yolculuk bu yolculuk… Samsun, bekliyor, Anadolu bekliyor, Millet bekliyor, bütün Türk Dünyası bekliyor, bütün mazlum halklar bekliyor, Sömürgeler, işgal edilenler, kısaca hep birlikte bekliyoruz… Gel artık, çabuk gel, et tırnak olma vakti…
Beyler, en kısa zamanda uyanmazsak, bir daha hiç uyanamayacak duruma geleceğiz. Ülkemiz, şimdi de Recep Efendi’yle, Özgür Efendi’nin şovuna kitlenmiş durumda. İplerdeki cambazlara bakarken, arkamızda neler oluyor, onların da farkında olmamız gerekiyor… Türk Dünyasının, yegâne umudu ve Amiral Gemisi olan, Türkiye Cumhuriyet’i ve Anadolu coğrafyası hedefte. Türkleri Ön Asya’dan sürme ve bu toprakları Türksüzleştirme ameliyesi, akıl almayacak taktiklerle sinsice yürütülüyor. Bu işler sanki sadece Ümit Hoca’nın sırtına yüklenmiş gibi. Kimse tehlike boyutlarının farkında değil. Kendinize gelin yahu, Ülke elden gidiyor… Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, geçtiğimiz günlerde, Lez..a tavuk eti konsantre tesislerine gitti… Niye gitti bilen veya haberdar olan var mı? Arap’ı, Afgan’ı, Pakistanlısı, Afrikalısı derken işin içine Hintliler de girdi… Bu Lez..a işletmesi, Türk işçileri, işten çıkardı, yerine Hindistanlıları aldı… Hoca, olaya müdahale etti. Oradaki konuşması, Yönetim’in, yüksek volümlü “İzmir Marşı” çalınmasıyla baltalanmak istendi… Türk halkının alışverişiyle ayakta duran bu edepsizler, Türk varlığını bitirmek isteyenlerin çorbasına tutam tutam tuz attı… Bu durumu, her market alışverişinde göz önünde bulunduracağım. Hepinizden de aynı hassasiyeti bekliyorum… Bütün herkes, 2028’in peşinde. Özgür’ün hesabı başka, RTE’nin hesabı başka, İmam’ım hesabı başka. Beyler, bu hesaplarınızın tahakkuku için, önce bir memlekete, yurda ihtiyacınız var, bilesiniz… Bu topraklar elinizde kalırsa yapacaklarınızın bir kıymeti olabilir… Bu trendle gidecek olursak yakında ABD’ye döneriz. Hani İstanbul’da, Erzurumlular, Bayburtlular, Urfalılar ve yoğun oldukları mahalleler var ya, gafletten uyanmazsak, Çin, Hint, Arap vs. Mahalleleri yerlerini alacak…
Memleketim Urfa’nın, Suriye sınırında, çok meşhur bir devlet üretme çiftliği vardı. Bildiniz, Ceylanpınar… Bu üretim çiftliğinin yaptıklarını elde edebilmek için, TİGEM önünde kuyruklara girerdik. Çok güzel peynirleri olurdu, hele hele koyun peyniri süper idi. Ben bile yeni ve tesadüfen öğrendim. Maalesef o da elden çıkmış. Katarlılara satılmış… Çok az kaldı. Hepimiz, yeni sahiplerin marabası olmak üzereyiz… Bu efendiler görevli, anladık. Onlara alkış tutan beyinsiz Türkmenler de birkaç huri peşinde, onu da anladık, peki bu MHP ne yapıyor? En azından bunağın haricindekiler niye sus pus… Tarih hepinizi vatan satılırken susan dilsiz şeytanlar olarak, hatırlayacak…
Normalde işi ile uğraşması, basının gündeminde olmaması gereken bir kurum… Hepimizin üstüne titremesi gereken bu teşkilatın adı “Diyanet“. Gün geçmiyor ki, bir marifetimi (!!!) öğrenmeyelim… Hepinizin bildiği alışkanlıklarını kısaca hatırlayalım mı? Halkın alım gücünün düşmesine çare olarak, pazara akşam üzeri gidin diyenler… Fakirliğin erdeminden bahsedenler… Atatürk’ten, ödleri patlayan, hiç adını geçirmeyenler… İsraf haram diyerek şatafata gömülenler. Bir lokma bir hırka yaklaşımını halka, lüksü kendilerine uygun görenler, Başkan’larının, Londra’da ev aldığı konuşulan vs. vs… Bütün bunlar yetmez gibi şimdide günlük kirası, kimine göre 25 bin, kimine göre 49 bin lira olan yeni makam aracıyla gündeme geldiler… Özrü, kabahatinden büyük durumu oluştu. Kurum açıklama yaptı, keşke de yapmasaydı…Yeni araç, şehirlerarası seyahatleri yapabilmek için kiralanmış… Bu durumda yerli ve milli olan TOGG’un, Diyaneti mahkemeye vermesi gerekir… Ben vatandaş olarak şunu anladım. TOGG, şehirlerarası seyir yapamayacak kalitede bir araç. Kimle konuşsam, herkes aynı şeyi anlamış… Milli aracımızın ticari istikbali ağır yara almış durumda biline… Bunun adli karşılığı, ağır bir tazminattır.
Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…