MAK Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat Radyo Sputnik’te açıklamalarda bulundu. DEM Parti’nin seçim sonuçlarına etkisi, Yeniden Refah Partisi’nin stratejisi gibi seçimde en çok konuşulan konu başlıklarını yorumlayan Kulat, şunları söyledi:
‘Seçim sonuçları tarihe ‘ikinci 31 Mart Vakası’ olarak geçecek’
“Tarihte 31 Mart Vakası var. Bu belki tarihe ikinci 31 Mart vakası olarak geçecek. AK Parti ilk defa ikinciliğe düşmüş durumda. Üstelik AK Partili seçmenin bir kısmı sandığa gitmemiş, ikinci olarak alternatif olarak gördüğü Yeniden Refah Partisi’ne gitmiş. Bu mesele kısa bir süre sonra Türkiye’de erken seçim dâhil bir sürü farklı konuların konuşulmasına, gündeme gelmesine sonuç verecek büyüklükte bir olay.”
‘YRP sorun çözmeye odaklanırsa Türkiye siyaseti için bir alternatif olabilir’
““Eğer burada Yeniden Refah Partisi (YRP), Türkiye siyasetine alternatif çözüm üreten bir parti olmak yerine iktidarla uzlaşı gibi bir yol ve yöntem uygularsa şu anda yakalamış olduğu rüzgarı kaybeder. Yeniden Refah’ın yakaladığı başarı hikayesinde AK Parti’ye kızgın, küskün seçmen kadar, daha önce AK Parti listelerindeki siyasetçilerden bir liste oluşturmanın da etkisi oldu. Yeniden Refah Partisi Türkiye siyasetinde daha başarılı, belirleyici olmak istiyorsa kadrolarını güncellemesi gerekiyor, Türkiye’nin farklı kesimlerini yanına alabilecek bir parti politikası inşa etmesi gerekiyor ve bütün bunların yanında çok renkli bir Türkiye fotoğrafını doğru okuyup Türkiye’nin farklı sorunlarına çözüm üreten bir yapı inşa etmesi gerekiyor. Sadece tepkiye dayalı bir seçim kazanmak sadece bir seçimlik bir fayda sağlar. Bunları yaparsa ancak Türkiye siyaseti için bir alternatif olur.”
‘DEM Parti seçmeninin politik hareket etme kabiliyeti yüksek’
“DEM Partisi hem yönetimi hem seçmeni itibariyle Türkiye’de politik hareket etme kabiliyeti en yüksek seçmen grubu. Bir kere her şeyden önce aday çıkarmamış olsalardı Sayın Ekrem İmamoğlu ve CHP’nin üzerinde DEM Partisi terör ilişkisi AK Parti’nin dilinde çok ciddi bir şekilde etki oluşturabilirdi. Dolayısıyla CHP terörü koruyan, kollayan bir görüntü oluşturabilirdi zihinlerde. Bunu sağlamadılar, kendi adaylarını ortaya koydular. Ama sonrasında öyle bir strateji ortaya koydular ki yaklaşık yüzde 10’luk bir oy oranıysa bunun 4 seçmeninden 3’ünü CHP’ye kanalize etme suretiyle hedeflerine ulaşmış oldular. DEM parti çok stratejik davrandı bana göre. Eğer DEM parti Türkiye’de yarınlarda sadece başka partilerin kuluçka makinelerinin içerisinde büyümek yerine kendi olmak istiyorsa bir kere Türkiye’nin sorunlarının sadece etnisite sorunlarına değil Türkiye’nin geneline odaklanması gerekiyor. Bunu da yaparken yerli bir duruş ortaya koyması gerekiyor.”
‘AK Parti’de sandığa gitmeyen seçmen oranı çok yüksek’
“Sandığa gitmeyen seçmen sayısı 2019’da 8 milyon 750 bin civarı. Bu sefer 13 milyon 277 bin. Dolayısıyla ciddi düzeyde, yaklaşık 4 milyon seçmen 524 bin seçmen sandığa gitmedi. AK Parti’nin oylarında 3.5 milyon bir oy azalışı söz konusu, CHP’de de 4 milyon bir artış söz konusu. Dolayısıyla ciddi bir değişim söz konusu. AK Parti’de sandığa gitmeyen seçmen oranının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Sandığa giden seçmenin içerisinde de bir kısmının gidip muhtemelen YRP’ye oy verdiğini ama ben sadece YRP’ye oy verenlerle izah edilemeyeceğini düşünüyorum. Ankara’da Mansur Yavaş’a oy verme konusunda da AK Partililerin çok çekinceli davranmadıklarını gördüğümü ifade etmek istiyorum.”
‘Filistin konusu seçim sonucuna etki etti’
“AK Partili seçmen YRP’ye gidene kadar belki ondan da fazla olarak sandığa gitmeyeni var. Bu sandığa gitmemede de ciddi oranda Filistin konusu var. Muhafazakar insanların çok hassas olduğu bir alan burası. Bu konuda YRP söylemi etkili. Hükümet bunu izah edemiyor.”
‘Düşüş trendi 2015’te başladı’
‘Erdoğan’ın balkon konuşmasını siyasi başarı olarak görüyorum’
“Zafer herkesin paylaşabileceği bir şey ama Hezimet ve kaybetmek yetimdir. Ben doğrusu Sayın Erdoğan’ın balkon konuşması yapabilmesini kendisi açısından siyasi bir başarı olarak ifade etmek isterim. Kolay değildir. Bunu yaptı Sayın Erdoğan. Tabii onu yaparkenki en önemli cümle ‘Önümüzdeki dönemde bir erken seçim olmayacağı’ ifadesi oldu. Ama olmayacağını söylemek ayrı şey, muhalefetin muhtemelen önümüzdeki günlerde iktidarı sıkıştırmak adına bu konuyu gündeme getirmesi ayrı bir şey. Ben gündeme getireceğini düşünüyorum ve yoğun bir şekilde olacağını düşünüyorum.”