Bir devlet, ne kadar öğretmen yetiştireceğinin hesabını yapamıyorsa; o ülkenin gelişmesi beklenemez. Ülkenin ne kadar öğretmene ihtiyacının planlamasını yapamayan devlet olamaz. 572 bin öğretmen mezun edip, atama yapamıyorsanız bırakın gidin.
Ülkelerin geleceği, eğitimin çağdaş ve kalitesi ile doğru orantılıdır.
Bu orantının doğruluğu da eğitimcilerin donanımlı, maddi yönden sıkıntısız olması gerçeği ile olasıdır.
Günümüze gelirsek; eğitim ne yazık ki Türkiye’de ne çağdaş ne kaliteli ne de geleceğe yöneliktir.
Aklınız alıyor mu? Aynı okulda aynı programı uygulayan, aynı denetime tabi olan öğretmenlerin:
Bir kısmı KADROLU, bir kısmı ÜCRETLİ, bir bölümü SÖZLEŞMELİ olur mu?
Kalkınmış, çağı yakalamış hangi ülkede böyle bir öğretmen kadrosu vardır?
Eğitim yıllara dayanan tecrübe, deneyim sonunda oluşan bir sistemdir. Her bakan, her hükümet sistemle oynarsa eğitim, ileri değil geri gider. Türkiye’de AKP hükümetleri kaç Milli Eğitim Bakanı değiştirdi ve her gelen bakan da, “sistemi baştan değiştiriyoruz” diye işe başladı.
Tam bir plansızlık, tam bir ideolojik uygulamayla eğitim sistemimiz deneme tahtasına döndürülmüştür.
Öğretmen okulları kapatılmış. Öğretmen yetiştirme işi, Eğitim Fakültelerine bırakılmıştır. Oysa fakülteler, öğretmen yetiştiren okullara donanımlı öğretmen yetiştirmekle görevli olmalıydı.
Öğretmen işsiz olmaz/olmamalı.
Öğretmen üç harfli mağazalarda kasiyer olmamalı.
Öğretmen pazarlarda limon, karpuz satmamalı. Pazarda limon-karpuz satan bir imam-vaiz, müftü duydunuz, gördünüz mü?
Öğretmen ev kirasını, çocuğunun okuma derdini düşünmemeli.
Öğretmen mezun olduktan sonra ATANMA kaygısı taşımamalı.
Gelelim konumuza: Ataması yapılmayan kaç öğretmen var diye Google sordum:
(MEB Türkiye’de öğretmen ihtiyacını 150 bin olarak açıklarken, ataması yapılmayan öğretmen sayısı 460 bine dayandı. Ancak eğitim sendikalarına göre gerçek sayı 700 bin civarında ve bu sayı dünyadaki 55 ülkenin toplam nüfusundan bile daha fazla.) bilgisini verdi.
572 bin öğretmen atama bekliyormuş. Eğitim Fakülteleri her yıl 100-110 bin arasında mezun veriyormuş.
Mezun olan öğretmenler, atanabiliyor mu?
Ne yazık ki HAYIR!
KPSS’den yüksek puan almalarına karşın; bir de mülakatta hakları yenerek elenenler var.
Soru şu:
Bir devlet, ne kadar öğretmen yetiştireceğinin hesabını yapamıyorsa; o ülkenin gelişmesi beklenemez. Ülkenin ne kadar öğretmene ihtiyacının planlamasını yapamayan devlet olamaz.
572 bin öğretmen mezun edip, atama yapamıyorsanız bırakın gidin.
Ederseniz paranızın değeri yerlerde sürünür. OECD ortalamalarının çok altında kalırsınız.
Okumuş işsizler ordusuyla karşı karşıya olursunuz.
Sonuç mu?
Meslek edinememiş, nitelikli eğitim alamamış işsizler ordusuyla bir yere gidemezsiniz. Hoyratça gençlerini harcayan Türkiye’den başka bir ülke de yoktur.
Öğretmen yetiştirmek için aileler ve devlet ne kadar para, emek, zaman harcıyor hesabını yapıyor musunuz?
Dünya da ahiret de hesap üzerinedir.
Eğitimden ideolojiyi uzak tutun. Türkiye’nin çağı yakalaması ve ekonomik olarak da ilk 20’ye girebilmesi için eğitimi; cumhuriyetin kuruluş günlerindeki felsefesine ve amacına ulaştırın.
Ne demek ATANAMAYAN öğretmen?
Ne demek 572 bin ATANAMAYAN öğretmen?
Ne demek laik sistemden arındırılmış eğitim?
Esen kalınız.
NOT: Türk-Eğitim Sen bu konuda neden sessiz? Hükümetin yandaşı mı, öğretmenlerin yoldaşı mı bir karar versin?