Ramin Saedi (Maragalı) meselesi çok önemli… Bu kardeşimiz, İran’ın, Güney Azerbaycan Eyaleti’ne kayıtlı bir kimse. Yani ne Gürcü ne Arap , öz be öz Türk… Milli duygu ve düşünceleri tepe noktalarda. Bu da, idamı için, İran yönetimince yeterli bir durum… Ramin, Türkiye’den, Türklerin Anayurdundan deport edilmek üzere… Yani İran’a sınır dışı edilecek, yani, gider gitmez başına gelebilecekler aşağı yukarı belli… Türklerin, Türkiye’de, ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaş oldukları artık ayan beyan ortada. Tıpkı Yavuz Sultan Selim’den sonra Osmanlı’da olduğu gibi… Arap Ebusuut, Sırp Kuyucu Murat Paşa’ların devri gibi… Başları kesilip kuyulara dolduruluyor, Afşar elleri gibi göç etmiyorlar, “Ferman Padişah’ınsa, dağlar bizimdir” demiyorlar ama daha beter durumdalar… Hastanede, Postanede, her yerde, Araplar öncelikli… Kadından arınmış, Afganlar baş tacı… Bir tek Türk, Ramin gibiler ülkeye yük durumuna düşmüşler…
Gene hepinizi ters köşe yaptım. Cumartesi, Pazar geçti, artık beş gün ortada olmaz, dediğiniz an ortaya çıkıverdim… Bunda aldığım bir istihbaratında etkisi oldu… Aranızda komiteler kurmuşsunuz, bu adam tekrar günlük yazılarına dönüversin diye her hafta bir ilimizde mitingler düzenleme kararınızı öğrendim. Hemen karşı atağa geçerek, grev kırıcılığına soyundum. Bu Pazartesi de aranızda olmaya karar verdim… Hepinize merhabalar…
Herkes merak ediyordu, “RTE sonrası kim?” diye… İşin aslına bakarsanız, benim tercihim Emita’dan yanaydı ama olaylar maalesef istediğim gibi gelişmiyor… Düşünceme göre, yılbaşının hemen ardına, kasıtlı yapılan bir toplantı oldu… Normal bir vatandaş, tek başıma basın açıklaması yapacağım dese, yok derler, teşebbüs ederse de yaka paça tutuklarlar, gel gör ki Okçu Bilo, hem de İstanbul’un en işlek yerinde, trafiğin merkezinde toplantı yapıyor, kimse de karışmıyor. Galata Köprüsü işgal edilerek yapılan toplantıda, hilafet isteyenler ön plandaydı. Belli ki birileri kışkırtılmak isteniyordu. Beklenen oldu, şov gerçekleşti, hedef kitleye mesajlar gitti… Pırıl pırıl genç bir delikanlı, dayanamadı tepki gösterdi… Şiddet doğru değildi ama ataların “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir” lafı da beynimize geldi geldi gitti… Gelelim neticeye… Genç evladımız tutuklandı… “Eline sağlık” diyen Fatih Altaylı da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı… Bu kenarda dursun, gelelim daha vahim muadiline… Kripto Kemal’e, yumruk atıldı. Atan serbest kaldı. Cıvar illerden “Hangi elinle vurdun, öpelim” turları düzenlendi… Bunlara ne yapıldı, hepinizin malûmu. Peki bunlara ne olacak, görüyor ve de göreceksiniz… Dönelim, başa. Bilo, şu anda bir adım ilerde görünüyor. Emita’yı da yabana atmayın. Arap Atı gibi sonradan açılabilir ve de öne geçebilir... Şahsen ben bekliyorum. Türkiye böyle bir hanımefendiyi belki yüz yıl sonra görebilir, heba edilirse kayıp olur. Hem Okçu daha genç, anasındam sonra devreye girebilir.
Ey halkım. Seçimlere girerken Hükümet’in öğüneceği hiçbir şey yok. Kazanmak için, bitmek tükenmek bilmeyen, din istismarı tek seçenek. Anıtkabir’de olanlarda bunun bir örneği. Biri, çıkıp, kahrolsun Cumhuriyet, yaşasın hilafet diyorsa, sırf oradakilere kışkırtmak için yapıyor. Birileri çıkıp bu meczubu yaka paça dışarı atsa, hemen tutuklanacağına eminim. Ama Anayasa’nın değiştirilemez ikinci maddesine muhalefet ederek, Hilafet isteyenler serbestçe dolaşabilecekler. Normalde bu suçun cezası, müebbet hapistir… Hani bir ara “Anayasal düzeni tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüsten” diye başlayan kararlar ve neticeleri vardı ya… İşte burada bunlar yok, hatta serbest… Aklı başındaki halkımın; artacağına emin olduğum, bu oyunlara gelmeyeceğini umuyorum. Bunları kıskıvrak yakalayıp, polise teslim etmeleri dileğimdir.
Gelelim, içimizi acıtan diğer konuya… Ramin Saedi (Maragalı) meselesi çok önemli… Bu kardeşimiz, İran’ın, Güney Azerbaycan Eyaleti’ne kayıtlı bir kimse. Yani ne Gürcü ne Arap , öz be öz Türk… Milli duygu ve düşünceleri tepe noktalarda. Bu da, idamı için, İran yönetimince yeterli bir durum… Ramin, Türkiye’den, Türklerin Anayurdundan deport edilmek üzere… Yani İran’a sınır dışı edilecek, yani, gider gitmez başına gelebilecekler aşağı yukarı belli… Türklerin, Türkiye’de, ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaş oldukları artık ayan beyan ortada. Tıpkı Yavuz Sultan Selim’den sonra Osmanlı’da olduğu gibi… Arap Ebusuut, Sırp Kuyucu Murat Paşa’ların devri gibi… Başları kesilip kuyulara dolduruluyor, Afşar elleri gibi göç etmiyorlar, “Ferman Padişah’ınsa, dağlar bizimdir” demiyorlar ama daha beter durumdalar… Hastanede, Postanede, her yerde, Araplar öncelikli… Kadından arınmış, Afganlar baş tacı… Bir tek Türk, Ramin gibiler ülkeye yük durumuna düşmüşler… Eskiden bunların çaresi MHP idi. iki üç milletvekili bile olsa her konuda etkindi. Rahmetli Alparslan Türkeş’ten sonra, ocağımıza, baykuşlar tünedi. Türk Dünyası sahipsiz kaldı… Dayanağımız MHP, ümmetçilerin, hilafet yanlılarının, özerklik isteyenlerin payandası, destekçisi durumunda…Türk, Türk Yurdundan kovulur hale gelmiş daha ne olsun, daha ne diyelim… Bir sarı saçlı mavi gözlü, Samsun’dan ne zaman gelir belli değil. Allah yardımcımız olsun…
Bir ekstra günümüzün de sonuna geldik… Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin… Hoşça kalınız…
