İYİ Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) işbirliği teklifini Genel İdare Kurulu’nda alınan kararla reddetmiş, 81 şehirde kendi ismi ve logosuyla seçime gireceğini açıklamıştı.
Bu kararın ardından partiden bir dizi istifa yaşanırken öz konusu istifalara bugün bir yenisi daha eklendi.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Ece Güner, yerel seçimde işbirliği teklifinin görüşüldüğü 4 Aralık’taki Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısında alınan kararı desteklemediğini belirterek, “Yapabileceğim tek şey saygı duymak ve istifa etmektir.” dedi.
Güner, “Bağımsız bir hukukçu olarak ilkelerim doğrultusunda ülkem için mücadeleme devam edeceğim.” ifadesini kullandı.
İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu İYİ Parti’den istifa ettiğini açıkladı. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İYİ Parti’nin kuruluş amaç ve ilkelerinden uzaklaştığına vurgu yapan Yanıkömeroğlu, “CHP’nin işbirliği önerisinin reddedilmesi bardağı taşıran son damla oldu” açıklamasında bulundu.
Parti ile görüş ayrılığı yaşadığını belirten Hatipoğlu AK Parti’ye geçti. Daha önce de İYİ Parti kurucularından ve Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin istifasını duyurmuştu.
Hatipoğlu’nun adından partinin iki önemli ismi Genel İdare Kurulu üyesi Bahadır Erdem ve 27. Dönem İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz da Akşener ile yollarını ayırdı.
X hesabından paylaşımla istifasını duyuran diğer bir isim ise İYİ Parti Ankara Milletvekili Adnan Beker oldu. Beker, partinin çatısı altında ülkeye daha fazla katkı sağlayamayacağını düşündüğü için istifa ettiğini belirtti.
Eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve 27. Dönem İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı da sosyal medya hesabı üzerinden partisinden istifa ettiğini açıkladı.
14 Mayıs Genel Seçimleri’nde Antalya’dan milletvekili adayı gösterilen Mesut Yılmaz Akşener ile yol ayrımına giden diğer bir isim oldu. Partinin Sağlık Politikaları Başkan Yardımcısı Dr. Aylin Anıl Arslan, görevinden ve partisinden istifa ettiğini duyurdu.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ece Güner sosyal medyadan yaptığı açıklamada partisinden istifa ettiğini duyurdu.
Güner, ‘X’ hesabından yaptığı açıklamada:
“Sebebini anlatmadan önce biraz İstanbul’dan bahsetmek istiyorum….
İstanbul’un kaybedilmesi bir memleket meselesi, bir Cumhuriyet meselesi, bir demokrasi meselesidir. İstanbul kaybedilirse: Güç zehirlenmesi tavan yapmış, hiçbir engel kalmamış, kopkoyu bir “tek adam sistemi” yerleşir. Cumhuriyet değerlerinden daha da uzaklaşırız.
Ülkemizi Orta-Doğululaştırma projesi daha da güçlenir.
Milletimiz daha da YOKSULLAŞIR ancak artık bu durumu değiştirme morali ve gücü kalmaz: Milletimiz siyasetten kopar, hatta siyasetten nefret eder hale gelir. İşte o gün demokrasi tam olarak ölür.
İstanbul sadece İstanbul değildir: İstanbul Türkiye’nin kalbidir, Türkiye’nin her köşesinden insanımızın buluştuğu, Türkiye’nin özetidir.
Abarttığımı düşünüyorsanız kendinize sadece şu soruyu sormanız yeterlidir: Neden Sayın Erdoğan’ın tek hedefi, tek hayali İstanbul’u tekrar kazanmaktır? Neden 28 Mayıs’ta koskoca Türkiye’yi kazanmışken, ilk konuşmasında “İstanbul’u tekrar kazanmalıyız” demiştir?
Mart 2019’da Sn. İmamoğlu “ilk” seçimi sadece 14.000 oy farkla kazanmıştı: Oyların %0,1’i civarı bir farkla.. Binde biri… Bu seçimde 1 oyun bile önemi olacaktır!
İktidar tüm gücüyle İstanbul’u kazanmaya odaklanacaktır: Tüm “orantısız” gücüyle.
Oyları bölersek; AK Parti’nin adayı kazanacaktır. Bu somut bir gerçektir..
Bu yüzden; vicdani kanaatim şöyledir; kazanabilecek tek aday (ve başarılı bir Büyükşehir Belediye Başkanı) olduğu için, hepimiz -tek 1 oy bile fire vermeden- Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u tekrar kazanmasını desteklemeliyiz.
Bu bir parti meselesi değil;
BU BİR MEMLEKET MESELESİDİR.
BU BİR CUMHURİYET MESELESİDİR.
Şimdi neden bugün benim için zor bir gün ona geleyim…
Yıllardır ülkemin iyiliği için, demokrasi için, Cumhuriyet değerleri ve Atatürk ilkeleri için mücadele veren bir hukukçuyum. Referandumun baskıcı (OHAL) döneminde cesaretle bu “tek adam sistemine” karşı mücadele ettim, onlarca programda konuştum, 4 kitap yazdım. Her zaman ilkelerim doğrultusunda hareket ettim.
Mayıs 2023 seçimlerinde Sn. Meral Akşener’in teveccühü ile hayatımda ilk defa bir siyasi partiye (İYİ Partiye) üye oldum ve İstanbul’dan MV adayı gösterildim.
4. Sıradan adaydım ve seçilemedim. (Milletvekili değilim). Milletvekili seçilemeyince, Sn. Meral Akşener beni Genel Başkan Yardımcısı olarak atadı. Ben de atandığım 4 Temmuz 2023’ten beri elimden geldikçe kendisine ve partimize faydalı çalışmalar yapmaya çalıştım.
İYİ Parti’de gerçekten harika insanlarla tanıştım; Toplumsal Politikalar Başkanı olarak, engelliler grubumuzda, derin yoksulluk grubumuzda, şehit ailelerimiz ve gazilerimiz grubumuzda, iyi niyetle, inançla çalışan harika insanlar tanıdım. Ülkemizin birçok gerçeğine ilişkin kalp gözüm daha da fazla açıldı. 4 Temmuz öncesine göre sanırım daha da duyarlı bir insan oldum. Dostlarım; hepinizi seviyorum ve sizden öğrendiklerimi asla unutmayacağım!
Sayın Meral Akşener’e bana bu fırsatı verdiği için müteşekkirim.
Başta Sayın Meral Akşener olmak üzere,
sık sık mesai yaptığım değerli Divan üyeleri arkadaşlarım ve birlikte mesai yaptığım bazı Milletvekili arkadaşlarım, İYİ Parti’nin tüm çalışanları (sabah güler yüzle bana kapıyı açan güvenlik görevlilerinden, özel kalem ekiplerine, asistan ve güvenlik ekiplerine) ve İYİ Parti’nin tüm gönüllülerine; hepinize çok teşekkür ediyorum beni daima bir “ailede” gibi hissettirdiniz.
Üzüntüm insani boyuttadır: Bu yüzden, samimiyetle umarım ki dost kalırız. Hakkınızı lütfen helal edin, ben de tabii ki helal ediyorum.
Asla benden Sayın Meral Akşener veya İYİ Parti hakkında 1 tek olumsuz kelime duymayacaksınız.
Ancak affımı rica ediyorum. Siyasete ünvan için girmedim; Türkiye’yi ve Türk milletini bu korkunç yoksullaşma ve otoriterleşmeden kurtarmak için girdim. Ve şahsi görüşüm 4 Aralık tarihli GİK kararının bu amaç yönünde doğru bir karar olmadığıdır.
Bildiğiniz gibi, en azından İstanbul ve Ankara’da iş-birliği için mücadele ettim ve GİK toplantısında bu yönde güçlü şekilde söz almış, cesaretle mücadele etmiş, az sayıda kişiden biriyim.
Çıkan kararı savunamayacağımı düşünerek, yapabileceğim tek şey saygı duymak ve istifa etmektir.
Yıllardır “tek adam sistemine” karşı mücadele ediyorum.
Bağımsız bir hukukçu olarak ilkelerim doğrultusunda ülkem için mücadeleme devam edeceğim” dedi.