Türk Dünyasına dahil ülkelerin ekonomilerini tek bir bütünlük olarak kabul etsek bile dünya Milli Gelir sıralamasında ilk 15 ekonomi içinde yer alamadığını dikkate aldığımızda Sovyet Bloku içinde yer alan Türk Devletlerinde ciddi ve yeterli bir dönüşümün sağlandığından bahsetmek mümkün değildir. Oysa başta Azerbaycan olmak üzere dünya hidrokarbon kaynaklarının önemli bir kısmını kontrol eden Türkmenistan ve Kazakistan’ın ekonomik hacimleri sahip oldukları kaynaklarla uyumlu değildir. Yine dünya uranyum üretiminin %40’ını karşılayan Kazakistan’ın bu kaynağından Türk dünyasının yeterince yararlandığını söylemek oldukça güçtür.
İlki 2011 yılında Almatı’da toplanan Türk Devletleri Teşkilatının 10.Zirvesi Astana’da yapıldı. Bu toplantıda ana tema olarak belirlenen başlık TÜRK DEVRİ idi. Bu kapsamda yapılan çalışmaların özeti diyebileceğimiz Sonuç Bildirisi; Siyaset, Dış Politika ve Güvenli İşbirliği (1-38.başlık), Ekonomik ve Sektörel İşbirliği (39-100. başlık), Halktan Halka İşbirliği (101-131. Başlık), Türk Dünyasında Kurumsal İşbirliği (132-140. başlık) ve Üçüncü Taraflarla İşbirliği (141-152. başlık) olarak 5 ana başlık altında yayınlandı.
Türk Dünyasını bir araya getiren temel ideoloji olan Turan fikrinin temel ilkeleri “Dilde, Fikirde, işte Birlik” olduğu kadar, bu ilkelerin uygulama programına dönüştürülmesinin yöntemi de Yüce Atatürk’ün “önce kültürel, sonra ekonomik, daha sonra da siyasal işbirliği” oluşturulmasının hedeflenmesi olarak belirlenmiştir. O halde hem işte birlik ilkesinin hem de ekonomik işbirliği programının en önemli üç hedeften biri olarak kabul edip konuyu daha ayrıntılı ele almamız yanlış olmayacaktır.
Türk Devletler Teşkilatının resmî web sayfasında ekonomi konusunda genel ilke olarak; “TDT, Üye ve Gözlemci ülkelerinin birbirleriyle ve dünya ile olan ekonomik entegrasyonuna büyük önem atfetmektedir. İlişkilerin özünün karşılıklı yarar esasına dayanan ekonomik işbirliğinde yattığı düşünülmektedir. Bu bağlamda, “Ekonomik İşbirliği” temasıyla 2011 yılında Almatı’da gerçekleştirilen ilk TDT Zirvesi, ekonomik işbirliği konusuna verilen önemin somut bir göstergesi olmuştur” denilerek teşkilatın bir bakıma ekonomik entegrasyonu sağlamak amacıyla oluşturulduğuna vurgu yapılmaktadır.
Sarsılmaz bir “İşte Birlik” düşüncesi ise ancak; fertler, şirketler, kamu kurumları ve Türk Devletlerinin kurumsal yapıları arasında ekonomik işbirliğinin sağlanması ile mümkün olacaktır. Bu durumda, her şeyden önce Türk Dünyasının hali hazırdaki genel ekonomik görünümü bilinmelidir.
2022 yıl sonu rakamlarıyla, genel görünüm aşağıdaki gibidir.
ÜLKE |
NÜFUS |
GSMHMilyon $ |
İHRACATMilyon $ |
İTHALATMilyon $ |
İŞSİZLİK % |
ENFLASYON % |
AZERBAYCAN |
10.175.016 |
78.720 |
23.851 |
11.706 |
5,5 |
13,9 |
KAZAKİSTAN |
19.621.972 |
220.620 |
48.940 |
42.218 |
5,1 |
8,1 |
KIRGIZİSTAN |
6.803.300 |
10.930 |
1.750 |
5.840 |
4,6 |
13,8 |
TÜRKİYE |
85.341.241 |
905.990 |
254.172 |
363.711 |
10,1 |
72,3 |
TÜRKMENİSTAN |
6.430.770 |
45.610 |
14.001 |
5.001 |
5,1 |
VY |
MACARİSTAN |
9.683.505 |
182.790 |
141.000 |
139.000 |
3,4 |
14,6 |
ÖZBEKİSTAN |
35.648.100 |
80.390 |
15.300 |
28.300 |
6,1 |
11,4 |
TOPLAM |
173.703.904 |
1.521.050 |
499.014 |
595.776 |
Kaynak: Dünya Bankası, Türk Ticaret Bakanlığı, TDT
Türk Devletler Teşkilatına üye ülkelerde yaşayan 173,7 milyonluk nüfus, 7.951.149.550’luk dünya nüfusunun 2,19’unu, 1,5 trilyon dolarlık milli geliri 101 trilyonluk dünya milli gelirinin %1,5’ini oluşturmaktadır. Kişi başına düşen dünya ortalama geliri 12.647 Dolar iken, Türk Dünyasında 8.757 Amerikan Dolarıdır.
Türk Dünyasına dahil ülkelerin ekonomilerini tek bir bütünlük olarak kabul etsek bile dünya Milli Gelir sıralamasında ilk 15 ekonomi içinde yer alamadığını dikkate aldığımızda Sovyet Bloku içinde yer alan Türk Devletlerinde ciddi ve yeterli bir dönüşümün sağlandığından bahsetmek mümkün değildir. Oysa başta Azerbaycan olmak üzere dünya hidrokarbon kaynaklarının önemli bir kısmını kontrol eden Türkmenistan ve Kazakistan’ın ekonomik hacimleri sahip oldukları kaynaklarla uyumlu değildir. Yine dünya uranyum üretiminin %40’ını karşılayan Kazakistan’ın bu kaynağından Türk dünyasının yeterince yararlandığını söylemek oldukça güçtür.
Örneğin Özbekistan’da, Sovyet döneminde tarımsal arazilerin kolhoz çiftlikler olarak toplulaştırılması, Özbekistan’ın küresel bir pamuk ihracatçısı olarak gelişmesine aracılık ederken, Devlet, pamuk üretiminin devamını garanti altına almak için kolektif olarak kullanılan arazileri küçük özel çiftçilere dağıtmış, böylece pamuk üretiminin kırsal istihdam ve tarımın geliştirilmesinden ziyade yeni kurulan ve var olan sanayileri desteklemek amaçlanmıştır. Küçük arazilerden geçimlik düzeyde gelir elde edilememesi ve bağlı olarak istikrarlı işlerin olmaması nedeniyle çoğu insan, günlük işçiler ve göçmen işçiler de dahil olmak üzere güvencesiz ve kayıt dışı çalışmaya ve kayıt dışı ticarete yönelmiştir. Sonuçta kırsal alanda yaşayan gençler iş bulmak ve yaşamak için önce büyük şehirlere, daha sonra da başta Rusya Federasyonu olmak üzere dünyanın değişik ülkelerine göç etmek zorunda kalmıştır.
Devam Edecek