Cami yaptırmak sevap ve önemli, okul yaptırmak sevap değil ve önemsiz, öyle mi? Böyle anlayış olmaz, insana böyle bakılmaz. Diyanet: “Halk cami istiyor, parasını kendi veriyor. Ben buna engel olamam” diyemez, dememelidir. Böylesi durumlarda Diyanet’in tutumu önemlidir. Diyanet: “Hep cami ve ibadete değil; okul, sanayi, tarım alanlarına yönelelim” dese, halk bunu yapar.
21.11.2023 günü Diyanet İşleri Başkanlığı’na uzun bir yazı gönderdim. O yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazının ilk bölümü aşağıdadır.
“Sn. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş,
Sn. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
https://dinhizmetleri.diyanet.gov.tr/sayfa/77/iletisim
Bana göre T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı yıllardır okuttuğu hutbeleri, açıklamaları ve uygulamalarıyla İslam’ın özünü, Türkiye Cumhuriyeti ve günümüz dünyasının gerçeklerini anlama ve anlatmada yetersiz kalıyor.
Bu düşüncem 7 Ekim 2023 günü başlayan Filistin-İsrail Savaşı’ndan sonra iyice pekişti. Bu yüzden size bazı eleştiri ve önerilerimi iletiyorum.
Sürmekte olan Filistin-İsrail Savaşı’ndan sonra okutulan hutbeler, yapılan konuşmalar, hamaset dolu yürüyüş ve mitingler, Türkiye ve diğer İslam dünyasında yaşayan Müslümanların başka inançtaki uluslar karşısında aciz kaldıklarını gösteriyor. Bu acizlikte, yöneticiler kadar Diyanet’in de payı ve sorumluluğu vardır. Çünkü Diyanet halkımızı yönlendiren kurumlardan birisidir.
Diyanet hutbe ve vaazlarında sürekli imanın şartlarını, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlerin önemini, cennet-cehennem öykülerini anlatarak; bizi öbür dünyaya yönlendiriyor, içinde yaşadığımız dünyadan koparıyor. Biz Diyanet’in Müslümanlara sıklıkla: “Çalışmadan olmaz, üretmeden doyulmaz. Teknolojimiz yoksa eziliriz. Bu dünyayı ihmal etmeyelim” gibi telkinlerde bulunduğunu yeteri kadar duymuyoruz. Bu bir hatadır. Diyanet bu hatasından hemen dönmelidir.
Diyanet ikiye bir İslamiyet’in ilme önem verişinden söz eder ama ilim anlayışı eksiktir. Çünkü diğer dinî kurumlar gibi Diyanet’in ilim anlayışı da Kuran, hadis, fıkıh (din) esaslıdır. Diğer dinî kurumlar ve Diyanet bizi hep din ilimlerine özendiriyor, halkı bu alana yatırımlar yapmaya çağırıyor ama aynısını müspet ilimler için yapmıyor. Diyanet ihtiyaçtan fazla Kuran Kursu açarken; ihtiyacımız olan bir Sağlık, bir Ziraat Lisesi açtırmayı aklından bile geçirmiyor. Türkiye’de çok sayıda İlahiyat Fakültesi varken, Diyanet, “Diyanet Akademisi” açtı. İlahiyat Fakültelerinin yetiştirdiği elemanlar yetmiyor mu ki Diyanet bu akademiyi açıyor? Diyanet bugüne kadar: “Ben fen bilimleri ve teknoloji dalında 20-30 lisenin, 2-3 üniversitenin açılmasına yardımca olacağım, kampanya başlatıyorum” deseydi, öne çıksaydı iyi olurdu. Bunun zamanı geçmiş değil, Diyanet bu adımı hemen atmalıdır.
Diyanet’in ibadet/kulluk anlayışı sığ ve bozuktur. Türkiye’de ihtiyaçtan fazla mescit ve cami var ama çoğu boş. Buna rağmen Diyanet yeni camiler peşindedir. Müslüman uluslar cehaletle boğuşurken, dünya Müslümanları modern dünyaya yenilirlerken; Diyanet 17 Kasım 2023 günü “Camiler için” para topladı. Çocuklarımız okul ve sınıf yetersizliği yüzünden bunalıyorlar, sabahçı öğlenci işkencesini çekiyorlar. Diyanet bunları gördüğü halde kılını kıpırdatmıyor. Cami yaptırmak sevap ve önemli, okul yaptırmak sevap değil ve önemsiz, öyle mi? Böyle anlayış olmaz, insana böyle bakılmaz. Diyanet: “Halk cami istiyor, parasını kendi veriyor. Ben buna engel olamam” diyemez, dememelidir. Böylesi durumlarda Diyanet’in tutumu önemlidir. Diyanet: “Hep cami ve ibadete değil; okul, sanayi, tarım alanlarına yönelelim” dese, halk bunu yapar.