İşte Filistin-işte ırak-işte Suriye’de yaşananlar! İşte düşmanlarımız! Ve dahi işte biz! İşte hendek işte deve misali! Ya zafer kazanırsın! Yahut yenilir türlü rezillikle, vahşetle yok edilirsin! İşte sana demokratik bir seçim, seçimini kendine göre yaparsın. Sonra da kendim ettim kendim buldum türküsünü söylersin.
Dünyanın gidişine bakılırsa! Orta doğuda olanlar dikkate alındığında, sözüm ona demokrasinin – insan haklarının –medeniyetin beşiği İsevi dünyanın(Avrupa ve ABD) aldığı tutum bizlere çok şeyler söylüyor.
Cumhur başkanına Berlin’de sorulan sorular oldukça anlamlı. Tam bir Haçlı kafası ürünü! Haçlı kafaları, büyük bir hazırlık içinde; bugün Gazze’de olanlar! Yarın olacaklar idman niteliğinde. Bugün Gazze’de yaşananlar bebek ölümleri Haçlı kafalarının acımasının örneği. Bizi isyan ettiren görüntüler, onların pişmanlığı.
“Katliamları- soy kırımlarını, neden bir adım ileriye taşımadık!” diye üzülüyorlar. Irak-Suriye derken Şimdide Filistin için üzülüyoruz. Üzüntümüz giderek artıyor. Yarınlarda ise nasıl üzüleceğimizi şaşıracağız.
Sıra bize geldiği vakit bizim için üzülecek bir Çalap’ın kulu olmayacak, bize uzanacak tüm yardım elleri kırılmış olacak-yardım kanalları tıkalı tutulacak. Tüm gözler kör- tüm kulaklar sağır- tüm vicdanlar kararmış olacak.
Tıpkı İstiklal savaşında olduğu gibi. Önümüzdeki süreçte yaşayacaklarımız, istiklal savaşından bin beter daha çok olacaktır. Ulusumuz şiddetli bir savaşa her yönüyle hazır edilmeli, Tüm ulusal kaynaklarımız seferber edilmeli, Teknolojimiz daha hızlı geliştirilmeli.
Askerlik süreleri artırılmalı, kritik fabrikalarımız yer altına taşınmalı-Cephaneliklerimizin sayısı en az on katına çıkarılmalı-Subay –astsubay sayısı birkaç kat çoğaltılmalıdır. Ara sıra emekliye sevk edilen- yedeğe alınan tüm subay astsubaylar, değişik tatbikatlara davet edilmelidir.
Yönetim kafaları yeni şartlara uydurulmalıdır. Genç nesillere yurt sevgisi verilmeli, elde bulunanların değeri anlatılmalı, okumadan alim-yazmadan kâtip- çalışmadan zengin olunamayacağı anlatılmalı- Vasıflı insan sayısı hızla çoğaltılmalıdır.
Düşmanlarımızın bize dayattığı her türden nefret dalgalarının önüne geçilmeli, illa nefret edilecekse bu ancak düşmanlarımızın bizzat kendileri olmalı, nefret duygularımız doğrudan düşmanlarımızın üzerlerine yönlendirilmeli.
Nüfusumuzun gençleşmesi için hızla önlemler alınmalı, yeni çareler üretilmelidir. Tıpkı Cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi. Eğitimde 1935’li yıllara geri dönülmelidir. Eğitimimiz milli olmalıdır. Eğitimimizim yakasından ABD’li danışmanlar düşürülmelidir.
Diyanet işleri başkanlığı, fabrika ayarlarına döndürülmeli İHL.’lerin müfredat programları değişmeli 1940lı yılların müfredatı baz alınmalı, yurdunu –ulusunu özünden çok seven fedakâr, adam gibi adam, din adamları yetiştirilmelidir. Geleceğe hazırlanmanın başlıca yollarından birkaçını sıraladım.
Dünyanın haline- çevremizdeki olaylara ve düşmanlarımızın zihniyetine- düşmanlarımızın hazırlıklarına bakılırsa, bizler birkaç tık, geriden geliyoruz. Şimdilerde çalışma zamanı; haydin daha çok çalışmaya- daha çok bilinçlenmeye- daha çok öğrenmeye- ve daha nicelerine varmışınız.
İşte Filistin-işte ırak-işte Suriye’de yaşananlar! İşte düşmanlarımız! Ve dahi işte biz! İşte hendek işte deve misali! Ya zafer kazanırsın! Yahut yenilir türlü rezillikle, vahşetle yok edilirsin! İşte sana demokratik bir seçim, seçimini kendine göre yaparsın. Sonra da kendim ettim kendim buldum türküsünü söylersin.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları zaferlere aç! Çıldırmışçasına çaba gösterenler- yurdunu ulusunu özünden çok sevenlerin üzerine olsun vesselam.