Başlığa Cumhuriyet Halk Partisi yazamadım. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu dâhil, geçmişe doğru gittikçe; CHP’nin birçok yöneticisi ve milletvekili, Atatürk’ün emaneti olan CHP ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkamadılar, bazen de Cumhuriyet yıkıcılarına destek verdiler.
Halk Partisi derken Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, kurulduğu günden beri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu olan ve bugün başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisi’ni’ni kastediyorum.
Başlığa Cumhuriyet Halk Partisi yazamadım. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu dâhil, geçmişe doğru gittikçe; CHP’nin birçok yöneticisi ve milletvekili, Atatürk’ün emaneti olan CHP ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkamadılar, bazen de Cumhuriyet yıkıcılarına destek verdiler.
Geçmişi de içine alan değerlendirmeler yapmak sıkıcı ve yazının sınırlarını zorlayıcı olacağı için Kemal Kılıçdaroğlu dönemi ile ilgili tespitlerde bulunayım.
Atatürk’ün tespit edip zamanla geliştirdiği, bir parti tüzüğünden öte modern Türkiye’nin temellerini oluşturan CHP tüzüğündeki ALTI İLKE (Altı ok) şu yıllarda anlam ve önemini kaybetti. Bu altı ilkenin her birisi (Cumhuriyetimizin nitelikleri) Recep Erdoğan ve partisi AKP tarafından çiğnendiği halde CHP’den ciddi ve kararlı bir tavır görmüyoruz. Olayın daha acı yanı ise Kılıçdaroğlu ve bazı CHP milletvekillerinin (ahmakça) Cumhuriyet düşmanlarını ayakta tutmalarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılışını sağlayacak girişimlerin fiili ortağı olmasalar bile CHP Genel Başkanı, CHP milletvekilleri ve CHP örgütlerinin Cumhuriyet’in çöküşüne sessiz kalmaları asla hoş görülemez ve onaylanamaz.
Hatırlayınız, 16 Nisan 2017’de T.C. Anayasası’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi için halk oylaması yapıldı. Öneri kabul edilirse, Atatürk’ün kurduğu sistem kalkacak, yerine başka bir sistem (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) gelecekti. Kemal Kılıçdaroğlu o zaman bu rejim değişikliğine cepheden karşı çıkmayarak Cumhuriyet ve Atatürk yıkıcılığına pirim verdi.
O günlerde yaşanan bir olayı daha hatırlayalım. Oylamayı kaybedeceklerini anlayan aktörler, geçersiz (mühürsüz) oyları geçerli saydırtarak rejim değişikliğini gerçekleştirdiler. Bir hatırlatma daha yapayım; Kemal Kılıçdaroğlu, olayın gündeme geldiği saatlerde böylesi bir hileyi kabul etmeyeceğini açıkladı ama sonradan ağız değiştirdi, Atatürk’ün kurduğu, korunmasını vasiyet ettiği Cumhuriyet rejimi değişti. Kemal Kılıçdaroğlu o günden beri gerektikçe Recep Erdoğan ve AKP’lilere muhalefet ediyor. Geç oradan geç! CHP’lileri ve milleti avutma. Yıkımın en büyük suçlularından birisi “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu” olarak sensin!
Kemal Kılıçdaroğlu olarak özel hayatında dürüst ve engin gönüllüsün. Devlet hayatında deneyimlisin. Bu özelliklerinden dolayı ben size sevgi ve saygı duyarım. Ancak ben cumhuriyetimizin yıkımı karşısında gereken tepkiyi göstermediğiniz için size saygı duyamam. Kemal Kılıçdaroğlu olarak sen, milletvekillerin, danışmanların, atadığın örgüt yöneticilerin olmasaydı, milyonlarca Cumhuriyetçi yurttaşımız bugünlere gelmeden: “İş başa düştü” der görev için öne çıkardı. Demek milleti uyuttunuz.
Bugünkü CHP’de antidemokratik yönetim usulleri, bölücülük özentileri, Atatürk’e “KEFERE” diyen zekâ fukarası akademisyenler ve milletvekilleri var. Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar bilim, akıl, uygarlık, Cumhuriyet düşmanlığıyla bilinen kişi ve kuruluşlara “GELİN HELALLEŞELİM” diyor.
Adamlar Atatürk’ü aşağılasınlar, Cumhuriyet’e kafa tutsunlar, kimliğimizi kirletsinler, emeğimizi sömürsünler, sen helalleşme çağrıları yap. Böyle mantık olmaz. Biz devlet ve millet düşmanlarıyla helalleşmeyiz. Bizi ayağa düşürme! Bize şimdi Reşit Galip, Mahmut Esat Bozkurt, Hasan Ali Yücel gibi CHP’liler lazım.
Yazımı Atatürk’ten yapacağım iki alıntıyla bitireyim.
- Şu sözler Atatürk’ün Nutuk adlı kitabından: “İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri, devlet işleri görülmez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı temin edilemez. İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk milleti, Türkiye’nin gelecek çocukları bunu bir an unutmamalıdırlar.” (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 360. Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2007).
- Atatürk 11 Nisan 1934 günü İzmir’de, yakın arkadaşlarına yaptığı bir konuşmasında: “Cumhuriyetimizi çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmak isteğimizi köstekleyecek herhangi bir REFERANDUMA gitmek yalnız cehalet değil hıyanet olur” der. Ahmet Gürel, Gazi’nin İzmir Anıları, s.293. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayını, İzmir 2013).