Müyesser Yıldız
Müyesser Yıldız

Yunanistan’ın Erdoğan’dan Beklediği “Tarihi Miras” Ne?!

featured

Miçotakis’in, “Erdoğan’a söyledim” dedikleri böyle. Şayet doğruysa; insan, haliyle, Erdoğan’ın Miçotakis’e ne cevap verdiğini merak ediyor. Acaba beraberinde ABD’ye giden, sayabildiğimiz kadarıyla 21 medya temsilcisinden bunu soran oldu mu? Erdoğan’ın yurda dönmeden önce Türkevi’nde o gazetecilerle  yaptığı toplantıya bakalım.

 

Yeni AKP iktidarının “dostluk” arayışlarını hızlandırdığı ülkelerden birisi de Yunanistan oldu.

Evvela 5 Eylül’de Yunanistan Dışişleri Bakanı Gerapetritis Ankara’ya geldi. Mevkidaşı Hakan Fidan’la düzenlediği ortak basın toplantısında; Ege, Akdeniz, Kıbrıs ve Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin Yunan politikalarını tekrarladı. Örneğin Kıbrıs’a ilişkin olarak, “Bizim tezlerimiz, görüşlerimiz biliniyor. Burada asıl kritik olan adım, görüşmelerin bir an önce başlaması.” dedi. Dahası, “hedeflenen yakınlaşmayı baltalayabilecek söylemlerden ve tek taraflı eylemlerden uzak durulmasını” istedi. Yani “Ege’de, Akdeniz’de kıpırdamayın.” demeye getirdi.

Ancak hem iktidar hem de medyası “barış rüzgârları” estirmeyi sürdürdü.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis de Erdoğan’la buluşacağı ABD ziyareti için yola çıkmadan önce  “Atina’nın kırmızı çizgilerine” dair yaptığı değerlendirmede; Ege’deki adaların gayrıaskeri statüsü ile ada, adacık ve kayalıkların durumunu kastederek, “Yunanistan’ın egemenliğini ilgilendiren konuları hiçbir zaman müzakere konusu yapmayacağını” açıkladı… Türkiye ile yegâne müzakere konusunun Ege ve Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı ve deniz yetki sınırlarının belirlenmesi olduğunu kaydetti… Ve, “Yunanistan’ın, Türkiye’ye yönelik stratejisini hiçbir zaman değiştirmediğini” vurguladı.

Aynı günlerde konuşan Savunma Bakanı Nikos Dendias ise ilişkilerde gerçekten yeni bir sayfa açmak için “Türkiye’nin uluslararası hukuk, BM Deniz Sözleşmesi ve iyi komşuluk ilişkileri kurallarını kabul etmesi gerektiğini” belirtip, “Erdoğan’ın bu tercihi yapmasını canı gönülden umduğunu” ve “bunun Erdoğan’ın tarihi mirası” olacağını söyledi.

Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bir kez daha dünyaya “KKTC’yi tanımaları” çağrısında bulunduktan sonra Miçotakis’le buluştu. İki liderin görüşmesinin çok verimli geçtiği, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni “yol haritası” çizildiği ve mevcut “olumlu iklimin muhafaza edilmesinin” kararlaştırıldığı bildirildi.

Erdoğan da, “Miçotakis ile gerçekleştirdiğimiz görüşme ülkemiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olsun.” dedi.

Miçotakis Ne Söyledi?

Peki Miçotakis neler anlattı?

Önce, “Kıbrıs sorununa bir çözüm bulmak istediğimi kesin bir şekilde söyledim. Yunanistan, BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararların dışında iki devletli bir çözüm politikası fikrini ve tartışmasını basitçe kabul etmeyecektir. Bunu bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım görüşmede söyleme fırsatı buldum.” dedi.

Ardından ABD’deki Yunan diasporasının düzenlediği yemekte bu ifadelerini tekrarladı.

Rum kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’le görüşmesi sonrasında da; Erdoğan’a söylediklerini açıkladığını hatırlatıp Hristodulidis’le “Kıbrıs’taki son gelişmeler ve iki taraf arasındaki koordinasyonu ele aldıklarını” kaydetti.

Hemen burada bir parantez açalım.

Yunan diasporasının Miçotakis onuruna verdiği o yemeğe Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Fener Rum Patrikhanesi tarafından atanan New York Başpiskoposu Elpidophoros Lambriniadis de katıldı.

Geçtiğimiz günlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski Kurmay Başkanı, müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’nın kurucusu olduğu Mavi Vatan Denizcilik Ve Global Stratejiler Derneği ile Av. Tülay Bekar’ın, “Lozan’ı çiğnedikleri” gerekçesiyle Fener Rum Patriği Bartholomeos’la birlikte hakkında suç duyurusunda bulunduğu Başpiskoposu Elpidophoros Lambriniadis, ayrıca önce Yunanistan Dışişleri Bakanı Gerapetritis onuruna bir yemek verdi. Bu yemekte, “Yunan diasporasının Yunan hükümetinin yanında olduğunu” ve “Ekümenik Patrikhaneyi sürekli savunmalarından memnuniyet duyduklarını” bildiren Lambriniadis, Başpiskoposlukta ağırladığı Rum Cumhurbaşkanı Hristodulidis’a da, “Kıbrıs’ın acısı, tüm Helenizmin acısıdır.” dedi.

Miçotakis’e dönersek; BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’ye ilişkin özetle şunları söyledi:

Ege ve Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda temel farklılığımız son derece önemlidir ve öyle de kalmaktadır. Bununla birlikte bu sorun uluslararası hukuka, özellikle de BM Deniz Hukuku Sözleşmesine uygun olarak ve iyi komşuluk ilişkileri ruhuyla çözülebilir… Kıbrıs söz konusu olduğunda, Kıbrıs sorunu ne yazık ki özünde, BM Şartı’nın temel ilkelerine aykırı olarak yasa dışı istila ve işgâl meselesi olmaya devam etmektedir. Kıbrıs’ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve iki bölgeli, iki toplumlu federasyona dayanan tek devletli çözüme olan bağlılığımız sarsılmazdır… Kıbrıs sorununa adil, sürdürülebilir ve her iki tarafça da kabul edilebilir bir çözüm bulmak Yunanistan’ın en önemli önceliği olmaya devam ediyor. Müzakerelerin yeniden başlatılmasına yönelik BM öncülüğündeki çabaları, her zaman ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde tam olarak desteklemeye devam edeceğiz.”

Acaba Erdoğan Ne Cevap Verdi?

Miçotakis’in, “Erdoğan’a söyledim” dedikleri böyle. Şayet doğruysa; insan, haliyle, Erdoğan’ın Miçotakis’e ne cevap verdiğini merak ediyor.

Acaba beraberinde ABD’ye giden, sayabildiğimiz kadarıyla 21 medya temsilcisinden bunu soran oldu mu? Erdoğan’ın yurda dönmeden önce Türkevi’nde o gazetecilerle yaptığı toplantıya bakalım.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’le bir görüşme yaptınız. Gelmeden önce o yeni bir diyalog vurgusu yapmıştı Selanik Forumu’nda. Ne konuştunuz? Hangi mesajları verdiniz?” diye soruldu.

Erdoğan, Dışişleri Bakanı’nın ve Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı’nın muhataplarıyla görüşeceğini belirttikten sonra şunları anlattı:

Hedefimiz Ege’deki sıkıntılı havayı dağıtmak ve Miçotakis’in de yaklaşımı o istikamette. Ama bizim için şu anda en önemli adım Allah nasip ederse Selanik’teki zirve olacak. Selanik zirvesi şu anda Türkiye-Yunanistan arasında önemli bir sıçrama olacak… Bu zirveyle beraber birçok şeyin de inşallah değiştiğini karşılıklı göreceğiz… Türkiye ve Yunanistan olarak güven ortamına zarar verecek adımlardan ve söylemlerde uzak durmamız gerekiyor. Önümüzdeki sürecin selametle ilerlemesi bakımından bu alanda da birlikte adım atmalıyız.”

Miçotakis’in, “İki devletli çözümü kabul etmeyeceğimizi söyledim.” şeklindeki sözlerine hiç değinilmeden yöneltilen ikinci soru ise, KKTC’nin tanınma çağrısına ilişkin yol haritası oldu. Erdoğan buna da özetle şu karşılığı verdi:

Bizim Kıbrıs konusunda yaklaşımımız uzun zamandır ortada. Federasyon formüllerinin gerçekçi olmadığı ve işlemeyeceği artık net bir şekilde anlaşılmıştır. Bu gerçeği reddetmek Ada’da çözümsüzlüğü dayatmaktan başka bir şey değildir… KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanınması Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlayacak yegâne, en etkili adımdır. Bunun dışındaki seçenekleri tanımıyoruz… Bundan sonraki yol haritamız da KKTC’nin haklarının eksiksiz muhafazası ve uluslararası sisteme entegrasyonu yolunda atılacak etkin adımlardır.”

Görüldüğü üzere; 21 gazeteciden birisi bile, “Miçotakis Kıbrıs konusunda size bunları söylemiş? Cevabınız ne oldu? O aynı yerde durduğuna, siz de KKTC’nin tanınması konusunda kararlı olduğunuza göre, ilişkiler nasıl düzelip ilerleyecek?” diye merak etmemiş!..

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ankara’da Yunan mevkidaşı Gerapetritis ile yaptığı görüşmeyle ilgili; “iki bakanın sohbete futbol konuşarak başladıkları” bildirilmişti.

Ankara’nın çizdiği pespembe tabloyu bulandırmak gibi olmasın; ama Yunanistan, Kıbrıs başta olmak üzere tüm konularda aynı noktada durduğuna göre, daha uzun süre “futbol” konuşulmaya devam edilecek demektir!..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!