Bu ve buna benzer onca öncelikli çözülmesi gereken sorun varken Sn. Erdoğan’ın ve TBMM başkanının yeni bir sivil Anayasa yapılması teklifi; topu taca atmaktan başka bir şey değildir. Anayasa’nın değişmedik neresi kaldı ki ilk dört maddenin dışında? Neresine darbe Anayasası denilebilir ki? Şimdi soralım, Sn. Erdoğan ve hükümet hangi iyi, yararlı icraatı yapmak istedi de Anayasa’nın hangi maddesi engel oldu? Kaldı ki, “Ben Anayasa’nın kararlarına uymuyorum, saygı da duymuyorum” bir anlayış iktidarda iken, nasıl bir demokratik sivil ANAYASA yapılabilir?
Hükümet ve Sn. Erdoğan, ekonomik gidişatın altında bunalmaktalar. “Bu kardeşiniz, bu iktidarda olduğu sürece FAİZ her ay inecek-FAİZ neden enflasyon netice” büyük iddia ve söylemlerinden sonra, faizin % 8,5 lardan %25’lere çıkarılmasının nasıl bir psikolojik bozuntu ve yıkıntı yarattığını ancak Sn. Erdoğan bilebilir.
Geçinemeyen emekliler, memurlar, işçiler. Açlık sınırının altında verilen bir asgari ücret ve emekli zammı.
7,500 liralık emekli zammının çok çok üstünde ev kiraları,
Kiracı-ev sahibi mahkemelikleri hatta kavga ve cinayetleri,
Hem Sn. Erdoğan’ı hem hükümeti, hem de AKP’lileri oldukça huzursuz etmektedir.
AKP artık senaryoda yazamıyor. Dindar cumhurbaşkanı, dindar başbakan, dindar bakanlar söylemi de kâr etmiyor. Ayasofya’da unutuldu. Hatta 50 yıllığına tadilata alınacakmış.
Öyleyse ne yapılmalı ne yapılmalı ki gündem değişsin.
Pahalılık unutulsun,
Enflasyon unutulsun,
İşsizlik unutulsun,
Alınamayan hastane ve ameliyat randevuları unutulsun,
Bulgar Leva’sı, Ermeni Lari’si karşısında mum gibi eriyen TL unutulsun,
Fahiş kiralar, kiracı-ev sahibi kavgaları, cinayetleri, mahkemeleri unutulsun,
Adalete azalan güven, siyasallaşan hukuk unutulsun,
Mülteci sorunu ve sıkıntısı unutulsun,
Rüşvet yolsuzluk söylentileri unutulsun,
Üç-beş yerden maaş-huzur hakkı alanların söylentisi unutulsun,
Salalar eşliğinde ölen depremzedeler unutulsun,
Kızılay’ın çadır sattığı unutulsun,
AVM’lerde her gün değişen fiyatlar unutulsun,
Yandaşların vergi borcu silinirken, ikinci kez istenen MTV unutulsun,
Atanamayan öğretmenler unutulsun,
Çağın gerisinde kalan eğitim unutulsun,
Seçmeni 7.500 lira aylığa bağlayıp, kendileri 124.000 TL alan vekillerin icraatı unutulsun,
Bu ve buna benzer onca öncelikli çözülmesi gereken sorun varken Sn. Erdoğan’ın ve TBMM başkanının yeni bir sivil Anayasa yapılması teklifi; topu taca atmaktan başka bir şey değildir. Anayasa’nın değişmedik neresi kaldı ki ilk dört maddenin dışında? Neresine darbe Anayasası denilebilir ki?
Şimdi soralım, Sn. Erdoğan ve hükümet hangi iyi, yararlı icraatı yapmak istedi de Anayasa’nın hangi maddesi engel oldu?
Kaldı ki, “Ben Anayasa’nın kararlarına uymuyorum, saygı da duymuyorum” bir anlayış iktidarda iken, nasıl bir demokratik sivil ANAYASA yapılabilir?
Yoksa yeni Anayasa’dan amaç, Sn. Erdoğan’ı 4. kez cumhurbaşkanı yapmak mı ya da bir okuyucumun dediği gibi kimi işlendiği söylenen Anayasal suçların üstünü örtmek mi?
Ya da Hüsnü Mübarek’in yaptığı gibi Anayasa Mahkemesi’nin bütün üyelerini Cumhurbaşkanının atamasını mı sağlamak?
Ya da Sn. Hüsnü Mahalli’nin Tele1’de (3.09.2023) dediği gibi Anayasa’yı Erdoğan’ın fikir yapısına göre mi düzenlemek?
Rahmetli N. Kemal’in dediği gibi muktedir iseniz; bırakın yeni bir sivil Anayasa yapma söylemini de bu fakir-fukara halkın, yaşam seviyesini yükseltin, pazar artıklarından meyve-sebze toplamasını, askıda ekmek beklemesini, gençlerin ana-baba eline bakmasını, üniversiteli yavruların yurt sorunlarını çözün.
Yeni Anaysa teklifi, TBMM’nin enerjisini boşa harcamaktır, topu taca atmaktır, gündem saptırmaktır. Yukarıda sayılan olumsuzlukları gideren çalışmalara yoğunlaşın. Halkı rahatlatın, alan el olmaktan kurtarın. “ Halka hizmet, Hakka hizmettir “sloganınızın gereğini yapın.
Birazda bu garip-guraba halka hizmet edin.
Esen kalınız.
