Türkiye’de, seçimden sonra tamamen değişen ekonomi yönetiminin faiz artırımlarına başlamasını “kaçınılmaz adım” olarak nitelendiren akademisyen Hayri Kozanoğlu, bu durumun ‘ekonominin iyi yönetildiği” anlamına gelmediğini söyledi.
Seçim öncesi TCMB’nin faiz artırımlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “istenmeyen yol” olarak ilan edilmesiyle ekonomi yönetimi de faiz artırımlarını terkederek, Erdoğan’ın “düşük faiz” söylemine uygun şekilde hareket etmiş ve ortodoks olmayan ekonomi politikalarına yönelmişti.
Ancak seçim sonrası Mehmet Şimşek’in Hazine’nin başına geçmesi ve ABD’den gelen Gaye Erkan’ın Merkez Bankası (TCMB) başkanı olarak atanması piyasalarda ekonominin kurallarına göre işleyeceği beklentisini oluşturdu. Nitekim TCMB başkanı göreve gelmesinden sonra faizler yüzde 8,5’ten yüzde 25’e çıktı.
Erdoğan’ın sıkı para politikasına desteğinin ardından TCMB kademeli faiz artışlarına devam etmesi bekleniyor.
Kozanoğlu, Reuters ile yaptığı söyleşide, “Binayı yıktıktan sonra tekrar yapabilirsiniz, ama yıkmasanız daha iyiydi. Bugün hangi ekonomi yönetimi gelse ciddi bir fatura önceden çıkmıştı… Ama ‘bu kaçınılmazdı o zaman iyi yönetiyorlar’ demek durumunda değiliz” diye konuştu.
‘İSİMLER DEĞİŞSE DE AKP AYNI’
İsimler değişse de AKP iktidarının temel özelliklerinin yerinde kalmaya devam ettiğini belirten Kozanoğlu, bu özellikler arasında, özel şirketlerle kurulan ilişkiler, vakıflar aracılığı ile toplumun bir kesimine sağlanan avantajlarla kendilerine sadık hale getirilmesi, yine şirketlerin ihaleler yolu ile kendilerine avantaj sağlama tartışmalarının yer aldığını söyledi.
Bu nedenle asıl değişmesi ve sorgulanması gerekenin uygulanan bu modeller olduğunu vurgulayan Kozanoğlu, “Örneğin Kamu-Özel işbirliği projeleri… Bunlar geçmişte Euro cinsinden bir kısmı dolar cinsinden bağıtlanmış… Kârlar müteahhitlere, zararlar kamuya diye… Bunun aslında dönüp tekrar gözden geçirilmesi, yeniden düzenlenmesi, geçmiş zararların tahsili, yoluna gidilmesi gerekir” dedi.
‘AKP’NİN EKONOMİK MODELİ’
AKP ekonomik modeline ilişkin bir başka örneğin de vakıflara kanalize edilen paralarla açılan yurtlar, burslar gibi ağlar üzerinden yürüyen ilişkilerin olduğunu söyleyen Kozanoğlu, AKP veya Cumhur İttifakı’nın seçim başarısında, o ağların içinde olanların günlük hayattaki ekonomik sorunlardan daha az etkilenmesi olduğunu kaydetti.
“20 küsur yıllık bir iktidar var. Sadece toplumun bir kesimine yönelik sosyal ağlar, vakıflar, burslar, gelir kapıları, küçük-büyük ihaleler” diyen Kozanoğlu, bunun mikro işlerde de görüldüğünü kaydetti.
‘OVP İÇ AÇICI OLMAYAN BİR YOL HARİTASI SUNUYOR’
OVP’de açıklanan hedeflerin ‘uçuk’ olmadığını söyleyen Kozanoğlu, ancak ciddi şekilde dış kaynak bulma ihtiyacı olduğunu ve bunun belirsizlik yarattığını belirtti. Kozanoğlu, “Ortalama yurttaş açısından, OVP’nin hedefleri tutsa dahi; işsizliğin arttığı, enflasyonun sürdüğü pek de iç açıcı olmayan bir yol haritası sunuluyor” dedi.
Türkiye’de en önemli sorunlardan birinin işsizlik olduğunu söyleyen Kozanoğlu, bu nedenle asgari ücret düşük bile kalsa insanların buna razı olacağı ortamın yaratıldığını söyledi.
Yerel seçimlerde Erdoğan’ın ekonomik programdan taviz verip vermeyeceği, özellikle kamu ve emeklilere yapılacak zamlarla yeniden seçim ekonomisi uygulayıp uygulamyacağı merak ediliyor.
Son çeyrekte faiz artışlarıyla, kredilerin çok ciddi yavaşlayacağını ifade eden Kozanoğlu, “Talep yavaşlayınca da işsizlikte ciddi bir artış olacak. Bu durum çalışan, istihdam sahibi olanlar üzerinde de basınç yaratıyor. Yedek iş gücü ordusu olduğu için insanlar çalışan insanlar da pazarlık gücü azalıyor” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRETLİLER TOPLUMU
Asgari ücretle çalışma oranının inşaat, tekstil, lokanta gibi sektörlerde 2023’te yüzde 80’lerin üzerine çıkacağını tahmin ettiğini söyleyen Kozanoğlu, “2023’te Türkiye bir asgari ücretliler toplumu olacak ama işsizliğin artması da insanların asgari ücretten şikayet etme kapasitesini azaltacak. Türkiye’nin asgari ücretliler toplum olma özelliğinin 2023’ün ilerleyen bölümünde çok daha belirli hale geleceğini düşünüyorum” dedi.