Kerkük’te, 25 Ağustos’tan itibaren gerilimin yükselmesine neden olan olayları, dikkatle izliyoruz. Kerkük’teki Ortak Operasyonlar Komutanlığı karargahının Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) devredilmesi kararı, yoğun protestolara ve can kayıplarına neden olmuştur. 2 Eylül 2023 itibariyle, devir kararının ertelendiği ve protesto eylemlerinin sona ermekte olduğu haberleri alınmaktadır.
Konu medyada geniş olarak yer almamış, haber yapanlar ise sorunu eski bir karargah binasının devri olarak yansıtmıştır. Oysa sorun göründüğünden daha büyüktür. Petrol ve doğal gaz yasası ile Bölgesel Kürt Yönetimine bütçeden pay verilmesi ve gümrük kapılarından gelen gelirlerin paylaşımının yeniden düzenlenmesi ile KDP, Kerkük’te yeniden kontrol sağlamayı amaçlamaktadır. Nitekim KDP Kerkük’te yeniden yönetim ofisleri oluşturmaya gayret etmekte, bunu desteklemek için şehirde PKK varlığı görülmektedir.
Kerkük’ün 2017 öncesinde olduğu gibi, yeniden KDP kontrolüne verilmesi, sadece Kerkük değil, Irak’ın güvenlik ve istikrarını tehlikeye atacak ve hatta bölge güvenliği için ağır bir risk oluşacaktır. Bu bakımdan, Kerkük’te siyasi ve nüfus dengesini bozacak oldubittilere izin verilmemelidir.
Durum böyleyken, Dışişleri Bakanı Hakan FİDAN’ın, 23 Ağustos’ta Bağdat ve Erbil’e yaptığı ziyaretin hemen ardından bölgede tansiyonun yükselmesi, tesadüf olarak yorumlanmamalıdır. Bakan FİDAN ya Kerkük’ün KDP’ye verilmesine yeşil ışık yakmıştır ya da AKP hükümetinin artık bölgede bir etkinliği kalmamıştır.
Sonuç olarak, AKP iktidarlarının “Türk kimliğine” yönelik alerjisi bilinmektedir. 21 yıllık AKP iktidarlarında, Irak Türkmen varlığı büyük kayıplar yaşamış ve halen Türkiye’den bir destek alamamanın feryadı ile yardım için sesini yükseltmektedir.
Zafer Partisi olarak AKP iktidarını uyarıyoruz: Irak’taki Türkmen kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini savunun!
Türkmeneli’ne sahip çıkın!
Kerkük’ü koruyun!
Unutmayın ki; KERKÜK TÜRK’TÜR, TÜRK KALACAK!