Çok fakir olan elli ülkeden otuz ikisi Müslüman… Orada bir şey yok mesele başka. Bunların hepsinin lideri de dünyadaki en zengin 500’ü içindeler… Aklıma Şeyh Edebali’nin Osmangazi’ye ettiği nasihat geldi… Ne demişti Mübarek… “Oğul, zenginlik önce halka sonra sana; Yoksulluk önce sana sonra halka”. İşte şimdi anlamanız lâzım, bizim Reyis’imizin niye sadece yüzüğü var başka bir şeyi yok… Allah bizi çalan çırpan rüşvet yiyen yolsuzluk yapan liderlerden korusun.
Yepyeni bir ay ama yeni umutları olanınız var mı? Yenisi bir kenarda dursun hayal bile kuranınız var mı? Kışın çilesi yanında sıkıntıları yanında ufak tefekte olsa zevklerini bekleyen en azından düşüneni var mı? Bir şeyler demeye çabalamayın ne diyeceğinizi biliyorum. Talebelik yıllarında Eylül Ayı korktuğumuz bir tabirdi… Mayıs sonu kurtarma yazılısı veya sözlüsünden sonra Hoca gözlüğünün üstünden bakarak “Sen Eylül’de gel” dediğinde bu bizim için koca bir yazın iptal olması demekti. Hepinize Merhabalar…
Birileri çıkmış yeni hedefler açıklıyor. Şimdiye kadar 2023 hedefleri denilen safsata tarihi değiştirilerek gene önümüze konuyor. Bir insana utanma gerekir. Senin 2023 ile ilgili hangi hedefin tuttu da diğerlerini vaat ediyorsun ki biz de bekleyelim… Yüzü kızarma özürlü kimseler tarafından aynı masal tarih güncellemesiyle gene masamızda. Hani bazı resmi evraklarda nokta nokta boş yerler vardır sadece oraları doldurursunuz diğer metinler aynıdır ya Reyis’inkiler de öyle. Her olmayan ve çıkmayan vaat aynı sadece nokta nokta olan yerlere uygun tarih yazılıyor…
Gelelim TÜİK olayına. Toplumda tam manasıyla büyük bir travmaya sebebiyet veriyorlar. Hangi fiyatlı malların ne oranda sepete dahil edildiğini kimse bilmiyor. DİSK’in mahkeme kararına rağmen şeffaflık bir türlü sağlanamıyor. Çalışanların cebine el atmakla görevli Kurum sadece istenilen kadar enflasyon açıklıyor… Bu yüzden; artık her ay bir açıklama yapılarak toplumu sinir küpü haline getirmeye gerek olmadığını düşünerek herhangi bir açıklama yapılmasına karşı olduğumu duyuruyorum. TÜİK diye bir kurum benim ve toplumun büyük bir kesimi için bitmiştir. Yok hükmündedir…
Dünyada senenin muhtelif günlerinde çeşitli istatistikler yayınlanır. Geçtiğimiz günlerde biri çok ilgimi çekti… Çok fakir olan elli ülkeden otuz ikisi Müslüman… Orada bir şey yok mesele başka. Bunların hepsinin lideri de dünyadaki en zengin 500’ü içindeler… Aklıma Şeyh Edebali’nin Osmangazi’ye ettiği nasihat geldi… Ne demişti Mübarek… “Oğul, zenginlik önce halka sonra sana; Yoksulluk önce sana sonra halka“. İşte şimdi anlamanız lâzım, bizim Reyis’imizin niye sadece yüzüğü var başka bir şeyi yok… Allah bizi çalan çırpan rüşvet yiyen yolsuzluk yapan liderlerden korusun. Şimdiye kadar korudu bundan sonra da korur İnşAllah…
İlk on ekonomiye girecektik. 25 bin $ kişi başı gelir olacaktı. Enflasyon tek rakama inecekti vs vs bunları geçtik günlük vaatler bile havada. Hatırlıyor musunuz Başbakanlık tarihe karışmadan önce birileri gırtlağını patlatıyordu. Yok elli sene yok yüz senelik İstanbul’un su problemi hallettik diye… Peki şu an olanlar ne? Belediye adeta Vatandaşa yalvarıyor. Suyu idareli kullanın diye… Birileri yalan mı söyledi yoksa habire borçları silinen müteahhitler işlerini doğru dürüst yapmadılar mı? Haber sitelerinde her gün bir Hızlı Tren projesi daha ortaya çıkıyor. Havada uçuşan hızlı tren projelerinden neredeyse yolda yürüyemez hale geldik…Adı değil kendi olsa ona da amenna… Ankara-İstanbul arası 500 km. Hızlı tren 5 saatte gidiyor. Yani saatte 100 km ortalama hızı var. Dünya’ nın neresinde böyle bir hızlı (!!!) tren var? Benim hanım YHT’nin açılımını değiştirdi… Yavaş Hızlı Tren diyor haksız mı? Artık Dünya 200 km ortalamayla giden trene hızlı demiyor… Şimdide piyasaya laf enjekte ediliyor. Yeni bir hat yapılacakmış Ank-İst 80 dakikaya inecekmiş miş de miş mişmiş… Yerel seçimler yaklaşıyor biten petrol ve gaz haberlerine tekrar hazır olun bu sefer nerelerden fışkıracaklar dinleyelim… Eyyy halkım sen bu kadar ahmak değilsin ama bunlar niye sana o muameleyi yapıyorlar yoksa gerçekten…
Atalar hiçbir şeyi boş yere söylememiş. Ne demiş elleri öpülesiler… Gelen gideni aratır… Benim bitkisel hemşehrim gitti yerine şimşek gibi biri geldi derken vatandaşı yıldırım çarptı. Evet hepiniz İngiliz devşirmesinden bahsettiğimi anlamıştır… Hazret fazla konuşmuyor ama konuştuğunda da cevher yumurtluyor… “Emekli büyük yük” gibi bir şeyler demiş… Evvela bir dua ile cevap vereceğim… Allah sana emekliliği nasip edip bu Memlekete yük eylemesin. Bir de teklif : Mesela Ben 40 sene 7 ay prim ödedim. Bu primleri her kesilen ayın dolar kuruna göre hesap edip bizlere geri verin getirisiyle yağ bal içinde yaşayalım…
Bir Eylül yazısı da böylece sona erdi. Eylül yazısı nasıl olurmuş, Ekim yazısı nasıl olacak, inanın benim de aklım ermedi ama sizler idare edersiniz… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…