Geçen haftanın en çok konuşulan olayı, yaş haddinden emekli edilen Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanvekili Orgeneral Musa Avsever’in Erdoğan’la vedalaşması oldu.
Konuşulmasının sebebi, ilk defa bir Komutanın ağlamaklı olması, “Sizlere müteşekkirim.” sözleriyle Erdoğan’la kucaklaşmasıydı!..
Dahası, Avsever’in Erdoğan’a, “Size sarılmak istiyorum.” dediği vurgulandı. Ben dahil birçok isim de bu ifadeye dikkat çekip Avsever’e tepki gösterdi.
“Saygı”yı “Sarılmaya” Kim Dönüştürdü?
Ancak yakın çevresinden, Avsever Paşa’nın kesinlikle bunu söylemediği ve söylemediği sözler üzerinden gösterilen tepkilere çok üzüldüğü bilgisi geldi. Bunun üzerine görüntüleri bir kez daha izledim. Söyledikleri tam olarak şunlardı:
“Sayın Cumhurbaşkanım müsaade ederseniz; 1971 yılında başladım askerliğe. İşte bu Şura ile son buldu. Gerçekten bir subayın gelebileceği en üst seviyeye geldim. Sizlere müteşekkirim. Saygılarımı sunuyorum.”
Sonrasını biliyorsunuz; Avsever’in duygulandığını gören Erdoğan, ona sarıldı ve “Kendisi duygulandı, bizi de duygulandırdı.” dedi.
Peki Avsever’in “Saygılarımı sunuyorum.” sözü nasıl “Size sarılmak istiyorum.” olmuştu?
Yine yakın çevresinden öğrendiğime göre, bunu o şekilde ilk aktaran, iktidarın gazetesi Sabah’ın köşe yazarı ve de TRT Yönetim Kurulu Üyesi Hilal Kaplan’mış.
Nitekim Hilal Kaplan olaydan iki gün sonra bile Sabah’taki “O Komutan” başlıklı yazısında Avsever’in “Size teşekkür edip sarılmak istiyorum.” dediğini aktarıp şu yorumları yaptı:
“Bu görüntüler, izleyen herkesin içini ısıttı. Ancak son yirmi yıldaki dalgalı asker-sivil irade ilişkileri de gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçti. MGK’da, seçilmiş başbakanı irticai tehdit olmakla suçlayanlar, Emine Erdoğan Hanımefendi’yi GATA’dan içeri sokmayanlar, e-muhtıra verenler ve en son asker kılığındaki Haşhaşilerin milli iradeye kanlı müdahalesi… Siz belki sadece Cumhurbaşkanımıza sarıldınız komutanım; ama bilin ki sizinle birlikte duygulanan ve ‘Nereden nereye geldik’ diyen bu milletin her bir ferdi de sizi sarılarak uğurluyor. Tüm üst düzey komutanlarımıza üstün hizmetleri için millet olarak teşekkür ederiz.”
Konuyla ilgili yazımda; “Sözkonusu görüntülerin ve konuşmaların böylesine ayrıntılı paylaşılmasında mutlaka ki bir murad vardır ve herhalde maksat hasıl olmuştur!..” demiştim. Hilal Kaplan’ın şu satırlarından da muradın “Nereden nereye geldik”i göstermek olduğu anlaşılıyor.
İnşallah gelecek yıllarda bir komutanın kimi siyasilerin elini öptüğünü ve yine “nereden nereye” denildiğini görmeyiz!..
Avsever cephesinden bir başka not: yaş haddi dolduğunda Yaşar Güler’in görev süresi uzatılırken kendisinin süresinin uzatılmayıp iki aylık Genelkurmay Başkanvekilliğine rağmen emekli edilmesinin, ayrıca Genelkurmay Başkanlığı’na Kuvvet Komutanlığı yapmamış bir ismin atanmasının sorgulanmamasına üzüldüğünü de öğrendik.
TSK’da Böyle İşler Olmazdı
Artık YAŞ kararlarıyla ilgili ne sorgulanıyor ki?!
Geçen yıl Hava Kuvvetleri Komutanı yapılan Orgeneral Atilla Gülan’ın bu yıl neden emekli edildiğinin sorulmaması veya 2020’den beri yaşanan, TSK sisteminde görülmesi neredeyse imkânsız olan şu karmaşa gibi:
Bilindiği gibi, Azerbaycan-Ermenistan savaşında askerlerimiz de görev aldı. Savaşın bitmesinden sonra, Aralık 2020’de ise dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ateşkesi izlemek üzere Azerbaycan’da kurulacak olan Ortak Harekât Merkezi’nin faaliyete geçmesinin ardından bir general ve 35 subayımızın göreve başlayacağını açıkladı.
Sözü edilen general; Albay rütbesindeyken Balyoz kumpasında 2.5 yıl hapis yatıp 16 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra beraat eden Bahtiyar Ersay’dı. Göreve dönünce Afganistan’a gönderildi. 15 Temmuz’un ardından Tuğgeneralliğe terfi ettirilip, Hakkari-Çukurca 2. Hudut Tugay Komutanlığına atandı. Kaletepe Üs Bölgesi’ni PKK’lı teröristlerden temizleyip bayrağımızı göndere çeken komutan olarak tanındı. Daha sonra Tümgeneral oldu ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığına getirildi. Ancak bu görevdeyken, fiilen Azerbaycan’da olduğu biliniyordu.
2021’deki YAŞ kararıyla da bu fiili durum resmileştirildi; Genelkurmay Başkanlığı emrine alınıp Azerbaycan Görev Grubu Komutanlığı’na atandı.
2022 YAŞ’ında Ersay, Korgeneral oldu ve Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı yapıldı. O sırada bu Kolordu’nun Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım idi. O da Korgeneralliğe terfi etti ve 9. Kolordu Komutanlığı’na atandı.
Bu arada Yüksekova-Hakkari 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Muammer Alper Genelkurmay Başkanlığı emrine alınıp Azerbaycan Görev Grup Komutanı olarak görevlendirildi.
Ancak Korgeneral Bahtiyar Ersay, Azerbaycan’dan dönüp 7. Kolordu’nun başına geçmezken Muammer Alper de birkaç aylık Azerbaycan görevinden sonra yurda geri döndü.
Neticede resmiyette halen Ersay 7. Kolordu’nun yeni komutanı olarak gözükürken, bu görevi eski komutan Tümgeneral Yılmaz Yıldırım yürüttü. Yani 9. Kolordu’ya gitmeyip burada devam etti.
Karmaşayı artırmamak için, “Peki 9. Kolordu Komutanlığı’na kim baktı?” kısmına girmeyip devam edelim.
2022’deki o YAŞ kararlarından 4 ay sonra Korgeneral Bahtiyar Ersay’ın Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov’a danışman olarak atandığı bildirildi ve ilk kez Azerbaycan ordu üniformasıyla görüntülendi. Bu gelişme de medyamızda, “TSK’dan Azerbaycan ordusuna transfer… Bahtiyar Ersay’a tarihi görev… TSK’nın başarılı generali Azerbaycan ordusuna atandı” başlıklarıyla duyuruldu.
Son YAŞ kararlarına gelelim.
Halen 7. Kolordu Komutanı gözüken Korgeneral Bahtiyar Ersay Genelkurmay Başkanlığı emrine alındı.
Ersay’ın bu göreve başlamaması sebebiyle 4 yıldır 7. Kolordu Komutanlığı yapan ve geçen yıl Korgeneralliğe terfi ettirilen Yılmaz Yıldırım ise normal bekleme süresini tamamlamadan kadrosuzluk gerekçesiyle emekli edildi. Askeri kaynaklar bunun TSK tarihinde bir ilk olduğunu vurgularken, Yıldırım’ın yerine de İzmir askeri casusluk kumpası mağdurlarından Tümgeneral Fedai Ünsal atandı.
Yanlış anlaşılmasın; Bahtiyar Ersay’ın Azerbaycan’da görevlendirilmesi çok anlamlı ve önemli.
Vurgulamak istediğimiz, öncelikle, kurallara bağlılığıyla bilinen TSK gibi köklü bir kurumda “resmiyette öyle, fiiliyatta böyle” şeklindeki uygulamalara neden gerek görüldüğü.
İkincisi ve asıl önemlisi ise şu: Korgeneral Bahtiyar Ersay, başından beri Ermenistan’ın hedefinde olan bir isim.
Malûm, iktidar Ermenistan’la da “normalleşmek” için can atıyor ya; dileriz son YAŞ kararıyla Ersay’ın Genelkurmay emrine alınmasının bu açılımlarla bir ilgisi yoktur, sadece yine şekli bir düzenlemedir.
ABD’nin Endişesine Bakar mısınız?
Son YAŞ’la birlikte bir kez daha TSK’da tayin, terfi ve emekliliklerde askeri kanadın değil, siyasi kanadın belirleyici olmasına dikkat çekilirken, “liyakattan çok sadakatın öne çıktığı bir sürecin yaşandığı” yorumları yapıldı.
Bilmem askeri atamaların Senato’da oylandığı ABD’de yaşanan tartışmaları izliyor musunuz? Cumhuriyetçi bir üye Pentagon’un listesini engelliyor.
İşte bu engelleme üzerine Savunma Bakanı Lloyd Austin, “Eşi benzeri görülmemiş, gereksiz ve tehlikeli bir durum.” diyerek şunları söyledi:
“Bu durum Amerika’nın askeri hazırlığını zayıflatıyor. En iyi subaylarımızı elimizde tutmamızı güçleştiriyor ve çok sayıda asker ailesinin hayatını alt üst ediyor. Ordumuz, aileleri, müttefiklerimiz, ortaklarımız ve ulusal güvenliğimiz daha iyisini hak ediyor.”
Bir adamların dertlerine bakın bir de bizim hâlimize!..
Emir-komuta sistemi yıkılmış; terfi, atama ve emekliliklerde teamüllerin neredeyse tamamı ortadan kalkmış, askeri okullar kapatılmış, eski bakan Hulusi Akar’ın sözüne rağmen askeri hastaneler bile açılamamış… Ama kimin umurunda?..