Ümit Özdağ’ın, İçişleri Bakanı olarak, köprüden önce son çıkışta bizleri uçurumdan çekeceği kritik eşik maalesef geçildi. Şu an hızla sürüklendiğimiz birazı belli ama, meçhul akıbete tam gaz gidiyoruz..
Benim çok değerli Bir evladım var Adı Şevket… Kendisi, Doğu Türkistan’dan, Uygur Bölgesi’nden Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan bir kimse. Eşi, Kırgızistanlı Fatıma… Ve boy boy torunlarım… Geçtiğimiz günlerde bana mesaj attı… “Biz 1977-1979’lu yıllarda, Ilgaz sen Anadolu’nun yüce bir dağısın türküsünü mırıldanan nesiliz” diyordu… Nasıl duygulandım, dışına taşmadı ama gözlerim buğulandı…Şimdi bu dağa başka hislerle bakıyorum… Ey Ilgaz, ne güçlüymüşsün ki, bizler hayal ederken, Sen TÜRK Birliğini oluşturmuşsun bile… Gençliğimiz; Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız, sloganlarıyla geçmişti… Tanrı Dağları esarete düşünce, demek ki, onun yerini Ilgaz aldı… Ilgaz Dağı kadar TÜRK’üz… “Ilgaz, sen TÜRK Dünyasının yüce bir dağısın” Layık olduğu yere terfi ettiğine göre işimize bakalım mı? Hepinize merhabalar olsun… Zihnimizden damarlarımıza TÜRK Kanı pompalanırken testisleri dolduralım mı?
Hayal etmeyen gerçeğe ulaşamaz. Biz zamanlar Jule Verne hayal etmiş, aşağı yukarı hepsi gerçekleşmiş. Ay’a Seyahat‘ten tutun,80 günde devrialem‘e kadar… Denizler Altında 20 Bin Fersah‘ı Kaptan Nemo‘yu, Natilus’u kısa süre sonra gerçek olarak gördük. İstanbul Kadıköy’de AVM’si bile açıldı… Bu yüzden, düşünmeyi, hayal etmeyi ihmal etmeyeceğiz. Sovyetler Birliği döneminde, TÜRK Dünyasını ve birliğini düşünürken, bizi hayalperestlikle itham edenler, şimdi neredesiniz? Her sene Yapılan TÜRK Devletleri Kurultayları için ne diyeceksiniz? Onlara da “Hayal” deme niyetinde misiniz? Yalnız bazı hayallerin pürüzler çıkarmadan oluşmasının altında yatanları da iyi değerlendirmek ve de tartışmaya açmak zorundayız… Konu Zengazur koridoru. Orta Asya bağımsız veya özerk TÜRK Cumhuriyetleri ile, Anadolu Türklerini karayoluyla birleştirecek bir yol. İlk başta, yüzyıllık idealin gerçekleşmesi olarak görünse de bazı kuşkularım var… Konu ABD, Rusya Federasyonu ve Çin’in en az elli yıllık politikalarına ters bir durum. Hal böyle olunca ister istemez kuşku sistemleri devreye giriyor... Sadece İran biraz karşı çıktı, onun harici herkes kabullendi, acaba niye ? Bunun için at gözlüğü takmış gibi dar açıdan bakmak yerine, geniş açılı kamera kullanmakta fayda var…Yavaş yavaş, açıları genişletelim mi? Bu Türklerin Anadolu’dan uzaklaştırılmasının, lojistik bir kolaylığı olabilir mi? “Türklere bırakılamayacak kadar güzel olan Anadolu“nun tahliye kanalı mı bize ellerimizle açtırılıyor? Orta Asya ile kara bağımız oluşuyor diye sevinirken, oraya postalanmamızın altyapısı mı oluşturuluyor? Çok yakın geçmişte, Jirkov dönemi Bulgaristan’ını hatırlayın… Belene’leri hatırlayın… Trenlere doldurulup, Türkiye’ye yollanan soydaşlarımızı hatırlayın… Nitelikli insanlarımızın, Avrupa’ya, ABD ye gidişleri, içeriye ne idüğü belirsiz kimselerin doldurulması, Sağlık ocaklarında bile Suriyeli ve Afganlarla muhatap olmamız sizce tesadüf mü? Almanya’nın, “Nitelikli Göç” kanununu çıkarışı, Yurdun kaymak ve elit tabakasının oralara çekilmesi, kalanlara da Zengazur mu? Ümit Özdağ’ın, İçişleri Bakanı olarak, köprüden önce son çıkışta bizleri uçurumdan çekeceği kritik eşik maalesef geçildi. Şu an hızla sürüklendiğimiz birazı belli ama, meçhul akıbete tam gaz gidiyoruz… Bu safhada ayağa kalkacaklara mani olmak için de “Yüzsüz ve arsız” ile “Edepsiz” son görevlerini icra ediyorlar… Birileri görevini yerine getiriyor ama bu koltukçuları tarih affetmeyecek ve karanlık sayfalarında ki giyotine mahkûm edecektir… Anadolu Türklüğünün, Orta Asya ile bağını kesmek için, tarihte hiç Ermeni toprağı olmamış yerin, Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan’dan alınması gerçeği karşımızda dururken, Rusya’nın olaya sessiz kalışı hatta destek vermesini iyi düşünün… Bu kadar önemli bir konuda ABD sesini çıkarmıyor… Sürekli toprak talebi ve tazminatla gündeme gelen, diaspora, tam ters bir durum için niye sessiz kalıyor…İyi değerlendirin… Sakın yanlış anlaşılmasın karşı değilim hatta can-ı gönülden destekliyorum ama gerisindeki pürüzler temizlendikten sonra…
Bu arada birileri ne yapıyor, bilmem takip ediyor musunuz? Kim mi? Hani Andımızın kaldırılmasının gizli destekçisi, TC’lerin silinmesinin sessizi, “Ne mutlu Türküm diyene”lerin tarihe gömülmesine seyirci kalan Ca-Ce var ya, ne yapıyor dersiniz? Gene aynı şeyleri yapıyor. Yani sükûtu ikrardan geliyor… Hakkında yazılan kitabı doğrularcasına davranıyor… İster istemez, yazılanlar doğru mu acaba diyesimiz geliyor… İstilayı sessizce seyrediyor...
Tarih herkesi yargılayacak. Bazı bedbahtların, istemesek de mezarlarının bile rahat bırakılacağını zannetmiyorum… Kaçınılmaz mahkemenin kuruluşu ve faaliyeti, İnşAllah bizlerin de hayatta olduğu zamanlara denk gelir… Allah, hepinizin yanında olsun. Hoşça kalınız…