ABD’de çalışmalarını sürdüren ekonomist Dr. Erman Dinçel Türkiye’ye yönelik göç ile ilgili sert açıklamalar yaptı.
Dr. Erman Dinçel yaptığı açıklamada yapılan hukuksuzluğun ortaya çıkması sonucunda seçimler iptal edilir mi diye sordu Dinçel ayrıca; ülkenin yüzde 20’si işgal edilince illüzyon bugün bitti dedi
Dinçel’in açıklamaları:
Kaçakları hala konuşmuyoruz
Bugün göç idaresi bir açıklama yapmış, Türkiye genelinde sığınmacı sayısı İle ilgili (kaçaklar hariç). Türkiye’nin %20 nüfusunun değiştiği ve yeni sığınma ve yerleşim taleplerine izin verilmeyeceği anlaşılıyor. (Kaçakları hala konuşmuyoruz)
“Stratejik Göç Mühendisliği kabul edilmiş oldu”. Bu tanım Ümit Özdağ’a ait, bu tanım yazdığı kitaplar da 5 yıldır anlatıldı ve kullandı.
1.3 milyon üzerinde yabancının oy kullandığı ortaya çıkarsa seçim iptal edilir mi?
Şimdi sıra 1.5 ile 2.5 milyon Suriyeli ve yabancı yeni Türk vatandaşının seçimlerde oy kullandığı iddiasına sıra geldi. İki aday a aşındaki fark 2.6 milyon kişi yani 1.3 milyon kişi seçimin kaderini belirledi.
Oysa sadece 200 bin yeni vatandaştan bahsediliyordu bakanlık!
Bu durum “gerçek çıkarsa” yani 1.3 milyon üzerinde yabancının oy kullandığı ortaya çıkarsa seçim iptal edilir mi?
Hadi Millet ittifakını anlamak mümkün ve hedefini de anlaşıldı da, 6 lı masa yarattığı “biz gelirsek yaparız” illüzyonu ve bununla birlikte Anayasa değişikliği iddiası neydi?
Siyasette genel başkana yaranma sistemi ve para üzerine kurulu, partileri babasının şirketi gibi yönetme, yani siyaseti yönetme anlayışının maliyeti bu.
Ümit Özdağ yazdı, söyledi
Kusura bakmayın bunun adı “stratejik göç mühendisliği”, 2018 den beri Ümit Özdağ ve 21.YY Enstitüsü 10’larca uzmana araştırdı yazdı, söyledi, kitaplar, makaleler yayımlandı, 4 adet sempozyum düzenledi! Kayıtları yayımlandı.
Yüzlerce TV kanalında anlattı, sonuç ırkçılık ve faşistlik ile suçlandı. Halbuki sadece vatanseverdi, sadece.
Tüm basın (2-3 kişi hariç) Nagehan Alçı tarifini, aklını ve zekasını tercih etti, gerçek ayrımcılığı göremedi, gerçek ırkçılığı fark etmedi, gerçek faşizmi algılayamadı.
Ülkenin %20 si bu şekilde işgal edilince illüzyon bugün bitti.
Bugün artık seçimden ve bu işgalden sonra Anayasa değişikliği, laikliğin sonlandırılması, “okullarda cinsiyet ayrımcılığı yapılması tartışılıyor!
Ayrımcılık tanımını bilmeyenler, ırkçılığı, cinsiyet ayrımcılığını, bireysel özgürlük alanının daraltıldığını, faşizmi ne olduğunu tarif edemez.
Vatanseverlik ile ırkçılığı birbirinden doğru ayırt edelim ve kendini diğer insanlardan üstün ve farklı görmemek, onları ötekileştirmemek, aşağılamamak ve onların varlığını kabul etmekle ve sayğı duymakla birlikte, kendi ülkesinin işgal edildiğini kabul etmemek ve itiraz etmek vatanseverliktir.
Bari bugün uyanalım, “vurdum duymazlığın” bir sınırı var, bir adım ötesi ahmaklık olsa da, sınırı geçince artık değer yargılarının, ahlakın ve vicdanın önemi kalmayacak, umarım bu sınırından döneriz, umarım sınırın ötesinin ülkenin sömürge durumu olduğunu ve ülkenin varlıklarının yabancının kontrolüne gireceğini bir an önce fark ederiz.