Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Geçmiş Zaman Bayramları

featured

Hepimizi, turizm sermayesinin hizarlarına teslim eden dokuz günlük Bayram tatilinin sonuna geldik. Üretim patlamaları yapan, GSMH’sı dünya birincisi olmuş milletimize sunulan bu imkân mutlaka en iyi bir şekilde değerlendirilmiş, kendisinden başka, otelciden, otobüsçüye, lokantacıdan, plajcıya kadar herkese fayda temin eden ama aldığı erken maaşı da buralarda yiyip bir ay aç gezecek,  sizlere tek faydası olmayan tatil bitmek üzere… Yaşadığım için bilirim. Sık sık oluşturulan bu boşluklar hasta sahiplerinin korkulu rüyası olmuştur. Bitmesi için gün sayılır. Sadece dokuz gün mü… Olay bir hafta önceden başlar… “Önümüz tatil, sonra bakarız” laflarını sıkça duyarsınız… Tatilin sonu da sıkıntıdır, yorgunluğu ancak bir haftada geçer, bu süre içinde de asla randıman alamazsınız… Her neyse merhabamızı çakıp, yola devam edelim…

Bayramlarda, nostalji alışkanlığımız vardı. Beklediğinizi de biliyorum. Geriye ne kalıyor, yazmak… Vira Bismillah…

Şeker ve Bayram, birbirinden ayrılmayan iki kavram… Pasta börek olmasa da olur ama, çocuktan, kapıya gelen çöpçüye, misafirine kadar herkese en azından bir şeker tutmak gerekir… Peki bu şekerler, evde yapılmadığına göre, hepsi birbirinden güzel şekerliklere nasıl girerler. Mutlaka gidip, satın alınarak… İşte bizim konumuzda burada başlıyor…

1957 yılından beri Ankara’da yaşadığım için, mecburen Başkentimiz mekanlarından bahsedeceğim… Bizim yaşımızdakilerin ve tüm zamanların en önemli adresi ve şekercisi hiç kuşkusuz Hacı Bekir‘dir…Beyaz dikdörtgen prizması,  karton kutunun kapağında arması olurdu. Onu gören bütün çocukların, mide salgıları had safhaya çıkar ve de büyük bir umutla açmaya çalışırlardı. İlk açanın avantajı her daim mevcuttu. Üstte bulunan birkaç çikolata ve lokum doğal olarak onların hakkı olurduAlt tarafta ise mebzûl miktarda, badem şekeri, akide şekeri vs bulunurdu… Bu tür oluşumlar genelde, bayramlaşmalarda, gidilen eve hediye olarak götürülürdü. Buda, oraya ne kadar önem verildiğinin nişanesiydi. Gelen şekerler, bazen Aile tarafından başka yerlere götürülürdü… İşte bizim olayımız bu duruma mâni olmak için, oluştu…Misafirin biri, kim olduğunu hatırlamıyorum, geldiğinde kapı yanındaki ayakkabılığın üstüne bir kutu bıraktı. Her halinden, Hacı Bekir olduğu belli olduğundan, usulca alıp odamıza geçtik… Tayininin başka bir yere çıkmaması içinde, bir güzel açıp yemeye başladık… Misafirler giderken, “Buraya bir şey bırakmıştık, nerede?” diyene kadar her şey normaldi… Meğerse, onu başka bir yer için almışlar ve de oraya emaneten bırakmışlar. Okuyucularım hak vermiştir. Böyle bir çiğlik yapılırsa, neticesine de katlanılır. Hacı Bekir, uzun yıllar liderliği kimseye kaptırmadı ama son zamanlarında,  Ali Uzun diye başka bir şekerci aynı konseptte faaliyet gösterdi lakin fazla başarılı olamadı, vasatı geçemedi…

Taht, dimdik ayakta duramadı, jöle şeker devrinde de biraz sallandı… Rengarenk bu yeni çeşit, yuvarlak kaplar içinde, albenisiyle çok ilgi çekti… Üstelik, diğerine nazaran ucuzdu. Aileler arası yapılan ziyaretlerde,  Bayram Şekeri olarak çok kullanıldı…Daha sonraları, geldiği gibi aniden çekip gitti.

Şeker, çikolata derken aynı düzlemde çalışan, pastaneleri de hatırlamadan, bu Bayram yazısını bitiremeyiz… Bir numara, hiç şüphesiz “Penguen Pastanesiydi” Kızılay’dan, Cebeci istikametine giden bulvar üzerinde, o zamanlar Selanik Caddesi başındaki benzinliğin karşısına gelen bir işletmeydi. İnce uzun dükkân, Ankara’nın en prestijli mekânı idi. Oradan alışveriş yapmak ayrıcalıktı. Hele hele çikolata yaptırıp götürmek, gidilen yerin kıymet kıstasını belirlerdi. Meşrutiyet Cadde’sindeki Bahar Pastanesi herkesin bildiği ve alışveriş yaptığı bir yerdi. Sahibinin oğlu, Murat Evirgen ile, ilkokulu da beş sene sınıf arkadaşlığı yaptım. O zamanlar, onun da benim de bileğimi büken yoktu. Hiç unutmam, pastane önündeki geniş bahçede, okulun en kuvvetlisini belirlemek için, güreş tutmuştuk… Netice ne mi oldu?  Tevazu kaynaklarımıza müracaat etsem,  ne dersiniz… Daha sonraları, biraz aşağıda, bulvara daha yakın olacak şekilde, Karanfil sokak ağzında Filiz Pastanesi açıldı, Tunalı Hilmi Caddesinde, Flamingo faaliyete geçti.

Bir Bayram klasiği olan nostalji turunu da bitirdik… Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!