Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hedefinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı. Bahçeli, İmamoğlu’nun corona kaynaklı ölüm sayıları ile ilgili açıklaması için ‘laçka’ yorumu yaparken “açıklamalarının itibar edilecek hiç bir yanı yoktur” dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Oldukça sert bir konuşma yapan Bahçeli’nin hedefinde muhalefet partilerinin yanı sıra, corona kaynaklı ölüm oranları ile ilgili açıklamalarından dolayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Bülent Arınç vardı.
Türkiye’den Libya’ya boya ve insani yardım malzemesi taşıyan Türk bayraklı bir ticaret gemisine yapılan operasyonu da değerlendiren Bahçeli, eylemi ‘eşkıyalık ve ahlaksız bir tertip’ olarak nitelendirdi.
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:
* Covid-19 salgını nedeniyle yüz yüze eğitimin mecburi şekilde ertelendiğini bu dönemde, öğretmenlerimizin mücadelelerine devam etmesini takdirle takip ediyoruz.
* Maalesef virüsün bulaşma hızı giderek artmaktadır. Aşıyla ilgili çalışmaların seyri, devlet millet çalışmasının gücü ve etkinliği virüsle mücadelenin hangi yönde gideceğini gösterecektir.
* Hükümet vehametin idrakindedir. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına titizlikle uymak büyük bir sorumluluktur.
KENDİNİ BİLMEZİN AMACI NEDİR?
* Özellikle vaka ve vefat sayılarıyla ilgili korku uyandıranların bize göre niyeti kötüdür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı’nın Sağlık Bakanlığı’nın verilerini tekzip eden laçka açıklamalarının itibar edilecek hiç bir yanı yoktur.
* Böylesi bir dönemde siyasi çıkar peşinde koşmak gafilce bir yaklaşımdır. Sağlık Bakanımızın geceli gündüzlü mücadele ederken, belediye işlerinden başka işlere burnunu sokan bu kendini bilmezin amacı nedir?
* Virüsün bir siyaset ve ekonomik krize yol açması, demokrasi dışı oluşumları tetiklemesi mi amaçlanmaktadır. Covid-19’un meslek hastalığı sayılması konusunda TBMM’de üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın teminatını veriyoruz.
“CUMHUR İTTİFAKI TÜRKİYE’NİN UMUDUDUR”
* Bir milletin var oluş haklarını müdaafaa cesaretini, kahramanlarla korkakların mücadelesi belirleyecektir. Birkaç haftadır korkakların, fitnebazların kudurmuş emellerini görüyoruz.
* Bilhassa, Cumhur İttifakı’yla ilgili çirkin dedikoduları hayretle takip ediyoruz. Cumhur İttifakı’nın kolonlarının çatırdadığını söyleyenlerden tutun da pek çok şey konuşulmuştur.
* Bazıları da ‘Rota değişikliğine işaret ediyor’ diyerek akıl yoksunluğunu işaret etmiştir. Kurdukları hayallerden bile malzeme çalan zavallıların sözüne itibar edecek hiçbir vatan evladı olmayacaktır.
* Şunu ifade etmek isterim ki; MHP ile AK Parti Türk tarihinin iki ucunu kavrayan iki kahraman millet eseridir. Biz harcarsak sadece hainleri harcarız. Cumhur İttifakı siyaseti pazarlık üstüne inşa etmemiştir. Ortak paydası mevki makam değil, Türk milletinin tarihi haklarıdır.
* Yolu doğru olanın yükü de ağırdır. Sayın Cumhurbaşkanımızla hukukumuz, Türkiye düşmanlarının kafalarının alamayacağı kadar tutarlı, ilkeli, karşılıklı muhabbete dayalıdır. Cumhur İttifakı Türkiye’nin yegane umududur.
“ÇAKICI BENİM DAVA ARKADAŞIMDIR”
* Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır, Alaattin Çakıcı şehidimizin oğludur, Alaattin Çakıcı vatan ve millet sevdalısıdır. Kılıçdaroğlu anlar mı bilemem.
* Ülkücüden mafya, mafyadan da ülkücü olmaz, olamaz. Çakıcı bebeklere kurşun sıkmadı, karakolları ateşe vermedi, yollara mayın döşemedi.
* Kılıçdaroğlu eğer mafya görmek istiyorsa birlikte anayasa hazırladığı teröristlere baksın, onların yüz hatlarını dikkatle incelesin.
“İHANETE YATAKLIK SUÇA İŞTİRAK”
Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olan siyaset eskisi bir şahsın, televizyona çıkıp Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş’a güzellemeler yapması kelimenin tam anlamıyla çarpıklık, hatta ahmaklıktır.
* Bu şahsın iki suçlunun serbest bırakılmasını istemesi suçluyu övmektir, suça iştiraktir, ihanete yataklıktır. Terörist Demirtaş’ı ve Kürt kökenli kardeşlerimizi tanımak için Devran isimli hikâye kitabının okunmasını öneren bu gafil terör propagandasını alenen,
milletimizin gözünün içine baka baka yapmıştır.
* Sayın Arınç, biz Kürt kökenli kardeşlerimizi bir teröristin anlatıldığı kitaptan değil, hayatın bizatihi içinden, milletimizin şerefli mensubu olmalarından, anıda, acıda ve gelecekte birlikte olmamızdan tanıyor ve onlara baktığımız zaman tıpatıp kendimizi görüyoruz.
* Devran isimli kitap bir terör anlatısıdır. Devran isimli şahıs bir teröristtir. Yazan da teröristtir. Demirtaş’a masum gözüyle bakıyorsan, teröristlerin saldırısıyla şehit olan Yasin Börü’ye, Eren Bülbül’e, 11 aylık Bedirhan bebeğe ne diyeceksin? Emzikli bebeklerin öldürülmelerini nasıl anlatacaksın? Hamile kadınlarımızın kurşunlanmasını nasıl yorumlayacaksın? 6-8 Ekim olaylarında katledilen 53 insanımızı nasıl izah edeceksin?
“ASLINA MI ÇEKİYORSUN NESLİNEMİ ÖZENİYORSUN?”
* Sayın Arınç nereye varmak, ne yapmak istiyorsun? Aslına mı çekiyorsun, nesline mi özeniyorsun? Nedir seni teröristlere sempatiyle baktıran? Sen Devran’ı bırak da Mehmetlere bak, belki olmayan vicdanın kanar.
* Sen terör kervanına girmeyi bir kenara bırak da, millet ne diyor, tarih ne diyor, şühedamız ne diyor ona dikkat et, bunları kendine rehber tayin et.
* Özgürlükçü düşünelim diyor, yani demek istiyor ki, teröristler serbest kalsın, Türkiye’ye kast edilsin. Bu ahlaksız bir üslup, akılsız bir teklif değil midir? Neyin özgürlüğü, elinde silahla dağda gezene özgürlük değil, milletin demir yumruğu layıktır.
* Bülent Arınç Türkiye’ye kim tuzak kurmuşsa, Cumhur İttifakı’na kimler hasımsa, iç barış ve huzur ortamını kimler bozmak istiyorsa onlara muhabbetle yaklaşmaktadır.
* Gezi olaylarının sponsoru olan Sorosçu Osman Kavala’nın, özgürlükçü düşünerek serbest kalmasını gündeme getirmek hangi akıl ve mantığın ürünüdür? Aynı görüşü CHP de seslendirmektedir. Kaldı ki, CHP’li sözcüler Arınç’ı vicdan olarak tanımlayıp takdir etmişlerdir.
“EŞKIYALIK, AHLAKSIZ TERTİP”
* AB tarafından tek yanlı yürütülen, maksat ve muhtevası oldukça şüpheli olan İrini Harekatı’nda görev alan bir Alman firkateyni, Türkiye’den Libya’ya boya ve insani yardım malzemesi taşıyan Türk bayraklı bir ticaret gemisine dostane olmayan ve korsanca bir müdahalede bulunmuştur.
* Maruz kalınan muamele hukuka ve ittifak ahlakına temelden aykırıdır. Kaptan dahil tüm gemi personelinin zorla üstlerinin aranması, bir yerde toplu olarak alıkonulmaları, özellikle kaptanın başına silahlı askerin dikilmesi eşkıyalıktır, ahlaksız bir tertiptir.
* Silah ambargosunu ihlal etmediği görülen gemimizin saatlerce güzergâhından mahrum bırakılması, ayrıca gemi personeline suçlu muamelesi yapılmış olması skandaldır.
* Uluslararası sularda ticari gemilere müdahale edilebilmesi için bayrak devletinin rızasının alınması esastır. Bu kural çiğnenmiştir, netice itibariyle gerekli nota Türkiye tarafından gecikmeksizin muhatap ülkelere verilmiştir.
* Doğu Akdeniz’de yaşanan mütecaviz provokasyonu şiddetle kınıyorum. Türkiye hakkını yedirmez, haysiyetini çiğnetmez, hiçbir ülkeye de eyvallah etmez.