Halk arasında bir tabir vardır. Zurnanın “Zırt dediği” yer denir ya, işte siyasi zurnada “Zırt ”dedi. Haftaya, takke düşecek, kel mi görünecek, kâkül mü görünecek, bakacağız. Ak koyun, kara koyun ortaya çıkacak… Umut ediyorum ki, yepyeni nurlu ufuklara yelken açmış, Türkiye olarak yolumuza devam edelim. Hepinize Merhabalar olsun…
Farkındaysanız, sizlere kişiler üzerinden seslenmiyorum. Satıhtan düşünmeyen herkes gibi, sistemi esas alıyorum. İstikametimiz, diktatörlük sınırlarını zorlayan, her şeyi bir kişinin dudakları arasına bırakan bu ucube düzen yerine, halkın iradesini esas alan, uzlaşma zeminli, parlamenter sistem… Bu yüzden işimiz, esasında çok kolay… Bakacağız, parlamenter, çoğulcu, katılımcı, uzlaşıcı, istişareci olanlar kim… Hemen buldunuz mu… İşte oylar ona…
Hatalardan ders alınsaydı tarih tekerrür eder miydi, derler ama tekerrür etmesi için de her şart oluşturulur… Bugün çoğunuzun hatırlayamayacağı ama bu Millet’ in 30-40 senesine malolmuş durumları kısaca değerlendireceğiz… Şimdi kemerlerinizi bağlayın, koltuklarınızı dik duruma getirin ve cep telefonlarını sessize alın. Birlikte, ilk seferini yapacak zaman makinamıza bineceğiz… Yıl 1994, Türkiye yerel seçimlerini yapmak üzere. Fazla uzatmadan sonuçlara doğru dümen kıralım. Makina elimizde ya nereye istersek gideriz… İstanbul’da, Refah Partisi’nin adayı RTE, 973 bin oy almış. Bölünen merkez sağın, ANAP tan giren adayı, İlhan Kesici, 855 bin ; DYP den giren adayı, Bedrettin Dalan, 597 bin oy almış… Gelelim, merkez sola… CHP nin adayı, Lütfi Livaneli 784 bin ; DSP’nin adayı Nejdet Özkan 478 bin oy almış… Bir de Ankara’ ya bakalım mı… Refah Partisi Aday’ ı İ. Melih Gökçek 393 bin oy almış… CHP Aday’ı Koral Göymen 387 bin ; DSP’nin adayı Ömer Bey 120 bin oy almış… Bölünmüş merkez sağda da durum farklı değil… ANAP’tan Rüştü Yüce 288 bin ; DYP den Kemal Çevik 120 bin almışlar… Bu durum, bu aymazlık, Milletimizi nelere mahkûm etmiş… RTE hala başımızda, belediye + hükümet, en az 30 yılımıza mal oldu…Dahası belli değil…Bir nesilden fazla… Ankara’ da İ. Melih, Başkent’ in 25 yılını heba etti. Aklımızda tek kalan çürüyen dinozorlar ve şehrin göbeğinde kalan kapılar… Bu bilgiler çok basit bilgiler. Daha fazlasına elektronik ortamlarda ulaşabilmeniz mümkün… Ey seçmen 1994’te yapılan hatalardan ders alacak mısın? Yoksa kaç yılımızın daha kararmasına seyirci kalacaksın…
Eskiden, Yalova diye bir ilçemiz vardı. İstanbul, İl’ine bağlı, şirin bir turizm beldemizdi. Rahmetli ATATÜRK’ün, bir ağacı kesmektense, köşkünü kaydırdığı yerdir Yalova… Buranın, Türkiye çapında tanınmasına ise Kaymakamı sebep olmuştur… Ufak bölgesinde, hükümran olan, izzet ikbal gören bir garibim, İstanbul’ a gittiğinde başına gelenlerin neticesidir “Kim sever, Yalova Kaymakam’ ını” lafı yıllarca, ülkemiz de söylenip durmuştur… Haaa, nerden icap etti diyenlere , fazla mal, pardon yazı, göz çıkarmaz “Şimdilik bir kenarda dursun, lazım olabilir” diyorum…
Seçimlerden önceki son yazım… Haftaya, siyaset dışı düşünüyorum. Şu ana kadar yazdık, çizdik. Bundan sonra bir fayda yok. Sınav salonu önünde, kitabı karıştırmanın, kafa karıştırmaktan başka bir yararı olmaz. Ne anladınız ne düşündünüz neye karar verdiyseniz, O. İnşAllah Memlekete hayırlı olur… Bu seçimde çok basit bir karar vereceksiniz… Ya Almanya, Fransa vs gibi olacağız ya da Ortadoğu batağının, problemli Ülkesi, İstikametimiz ise, İran ve Afganistan olacak…
Bana gönülden inanan, fikirlerine değer verenler, sürekli sıkıştırıyorlar “Açık açık söyle” diyorlar. Haklısınız… Bilo’nün anlayacağı dille söyleyeyim… Eski yerli filmlere merakı olanlar hatırlar… Sevdiğiyle evlenmesine imkân kalmayan kız, taliplisine “Bana sahip olabilirsin ama ruhuma asla” der… Bir Türk Milliyetçisi olarak oyum Sinan Oğan’a, ruhum ve bütün benliğim bunu istiyor… Gel gör ki, mantığım Kemal diyor… 14 Mayıs günü ise sadece cesedim gereğini yapacak… Mustafa Kemal’in kurduğu parti ve de bir okunun “Milliyetçilik” oluşu bir nebze olsa da içime su serpecek… Sevgili Ülküdaşlarım, sizlere de tavsiyem bu minval üzredir… MHP’deki kongre krizinde ortaya çıkanlardan içim sadece, Sinan Oğan’ a ısınmıştı…Aynı duyguları muhafaza ediyorum… Bu tecrübeyi de yedeğine alarak en kısa zamanda MHP’nin başına geçeceğine inanıyorum… Her yerden fışkırarak, toplan borusuna icabet edeceğiz… Voltran’ı oluşturacağız…
Biz bu fedakarlığı yaparken, şahsi ihtiraslarına esir düşenler, ancak Yalova Kaymakamının ceddine rahmet okutur…Ölesiye CB Adaylığını kendisine hak görenlere %1’i bile çok görüyorum. Etrafındaki, çoğunluğu genç kitleyi de akla ve mantığa davet ediyorum… Yazımın başındaki 1994 tablosuna defalarca bakmalarını tavsiye ediyorum… Kemal, bize “Geliyorum” yerine ancak “Geldim” diyebilir. Onun gelişi, birilerinin gidişi demektir biline…
Final cümlesi : Ekrem ve Mansur Başkan’ın getirdiği desteği ve dinamizmi görüyorsunuz değil mi… Olayın mimarı kim … Siyasi kariyerini ortaya koyarak bu durumu, size rağmen sizlere sunan kim… O birkaç günlük dönemde, abuk sabuk bir sürü laflarınıza maruz kalan kim… Hadi hadi utanmayın…Tez elden özrünüzü dileyip, işinize gücünüze bakın…
Seçimlerin hayırlara vesile olmasını dileyerek, hepimizi Allah’a emanet ediyorum. Hoşça kalınız…