Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Ata İttifakının ortak Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ile Memleket Partisi Genel Merkezinde görüştü. Her iki Cumhurbaşkanı adayı “Seçim güvenliği” konusunda endişeli olduklarını söyledi.
Memleket Partisi Genel Merkezinde yapılan görüşme yarım saat sürdü. Görüşmenin ardından gazetecilerin karşısına çıkan her iki Cumhurbaşkanı adayından, önce Sinan Oğan söz aldı. İnce’ye teşekkür ederek sözlerine başlayan Oğan şöyle konuştu:
“Öncelikle sayın İnce’ye nazik kabulleri için teşekkür ediyorum. Kendisinden seçim güvenliği ile ilgili randevu talep etmiştik. Kabul ettiler. Daha önce de, sayın Kılıçdaroğlu’ndan yine aynı içerikte randevu talebimizi kabul görmüştü. Bundan sonra, eğer seçim güvenliği kendisini ilgilendiriyorsa, endişelendiriyorsa, bu konuda bir işbirliğine açıksa Sayın Erdoğandan da randevu talep edeceğiz. Randevu verirse, sayın Erdoğan’dan da aynı içerikle görüşme talep edip, görüş vermeye gideceğiz.
“ENDİŞELERİMİZ VAR”
Bizim bu konuda çok ciddi endişelerimiz var. Türkiye’deki 20 yıllık iktidarın bir seçim daha kazanması için herhangi bir şartın olduğu kanaatinde değiliz. Bu iktidarın elinde bir tek avantajlı durum var. O da sandıklarda ve biraz sonra sıralayacağım başlıklarda. İktidarın elinde bir avantaj olması birinci endişelendiğimiz konu. 1 milyondan fazla normal istatistiksel dağılımın dışında gözüken bir oy söz konusu seçmen sayısı söz konusu artış hızına baktığımızda son beş sene içerisinde 3.500.000 seçmen kayda girmesi gerekirken 4.800.000 küsür seçmen var. Bir diğer konu, deprem bölgesinden ciddi endişe duyuyoruz. 3 milyon civarında vatandaşımız o bölgeyi terk etmişken sadece 450.000’i kayıt yaptırabilmiştir. Geriye kalan vatandaşlarımızın nerede oy kullanacağı, nasıl oy kullanacağı muammadır. Bir başka konu hayatını kaybeden vatandaşlarımızdır.
“ÇELİŞKİLİ BİLGİLER KAFAMIZI KARIŞTIRIYOR”
Bir kez daha rahmetle anıyorum. Hem Sayın İnce bölgedeydi. Hem biz bölgedeydik. O bölgedeki yıkıntılar 50.000’den fazla insanımızın kaybettiğini bize gösteriyor. Onlar kayıttan düşürüldü mü? Onların yerine kim oy kullanacak? Bilmiyoruz! Bu konuda doyurucu bir açıklamayı da YSK’dan veya başka bir birimden henüz alabilmiş değiliz. Onunla beraber, mühürsüz oylar da yine YSK’nın çelişkili açıklamalarıyla bizim kafamızı daha da karıştırıyor. Bugün bir altyazı gördüm. İptal edilecek diye. Önceki gün elimize bir evrak geldi. Sandık kurulunun iyi niyetini sorgulayacaklar. Bilmiyorum nasıl sorgulayacaklar? Ve tabi yabancı seçmen konusu. Türk vatandaşlığına geçirilen ne kadar Suriyeli, Mozambikli, Iraklı, Pakistanlı, Afganistanlı var bilmiyoruz! Hatta bir strateji merkezi başkanı olarak bilmediğimi ifade ediyorum. Yıllardır bu konuyu dile getiren sayın Özdağ ile beraber dile getiren ve bu konuda çalışmalar yapan birisi olarak, yabancı seçmen konusunda da çok ciddi endişemiz var.
“ERDOĞAN’DA İSTEKLİ OLURSA”
Velhasılı bu konularda bir işbirliğinin hem Sayın İnce ile, hem Sayın Kılıçdaroğlu ile eğer istekli olursa Sayın Erdoğan da yapılması ve ülkemizi hiç kimsenin aklında en ufak bir soru işareti olmadan, bir seçime, demokratik bir seçime götürmemiz gerekiyor. Onunla beraber, tabi bizler Cumhurbaşkanı adayları olarak konuşmayı, birbirimizle diyalog kurmayı, sağlayabilmeliyiz. Çünkü Sayın Erdoğan kamplaştıran bir siyaset izlerken, biz tam tersine birbirimizle konuşabilmeyi beceren bir siyaset izlemeliyiz. Bu seçim ve sandık güvenliği dolayısıyla bunun da kapılarını araladığımız kanaatindeyim ve bunun da seçim sürecinin tansiyonun düşürülmesine faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu çerçevede fikir alışverişinde bulunduk.
Yine hem sayın İnce’yi temsilen, hem bizi temsilen iki arkadaşımız bir araya gelecekler, çalışmaları sürdürecekler. Hem veri alışverişine hem de tabi bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz.
Bir de, tabi sayın İnce’ye gelmişken bir konuda kendisinden taktik rica ettim. O da ben de pazartesi günü BaBaLa TV’ye çıkacağım senin ikinci BaBaLa TV deneyimi var, tecrübesi var. Kendisinden de o konuda taktik aldım.”
Konuğunu Memleket Partisinin giriş kapısında karşılayan Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’de rakibi Sinan Oğan’a “Vallahi BaBaLa da işiniz zor tabi. 7 saat sürdü bizim çekim 7 dakikalık fragmanında yanlış algılar olabilir. Ama tamamını izlediklerinde çok hoş bir programdı. Çok zorluyorlar” dedi.
İnce sözlerini şöyle sürdürdü:
“OĞAN’IN ENDİŞELERİNE KATILIYORUM”
“Sayın Sinan Oğan’ın kaygılarına katılıyorum. Gerek seçmen listeleri ile ilgili, gerek sandık güvenliği ile ilgili bütün kaygılarının altına imzamı atıyorum. Ve aylardır adeta yalvarırcasına bütün muhalefete çağrılarda bulundum. “Gelin şu seçmen listelerini inceleyelim. İçinde ne kadar Suriyeli var? Ne kadar Nijeryalı var? Bunları görelim! Ne kadar Afgan var? Ama bir cevap alamadık. Ne yazık ki, şimdi sandık güvenliği ile ilgili yaklaşık 200 bin’e yaklaşan bu sandıkla ilgili de hep çağrılarımız oldu. Memleket Partisi olarak, yasa gereği sandık kuruluna gözlemci veremiyoruz. Çünkü ilk kez seçime giriyoruz. Daha önce seçime girmiş ve ilk beşe girmiş partiler sandık kuruluna gözlemci verebiliyor. Bizim böyle bir hakkımız yok. Biz ancak müşahit bulundurabiliyoruz.
“İŞBİRLİĞİNE HAZIRIM”
Tekrar sesleniyorum, CHP’ye iyi partiye tekrar sesleniyorum, “Eksik olduğunuz yerler varsa, gelin Memleket Partililere sizin adınıza oralarda otursunlar. Hiçbir sakınca görmüyorum. Yeter ki sandıkların güvenliğini sağlayalım. Bu konuda hala zaman var. Hala işbirliği yapabiliriz. Yani 2018 seçimlerinde 12.843 sağında hiç gözlemci konulmadığını 20 binin üzerinde sandıktan sıfır oy alındığını hepimiz biliyoruz. Sıfır oy alınması mümkün değildir. Demek ki, sandık görevlisi daha yok orada. Bu mümkün değildir. Yani 20 bin sandık demek, 6 milyon oy demektir. Hala zaman geçmiş değildir. Biz 115 bin üyesi olan bir partiyiz. Bunun ne kadarını aktif yaparız? En azından yarısını yaparız. Biz 200 bin sandığın 50 binini korumaya talibiz. Ama sandık kuruluna kişi oturtamayacağımız için bu konuda CHP’ye iyi partiye tekrar bir çağrıda bulunmak istiyorum; Bunlara katılıyoruz biz de. Bu bu kaygılara sayın Sinan Doğan’ın kaygılarına katılıyorum.
“400 BİN DOLAR İLE BU ÜLKENİN KADERİYLE KİMSE OYNAYAMAZ”
Ayrıca bir konu daha var, yabancıya mülk satışı. Yani 400 bin doları vereceksin, Türk vatandaşı olacaksın. Geleceğimizde söz sahibi olacaksın. Böyle bir şey yok, böyle bir dünya yok. Dünyada pek çok ülkede vatandaşlık verilir ama belli şartlarla. Önce vatandaşlık verilmez, önce oturma izni verilir. Zaman içerisinde beş yıl, on yıl sonra şartlar iyiye doğru gidiyorsa, entegre olmuşsa, kurallara uyumuşsa o ülkenin dilini öğrenmişse. Örneğin Portekiz’de vatandaşlık vermezler. Önce derler ki; Bir Lizbon’a gelemez, başkentte oturamaz. Üç Portekizce öğreneceksin, bizdeki sudan ucuz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. Türkiye’de her şeyin fiyatı artıyor. Bir tek Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlığının fiyatı azalıyor. 400 bin dolar verdiği zaman, dedelerimizin kanlarıyla sulanmış bu topraklarda bizimle aynı haklara sahip. Bunu derhal durduracağız. Bizim sözümüz olsun milletimize 400 bin dolar ile bu ülkenin kaderiyle kimse oynayamaz.
“YABANCIYA KONUT SATARSANIZ!”
Bunun bir başka yönü, daha var. Bugün kiraların artmasında insanlarımızın büyük bir problemdir bu geçen yıl 100 bin kişiye 100 bin yabancıya konut satılmış. Bir yabancıya konut sattığınız zaman kiralar uçar zaten. Kiralarla seçimle, vatandaşlıkla hepsinin arasında bir bağ vardır. Sayın Sinan Oğan’a ziyareti için çok teşekkür ediyorum. Kaygılarının altına imzamı atıyorum. İşbirliği yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum.”
Bir gazetecinin, “Bu görüşmeler sonunda partiler arasında ortak bir komisyon kurulabilir mi? şeklindeki sorusunu her iki cumhurbaşkanı adayı şu şekilde yanıtladı:
“İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ”
Sinan Oğan: Bizim açımızdan bir sakınca yok. Zaten görevlendirdiğimiz arkadaşlar görüşecekler. Eğer Memleket Partisi ve sayın İnce açısından da bir sakınca olmazsa, üçlü ve Sayın Kılıçdaroğlu açısından sakınca olmasa o ikili görüşmeler üçlü görüşmeye dönük sağlam da bir komisyon olabilir.
Muharrem İnce: Hiçbir sıkıntımız yok. Sandık güvenliği konusunda her türlü işbirliğine açığız. İster Memleket Partisi’nin müşahitleri olarak, ister sandık kurulunda kişi oturtma hakkına sahip partilere, partinin ambleminin altına girmek şartıyla dahi olsa, her türlü işbirliğine açığız.