Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Erdem Özcan, afet bölgesindeki bebekler için anne sütü ile beslenmenin her zamankinden daha da önemli olduğuna dikkat çekerek bebek sağlığının korunmasına ilişkin bilgi verdi.
“Afet bölgesindeki yaşam koşullarının zorluğu yeni doğacak bebeklerin de etkilenmesine sebep olacaktır. Henüz anne karnındayken, annenin olumsuz çevre koşulları nedeniyle geçireceği enfeksiyonlar bebeği de etkileyebilir; erken doğuma ya da bebeğin doğum sonrası çeşitli sağlık sorunları yaşamasına sebep olabilir” diyen Uzman Dr. Elif Erdem Özcan yeni doğan bebekler için hayati müdahaleleri hatırlattı:
“Doğumun sağlık kuruluşlarında hijyenik ve güvenli şekilde gerçekleştirilmesi bebek sağlığı açısından son derece önemlidir. Bebeğin göbeğinin steril koşullarda kesilmesi, doğum sonrası vücut ısısının korunması, doğar doğmaz anne ile buluşup “ilk aşısı” olan anne sütü ile beslenmesinin başlanması, doğum sonrası en kısa sürede K vitamini ve hepatit B aşısının uygulanması bebek için hayati müdahalelerdir.”
“Anne sütü afet koşullarında daha da önemli!”
Bebekler için en güvenilir besin kaynağının anne sütü olduğunu ve afet dönemlerinde anne sütü ile beslenmenin daha da önemli olduğuna dikkat çeken Uzman Dr. Elif Erdem Özcan, “Anne sütü her zaman hazır ve bebeğin ihtiyacı olan her türlü besini içeriyor. Afet durumlarında bebekleri kirli, enfekte sularla bulaşacak hastalıklardan koruyacak olan yine anne sütüdür. Özellikle toplu olarak gelişen ve öldürücü olabilecek ishal ve solunum yolu enfeksiyonları karşısında en büyük koruyucudur.” dedi.
“Stres emzirmeye engel değil”
Afet bölgesindeki zor ve yorucu koşullar nedeniyle annelerin stres altında olabileceğini ancak bunun bebeği emzirmeye engel olmayacağını söyleyen Dr. Elif Erdem Özcan “Süt salımı stresten etkilenebilir. Ancak bu durum sık emzirme ile derhal düzelir. Araştırmalar, annelerin bebeklerini emzirdikleri takdirde strese karşı daha dayanıklı davrandıklarını göstermiştir. Bu nedenle anneye emzirme konusunda yapılan destek ve yardım, annenin strese dayanıklılığını artırır. Ayrıca anne sütünü artıran en önemli şeyin emzirmek olduğu unutulmadan bu süreçte, annelerin emzirmelerini engelleyecek şekilde dağıtılan formül ürün, bebek sütleri ve anne sütü yerine geçebilecek diğer beslenme ürünlerin kullanımında son derece titiz davranılmalı. Gerekli olmadığı sürece bebeğe bu ürünler verilmemelidir, mecbur kalındığı durumlarda ise hijyenik ve güvenli kullanımın sağlanmasına çok daha fazla dikkat edilmelidir” diye konuştu.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Erdem Özcan anne-bebek sağlığı için afet durumlarında bile olsa ihmal edilmemesi gerekenleri hatırlattı:
“Yenidoğan bebeklerin -topuktan alınan birkaç damla kan örneği ile bakılan- doğumsal metabolik hastalık tarama testlerinin yapılması ilerleyen zamanlarda ortaya çıkabilecek, bebeğin mental ve bedensel gelişimini etkileyecek hastalıkların önlenmesi için çok önemlidir. Afet bölgesinde doğan bebeklerin bölgeden ayrılsalar bile en yakın sağlık kuruluşlarında bu testlerinin alınması gerekir.
Doğumdan sonra 72 saat içinde yapılması tavsiye edilen işitme taramasının da koşullar elvermediği durumlarda en geç 1 ay içinde bebeklere uygulanması gerekir.
Toplu yaşam koşulları, ısı dengesinin sağlanamaması annenin ve yeni doğan bebeğinin daha sık nezle, grip, zatürre, bronşit gibi solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini artırır.
Anne ve bebeğinin temiz suya ve gıdaya erişimi ishal, kusma, dizanteri gibi mide bağırsak sistemini etkileyen hastalıklardan korunmaları için çok önemlidir.
Mümkün olan her durumda, anneler ve bebekler bir arada kalmalı; ihtiyaç duydukları en uygun beslenme, barınma, hijyen ve sosyal desteği almalıdır.”