Malesef elimizde ; sakarlık yapıp düşürmeyi bırakın , pamuk içinde saklayacağımız bile , cemre kalmadı. Gittikçe artan talepleri , Allah nasip ederse seneye karşılamaya çalışacağız. Yahu RTE ye bir sene müsade ediyorsunuz da , bana niye şüpheyle bakıyorsunuz… Her neyse , durduk yerde küsü falan çıkarmıyalım… Önümüzde şu an için eski Mart’ ın biri var. İşinize yarar mı bilmiyorum ama tatlı bir telaş içindeki kediler hatlarımı kitledi… ” Hangi Mart’ ı esas alacağız ” diye.Hepinize Merhabalar…
Türkiyede ki gerçek ve anlatılan gerçek Malesef her daim birbirinin tersi olmuştur. Medya gücünü elinde bulunduran kimseler istediklerini baştacı , istediklerini hain ilan edebilirler. Siyaset şimdi böyle bir durumla karşı karşıya. En az iktidar yandaşı kadar , medya gücüne sahip CHP , istediği algı operasyonunu lehine oluşturabiliyor. Sizi gördüğü an kaçan bir kediyi bile köşeye sıkıştırırsanız , en azından yüzünüze atlar , direk gözünüzü hedef alır…Bir siyasi lider , son ana kadar oyalanmış , “Kazanacak Aday ” yaklaşımı duyulmazdan gelinmiş , kritik bir zamanda da mecburcu durumuna düşürülmek istenmiştir. Yüzüne karşı masalar yumruklanmış , kalkmak istemesine karşılık zorla oturtulmuş bir kimse olarak durumu düşünün. En ufacık haysiyeti olan kimse daha fazlasını yapardı… Medya gücüyle şimdiye kadar hiç gündeme gelmeyen konular tek tek hemde abartılarak servis edilmeye başlanmıştır… Meral Hanım sanki kendi için adaylık istiyor havası , ihanet ambalajıyla toplumun önüne sunulmuştur…Eveli şaibeli kimseler , geçmiş ve haysiyet cellatlığına soyunmuş durumdalar… Ey halkım. sakın kimsenin piyonu olmayın diyeceğim ama diyemiyorum. Piyon yerine göre veziri alabilir…Siz siz olun kimsenin kuklası olmayın… Elin gavuru bile Camiye başını örtüp girerken , bizim Meral’ e , O bile suç… Yarın , Kiliseye ayakkabı , Camiye çorapla girdi de derler… Köyde hediye edilen başörtüsünü nezaketen takması bile bukalemunluk için yeterli…Sizleri kışkırtanlar , iki gün içinde iki kere 180 derece döndüler , hepinizi ortada bıraktılar…Çok basit bir soru. Akşener masadan kalktığı gün “Tamam” deseydi bu konular hiç gündeme gelecek miydi… Bir başka konuda , İYİ Parti” nin son kullanma tarihi sona erdi. ABD derin Devlet’ i HDP nin de içinde olacağı bir sistem istiyor. Meral Hanım varken buda mümkün değildi bu yüzden temaslar gizli saklı yapılıyordu. Artık seçim iyice yaklaştığı için KK nın dediği gibi taşların yerine oturması gerekiyordu…HDP ve bütün küsûrat Komünist kesim içeri alınırken iyi parti zaten sorun çıkaracaktı. Masadan atılsa olmaz , kamuoyu tepkisi büyük olurdu. Ama atmakta lazım dı Ne yapıldı…İhanet suçlaması ve Benlik ambalajı devreye girdi. Kendi için en ufak bir şey istemeyen ama Kriptoya da mani olmaya çalışan Meral’ e linç kampanyası devreye sokuldu. Köşeye sıkıştırıp yapacak bir şey bırakmadılar… Son gelişmeler olmasa Meral Hanım ,İttifakı dönmeseydi böyle düşünüyordum ve bunları yazacaktım. Şu an ne oldu derseniz , olay karma hale geldi. Yani , işin içine Millet’ te girdi. Tepkisiyle Meral Hanım’ ı masaya oturttu , KK yı CB Adayı yaparak diğer katılımları da sağladılar… Şimdi , taşlar tam olarak yerine oturdu. İYİ Parti” Ülke’ nin emniyet subabıydı gene daha güçlü olarak yerini muhafaza ediyor…
Yangından mal kaçırma , halkımızın sıkça kullandığı bir Atasözüdür. Bu deyim şu an itibariyle ufacık bir değişikliğe uğrayarak , ” Depremden rant kaçırmaya ” dönüştü… Daha konteynırları bırakın , çadır bile dağıtmayı becerememiş , hükümet , deprem konutlarının temelini atıyor… Yahu siz hangi ara zemin etütlerini yaptınız. Hangi ara projelendirdiniz. Hangi ara ihaleye çıktınız ne zaman su yollarını , potansiyel dereleri , rüzgar koridorlarını incelediniz vs vs Bu acelenin sebebi , işi birilerine mi vermek yoksa vatandaşa bir an evvel konut mu teslim etmek. İkincinin olması mümkün değil. Çünkü İstanbul ve , Anadolu’ nun muhtelif yerlerinde küçük ve orta ölçekli bir çok proje yarım ve bitmemiş durumda… Eski bir Demiryolu hikayesidir ve de benim gibi eski vatandaşlar hatırlayabilir. Olay buharlı lokomotiflerin zamanın da geçiyor… İstasyonda bekleyen trene , istasyon şefi ” Gidebilirsin ” diyor. Makinistte ” Henüz islim gelmedi , gelince kalkacağım ” diyince , Şef kızarak ” Hele sen kalk , islim sonradan gelir ” der… O zamandan bu zamana değişen hiç bir şey yok… Mesela binayı yapıp , zemin etüdünü sonradan yapabiliriz… Şu an için kimsenin ilgilenmediği başka bir konu daha var…Moloz kaldırma işlerini kimler aldı. O molozların içinde ki milyonlarca ton demirin akıbeti ne olacak. Kurtarma faaliyetleri esnasında ortada görünmeyen iş makinaları bolluğu , nasıl oluştu… Yoksa bunları da enkaz sahipleri kendi paralarıyla mı getirdi (?)
Medya sektöründe , sürekli olarak 1999 Gölcük depremiyle , karşılaştırmalar yapılıyor… Bunu , Bizim doğruya götürecek bir metot olarak görmüyorum. Tıpkı, ATATÜRK Dönem’ inde şu kadar araba vardı , şimdi bu kadar var , demek gibi birşey… Bundan ; O dönemden sonra tek şey yapılmadı denmek isteniyorsa , kabûlüm… İstismarcılar acısından dikkatimi çeken şeylerden biride , bazı paylaşımlarda , yapılan isyan ve azgınlıklara (!) dikkat çekilerek , olanların Allah’ ın gazabının tecellisi olarak görülüyor olmasıydı… Hatta birtakım türban ehli kişilerin ” 7.4 yetmedi mi ” gibi yaklaşımlarıyla da karşılaşıyorduk. Çok üzülmemize rağmen sesimizi çıkarmadan sadece dinledik , seyrettik… Bu depremde durum değişti. Acaba Yaradan hangi azgınları cezalandırdı… İşte komplo teorilerinin çıkış maksadı burada gizli. Cenab-ı Allah’ , kendisine bağlı (!!!) kişileri cezalandırmayacağına göre mutlaka başka birşeyler olmuştur. En azından , hiçbirşey olmasa da , mutlaka birşeyler olmuştur… Şimdi anladınız mı , ABD gemisinin depremi tetiklemesini , Haarp ‘ ın deprem oluşturmasını vs vs. Yoksa çıkıp birilerinin , bu dönemde bütün yüz kızartıcı suçlar tavan yaptı ,Allah’ ta bizi cezalandırdı , demesi gerekir…Esasında çok da doğru bir yaklaşım olur düşüncesindeyim…
Şimdiye kadar promterin kıymetini bilmemişiz. O güzel alet bizi pek çok çirkinlikten koruyormuş. Olmadığı zamanlar , kullanım ehlinin gerçek yüzünü ortaya çıkaran bir icatmış. Ona tabi olunduğu zamanlar , çocuklarımızın terbiyesinde emin oluyoruz. Kimse televizyonlarını kapatmak için , kumandaya davranmıyor , çocuklara kulaklarını tıka diye bağırmıyor…
Siyaset mühendisleri ve yerli Göbels’ ler , zor anlar yaşasalar da durumu kotarmak için olağanüstü çaba sarfediyor. Çok tepelerden yapılan edep dışı davranışların , halk nezninde itibar görmediği anlaşıldıktan sonra , gerekli yönlendirmeler yapılarak cephe geri alınmaya çalışıldı. Bu konularda en atak olanlardan Soylu Bakamıyan devreye sokuldu. Çok mülayim ve alçak tonda bir basın toplantısı yaptırıldı. Görenler ve dinleyenler şaşırdı. Ağzından köpükler saçmadan ve çok edepli olarak yapılan konuşmayı kimse beklemiyordu… Buna benzer bir iki olay daha oluşturulsa da , Ağa’ nın yaptığı örtülemedi. İnsanlar çok kırıldı ve hayal kırıklığına uğradı… Tekrar ediyorum. Edep Yahu edep…
Birazda farklı feryatlar dönelim mi… Evet düşündüğünüz gibi , Emekliler…Onlar ölme sınırının yani asgari ücretinde altında alıyorlar. 5500 lirayla nasıl geçinilirin destansı kitabını yazıyorlar. Sağlık harcamalarının her kaleminin kademeli şekilde paralı olduğu bir dönemde maaşlarını , ilaçlarına yetiştirmeye çalışıyorlar. Avrupalı arkadaşları , maaşlarıyla , Dünya turu yaparken , onlar dolmuşa bile binemiyor. Ama gene de kıskanmıyorlar da , ne oluyor , merhametten maraz doğar misali , onlar bizi kıskanıyor… Deprem , çirkinlikleri örten kar gibi , gece gibi gündemi odakladı. Mesela Sinan’ ın katili neler dedi. Aile kimden şüpheleniyor. Korkak ve cırtlak azmettiriciye neden ulaşılamıyor…
Finali , benim , mutlaka sizinde yüzünüzü kızartacak bir olayla yapalım… Uluslararası bir hamburger zincir marketi , Afrika’ da bile uygulamadığı sistemi Türkiye’ de uyguluyor…Etsiz , sadece patatesle dürüm yapıp satıyor. Çünkü Halk kırk lira verip onu bile alabilecek durumda değil… Nereden , nereye… Yaparsa kim yapar…
Bir nikâh lakırtısı vardır. ” Ya şimdi konuş veya sonsuza kadar sus ” denir. Bende sonra konuşmamak , ileride susmak için şimdi konuştum daha doğrusu yazdım… Mansur Başkan , aday ilan edilseydi , yaşıma bakmaz gidilecek her yere gider , can-ı gönülden çalışırdım. Niye yalan söyleyeyim , şu an o istekte değilim… KK ya , sadece oyumu vereceğim , soran olursa da tavsiye edeceğim… Cumhurbaşkan’ı adayımız hepimize hayırlı uğurlu olsun. Hepiniz Yaradan’ ıma emanet olun . Hoşça kalınız…