Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Bu afette binlerce yıllık tarihyle nice medeniyetlerin yerleşim yeri olan Antakyamız çok büyük yaralar aldı. Şartların en güç olduğu yer olan Hatay’a ulaşmak için büyük mücadele verildi. Tabii bu tür afetlerde trafik ve yolların açılması öyle zannedildiği kadar kolay değil. Biz bunları Van’da, Bingöl’de ve ülkemizdeki diğer afetlerde yaşadık. Ama bunları yaşamayanlar sadece fitne, fesat ve benzer şeyleri uydurarak vatandaşların hafıza kayıtlarına girmeye çalışıyorlar.
Hamdolsun kısa sürede zorlukları aşarak arama kurtarmadan yardımlara, acil barınma ihtiyacının giderilmesinden kalıcı konutlara kadar tüm çalışmaları yoluna koyduk.
Evleri yıkılan, hasar gören insanlarımızı dışarda bırakamazdık. İlk etapta çadırla işe başladık. Çadırlarda bundan sonra çok daha farklı adımlar atacağız. Burada değerlendirdiğimiz, NATO’nun ve İsviçre’nin göndermiş olduğu çadırların kalitesi çok farklı. Biz de inşallah bunların çok daha kalitelisini yapacağız.
Konteynerlerde de şu anda ülkemizde üretilen konteynerler var. Aynı şekilde Katar’ın Dünya Kupası’nda yaptırdığı konteynerler var. Şu anda onları biz ülkemizde kullanıyoruz.
Konteyner kentler, elektrik, su, kanalizasyon, hizmet birimleriyle adeta şehir altyapısı üzerine inşa ediliyor. 2 ay içinde 100 bin konteyneri faaliyete geçirdiğimizde 500 bin nüfuslu bir şehrin altyapısını da inşa etmiş olacağız.
Depremin ilk anından itibaren dünyadaki dostlarımızı da yanımızda görmekten ayrıca memnuniyet duyduk. Katar her zaman olduğu gibi depremde de alicenaplığını gösterek hem ciddi bir maddi yardımda bulundu hem de 10 bin konteyner gönderme sözü verdi.
Bu arada kalıcı konutların işasına başladık. Geçmişte yaşanan depremlerde, yangınlarda, sellerde nasıl verdiğimiz sözleri tutup, insanlarımızı kısa sürede evlerine kavuşturduysak, inşallah bunda da aynısını yapacağız. Sizlerden 1 yıl sabretmenizi, 1 sene müsaade etmenizi rica ediyorum.
1 yıl sonra Antakya’da sizlerle kalıcı konutların tesliminde buluştuğumuzda bu sözlerin hayata geçtiğini göreceğiz. Sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”
