İnce, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili etkileyen depremlere ilişkin, “İnsanlarımız sahipsizdi. Biz kıytırık bir otobüsle Kahramanmaraş’taydık. Ama hava helikopterler uçmuyordu, asker kışlasından çıkmamıştı.” dedi.
Depremin ilk gününde parti otobüsüne bulabildikleri kadar battaniye, sığdırabildikleri kadar su ve bisküvi gibi birtakım malzemeleri yükleyerek bölgeye doğru yola çıktıklarını söyleyen İnce, “Gece saat 12’de Kahramanmaraş’ın Trabzon Caddesi’ndeydik. Yağmur yağıyordu, enkazların altından ses geliyordu. İnsanlar evlatlarının adını söylüyordu. Hiç unutmuyorum bir ablamız ‘Zeynep’ diye bağırıyordu. 5-6 yaşında bir çocuk tir tir titriyordu. Devlet yoktu, asker yoktu, insanlar kendi başınaydı.” ifadelerini kullandı.
“Sahipsizdi insanlar”
İnce, 24 yıl önce aynı acıyı kendisinin de yaşadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Marmara depreminde Yalova’daydım. Cep telefonlarımız kesilmişti, 24 yıl sonra cep telefonları yeniden kesildi. Hiçbir şey değişmemiş. Nurdağı’nda en büyük problem, trafikti. Karşı tepede yolda kilometrelerce tır kuyruğu vardı. Trafik düzenlenmemişti, müthiş bir organizasyon eksikliği vardı. Çökmüştü devlet, sahipsizdi insanlar.”
“Çeyrek yüzyıldır memleketi yönetiyorsun niye yenilemedin o binaları?”
Afetten sonra neyin yapıldığını ve neyin yapılmadığını sorgulamanın hakları olduğunu dile getiren İnce, şu şekilde konuştu:
“Bu muhalefet etmek değildir, bu vatan hainliği değildir, bu teröristlik değildir. Sorgulama hakkımızı kullanıyoruz. Sağlam binaları, dirençli kentleri konuşmalıyız. ‘50 milyar dolar Suriyelilere harcadım, bir 50 milyar dolar daha Suriyelilere harcarım.’ diyemezsin. 23 yıldır sen yönetiyorsun. Niye yıkıp yenisini yapmadın? Suriyelilere 50 milyar dolar para harcayacağına o 7 milyon konutu yenileseydin. Senden önce yapılmış olabilir. Çeyrek yüzyıldır memleketi yönetiyorsun niye yenilemedin o binaları?”
“Deprem partisine bakmadı hepiniz öldünüz hepimiz öldük”
İnce, depremi konuşmanın, korku salmak olmadığını belirterek, “Toplumu korkutmak değildir. Topluma öncülük etmektir, liderlik etmektir, önlem almaktır, hazırlanmaktır. 24 yılda bu deprem vergileri kuruşu kuruşuna; kaç para toplandı, nereye harcandı? Bunun hesabını sormak, AK Partili kardeşlerimin de görevidir. Deprem, partisine bakmadı. Hepiniz öldünüz, hepimiz öldük. İmar barışı; hem paranız gitti, hem öldünüz.” dedi.
“AFAD da bizim AHBAP da bizim demeliyiz”
Dertlerinin siyaset olmadığını ama eksiklikleri ve yanlışları söylemezlerse de hata yapmış olacaklarını söyleyen İnce, “Yazık ettiniz bu ülkenin kurumlarına. Onun için insanlar güvenmiyor, onun için yardım etmeyip gidip AHBAP’a yardım ediyor. Kurumları yok ettiğiniz için, çökerttiğiniz için, devlete olan güveni yok ettiğiniz için bugün insanlar güvenmiyor. Hepimiz güvenmeliyiz. ‘AFAD da bizim, AHBAP da bizim.’ demeliyiz. Yeniden güven sağlamalıyız Kızılay’a, AFAD’a hep birlikte.” ifadelerini kullandı.
“Sakın malınızı mülkünüzü satmayın”
İnce, siyasetin gönülleri kırmaması gerektiğinin altını çizerek, “Kamplaşma olmamalı. Göçten boşalacak yerlerde ciddi problemler olabilir, en tehlikelisi de Hatay. Neden en tehlikelisi? Çünkü sonradan anavatana katıldı. Hatay’a özel ilgi gösterilmeli. Deprem bölgesindeki kardeşlerime sesleniyorum. Bunu 23 sene önce yaşamış birisi olarak diyorum ki; sakın malınızı mülkünüzü satmayın. Yalova’da, Gölcük’te çok pişman oldular satanlar, siz de pişman olmayın, diyorum.” diye konuştu.
“YSK eliyle darbe yapmaya kalkmayın”
Seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan İnce, “Bir, enkazın altından son kardeşimiz çıkana kadar seçimin tarihini konuşmayı da, ertelemeyi konuşmayı da askıya aldık. Son kardeşimiz çıkana kadar, onlar çadırlarına yerleşip sokakta kimse kalmadan sobaları yanana kadar, enkazdan son kardeşimiz kurtulana kadar ne ertelemeyi konuşacağız ne seçimin tarihini konuşacağız. Derdimiz canlarımızla. Ama şunda da uyarmak isterim milletimizi; YSK eliyle darbe yapmaya kalkmayın.” dedi.
İnce, gazetecilerin “Afet bölgesindeki çalışmalarınızı nasıl ilerletiyorsunuz ve dünkü cenazede Cumhurbaşkanı Erdoğan neden diğer liderler ile tokalaşmadı?” sorularına şu yanıtı verdi:
“Milletimizin içi yanıyor. On binlerce insanımız enkaz altında. Ben bölgedeydim zaten, geri geldim cenaze için. Ben farkında bile değildim o anda, saf tutmuşuz genel başkanımızın cenazesinin önünde. O anda Sayın Erdoğan geldi, benim yanıma geldi, benim yanımda Meclis Başkanı vardı. O arada tokalaştık, diğerleri ile de tokalaşıp tokalaşmadığını ben o anda görmedim bile. Benim magazinle işim yok. Memleketimin başı belada. Memleketim kan ağlıyor. Kim kiminle tokalaşmış, nasıl tokalaşmış, neden tokalaşmamış beni hiç ilgilendirmiyor.”
