Memorial Ataşehir ve Hizmet Hastaneleri Genel Cerrahi ile Meme ve Endokrin Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Çitgez, kanser hakkında doğru bilinen yanlışlar konusunda bilgi verdi.
“Kanser bulaşıcıdır?”
Kanserin bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Prof. Dr. Bülent Çitgez, kanserin, bakteri ya da virüsle oluşmadığı için kişiden kişiye hava ya da temas yoluyla bulaşmamakta olduğunu söyledi.
“Kanser belirti vermeden ortaya çıkar?”
Her tümör ve her kanser aynı şekilde gelişmemekte olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Çitgez, “Bazı kanser çeşitleri hemen vücudun yüzeyinde olduğu için, çok erken evrede bile belirti verebilmektedir. Özellikle meme, testis, lenf bezleri veya yumuşak doku tümörlerinde cilt altında şişlik ilk belirtiler olabilmektedir. Ancak akciğer gibi vücudun içinde ya da karın içi bölgesinde oluşan tümörler ileri evrelerde ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle erken teşhis için senelik rutin kontrollerin hayati önemi bulunmaktadır.” dedi.
“Mamografi çektirmek meme kanserine neden olur?”
Her ne kadar halk arasında mamografinin meme kanserine neden olabileceği gibi bir inanış olsa bile tıp literatüründe bu şekilde bir bilgi bulunmamaktadır diyen Prof. Dr. Bülent Çitgez, “Yapılan birçok bilimsel araştırmada mamografinin kanseri tetiklediği ya da zemin hazırladığı yönünde bir bilgi mevcut değildir. Tam tersine yapılan rutin mamografi tetkikiyle meme kanserinin erken evrede tespit edilmesi sağlanmaktadır.” şeklinde konuştu.
“Biyopsi kanserin yayılmasına neden olur?”
Biyopsinin kanserin yayılmasına neden olduğu bilgisinin de doğruyu yansıtmadığını belirten Prof. Dr. Bülent Çitgez, bu yanlış bilginin doğru olduğu düşünülse bile biyopsi yapıldıktan sonra hemen kanser tedavisine başlanacağı için kanserin yayılmasına fırsat bile olmayacağını açıkladı.
“Ailemde kanser hastası yoksa risk altında değilim”
Bazı kanser türleri kalıtsal olabildiğini anlatan Prof. Dr. Bülent Çitgez, sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak meme kanseri örneğinden yola çıkacak olursak hastaların büyük bir çoğunluğu ailesinde kanser olmayan kişilerden oluşmaktadır. Bu nedende ailesinde kanser olmayan kişilerin kanser olmayacağı bilgisi doğru değildir. Ancak ailesinde kanser hikayesi olan kişilerin kanser bakımından daha dikkatli olması gerekmektedir. Bu nedende rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi önemlidir.”
“Erkeklerde meme kanseri olmaz”
Erkeklerde de meme kanseri vakaları görülmekte olduğunu belirten Prof. Dr. Bülent Çitgez, erkek meme kanseri oranı kadınlara oranla çok daha düşük olduğunu her 100 kadın meme kanserine karşılık 1 tane erkek meme kanseri vakası görülmekte olduğunu kaydetti.
“Bitkisel destekler, kemoterapiden daha etkili”
Bitkisel desteklerin, kemoterapiden daha etkili olmadığının altını çizen Prof. Dr. Bülent Çitgez, şöyle devam etti:
“Yapılan bilimsel çalışmalarda bitkisel ürünlerin kemoterapi yerine kullanılmasının faydasının olmadığı ortaya konulmaktadır. Hastalar antioksidan özellikleri nedeniyle kemoterapinin yan etkilerini azaltmak için kullanılan zerdeçal, propolis, çörek otu yağı gibi bitkisel ürünler kullanabilmektedir. Ancak destek amaçlı da olsa kullanılan bitkiler kemoterapi ilaçlarının etkinliğini azaltabilmektedir. Bu nedenle, kemoterapi ile birlikte kullanımı sonucunda ilaç etkileşimine yol açabileceği, kemoterapi etkinliğini azaltabileceği ya da yan etkisini arttırabileceği unutulmamalı ve kemoterapi sürecinde beraber kullanılmamalıdır.”
“Meme kanseri oldum, mememi kaybedeceğim”
Günümüzde meme kanseri ameliyatlarında meme koruyucu cerrahi ön plana çıkmaktadır diyen Prof. Dr. Bülent Çitgez, “Gelişen teknoloji ve kemoterapi yöntemleri sayesinde ileri evre ileri evre meme kanserlerine bile meme koruyucu cerrahi uygulanabilmektedir. İleri evre meme kanserlerinde kemoterapi tedavileri uygulanarak evre küçültülmekte arkasından meme koruyu cerrahi yapılabilmektedir. Meme içinde yaygın tümörlerde bile Subkutan Mastektomi denilen memenin içinin boşaltılıp silikon yerleştirildiği cerrahi yöntemlerle meme korunabilmektedir.” şeklinde konuştu.
“Tedavi olsam da kanser geri gelir”
Erken evrede teşhis konularak tedavi olan hastalarda başarı oranı artmaktadır diyen Prof. Dr. Bülent Çitgez, “Tedavinin ardından özellikle 5 sene sonra kanser riski hiç kanser olmamış kişilerle neredeyse aynıdır. Ancak daha önce hiç kanser olmamış kişilerde bile kanser olma riski varken, kanser hikayesi olan kişilerin riskinin daha fazla olduğu da bilinmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Emziren kadınlar meme kanseri olmaz”
Meme olan her yerde meme kanserinin gelişebilir olduğunu anlatan Prof. Dr. Bülent Çitgez, “Emziren kadınlarda hormonal durumlardan dolayı meme kanseri riski azalmaktadır. Riskin azalması emziren kadınların meme kanseri olmayacağı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle hangi dönemde olunursa olunsun memede kitle varlığında zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.” dedi.