Çalışmalarına Dubai’de başlayan Anatolian Global DMCC, Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde; eğitimden finansa, sinemadan otomotive yatırımlarıyla sektörde bilinirliliğini koruyarak iş istihdamını da genişletiyor. Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Karasoy, Türkiye ve dünya genelindeki sinema sektörüyle ilgili açıklamalarda bulunarak, “Artık geleneksel film üretimi ve standartları tamamen değişti” dedi.
Sinemanın bir eğlence kültürü olup olmadığı sorununa ilişkin konuşan Serdar Karasoy, sanayi toplumunun oluşmasıyla üretim sürecinin artmasına ve çalışma saatlerinin azalmasından kaynaklı insanların ihtiyaçlarının arttığını vurguladı. Sinemanın sanat olgusu ve dünyadaki örneklerinden ve Türkiye’de sinemanın oluşumu ve öneminden hareketle bir inceleme gerçekleştiren Karasoy, “Günümüz insanı özellikle de büyük kentlerde yaşayanlar, çalışma hayatının dışında kalan boş zamanlarında çeşitli eğlence türlerine yöneliyor. Boş zamanın içinde yer alan eğlence, bir anlamda bireyin sistem içinden kaçışı ve mola verecek bir an” diye konuştu.
“Şu an Türkiye’de 60’lı 70’li yıllardan daha az film çekiliyor”
“Sinema, ifade özgürlüğünün düşünme eyleminden alan bir kavramdır” diyen Karasoy, Türkiye’de sinemanın Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzandığını belirtti. Karasoy, şu ifadeleri kullandı:
“Sinema aynı zamanda birçok sektörün ve iş alanının açılmasına da imkân sağlamıştır. Şu an Türkiye’de 60’lı 70’li yıllardan daha az film çekiliyor, sinema seyircisi de aynı oranda azaldı. Bu popüler çevrimiçi dizi ve film platformlarının artması, çağın gelişmesi ve yeni neslin isteklerinin tamamen bu çağa entegre olmasına da dayanıyor. İnsan yaşamını değişkenlikler ekseni üzerine kuruyor bu da bizlerin gelişmesine, gelişirken izleyicinin istekleri doğrultusunda eğrildiğimizi gösteriyor.”
“Teknoloji teknik eleman konusunda dezavantaj”
“Türkiye’nin dijital sinema politikası var mı?” sorusuna Karasoy, şu yanıtı verdi:
“Artık geleneksel film üretimi ve standartları tamamen değiştiği aşikâr. Teknolojinin sürekli değişmesi teknik eleman konusunda dezavantaj içeriyor. Burada asıl soru, sinema salonlarının nasıl dijitalleşeceği. İnternet altyapısını bilen, dijital yayıncılıktan anlayan ayrıca ses-görüntü teknolojisini bilen uzmanlarca işletilmesi gerekmektedir. Bu, eğitim sektörüne de ‘Dijital Sinema Uzmanı’ kapılarını açacaktır.”
“Yapımcılar ve oyuncular dijital platformlara yönelmeye başladı”
Sözlerine dijital platformlar hakkında devam eden Karasoy, “Sinema sektöründeki uzun çalışma saatleri ve yüksek maliyetler nedeniyle yapımcılar ve oyuncular artık dijital platformlardaki işlere yönelmeye başladılar. Fakat bu kadar avantajları olmasına rağmen platformlar beyaz perdenin tamamen yerine geçemez. Çünkü; sinema izleyici kitlesi, beyaz perdenin nostaljisini ve atmosferini her zaman görmek ister” dedi.