Kavcıoğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Çok başarılı bir yıl oldu. Biz de hem teşekkür ziyareti anlamında 2023’te de aynı temmennileri ilettik. Yine inşallah aynı başarıların devam edeceğini ümit ediyoruz. Dolayısıyla genel hava iyiydi. Herkesi morali çok iyi. Verimli bir toplantı olduğunu düşünüyorum.
2023 ile ilgili daha öncesinde resesyon veya o konularda bir tedirginlik ve konuşmalar, beklentiler vardı. Son Para Politikası Kurulu kararımızda da ifade ettik. Kaygılar devam etmekle beraber olumlu gelişmeler var. Dünyada da resesyon daha da olma ihtimali azalarak, büyüme rakamları revize edildi. Bu bizim ihracatımız ve üretimimiz için önemli bir avantaj. Dolayısıyla şu an öyle bir kaygı çok fazla taşımıyoruz. Dünyadaki büyüme rakamlarının olumlu anlamda yavaş yavaş revize edilmesi zaten bizim üretimimizin de minimalde herhangi bir sıkıntı yaşamayacağını, yeni pazarlar hem Körfez tarafında hem Afrika tarafında ihracatçılarımız dünyanın birçok yeni pazarına açılıyor. Biz ihracatta o anlamda bir sıkıntı olacağını beklemiyoruz. Daha da artarak, 300 milyar dolar bir hedef Sayın Başkanın önüne konuldu. Geçen sene de çok başarılı bir yıl geçirildi. İhracatçılarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Güzel bir artış oldu.
Dünya genelinde enerji ve savaşın oluşturduğu nedenlerden ithalat tarafında cari açığımızı biraz o anlamda olumsuz etkiledi ama biz üretim tarafına bakıyoruz. Üretim tarafında yeni Türk Ekonomi Modeli ile çok başarılı bir şekilde üretim tarafı gidiyor. Dünya şartları da olumluya doğru gidiyor. Dolayısıyla bizim herhangi bir kaygımız yok. Ümitli bir şekilde hem ihracatımız hem de dünyadaki gelişmelerin lehimize olduğunu düşünüyoruz.
Özellikle 2021’in sonunda yaşadığımız şeyden sonra piyasa şartları içerisinde Merkez Bankası’nın hem rezervleri hem uyguladığımız politikalarla döviz kuru çok istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Umarız aynı şekilde Türkiye Ekonomi Modeli içerisinde aldığımız tedbirler, kararlar sonuçlarını olumlu anlamda veriyor. Kur da istikrarlı bir şekilde devam edecektir.
Rezervlerimizin kaynakları sadece ihracatçıdan aldığımız yüzde 40 ile değil, ülkenin ihracat ve döviz girişiyle çok alakalı. Türkiye Ekonomi Modeli içerisinde üretimimiz arttıkça Türkiye’ye de döviz girişi de artacak. Döviz girişinin artışıyla beraber Merkez Bankası’nın rezervleri de olumlu etkileniyor. Bir sıkıntı yok. Rezervlerimiz artarak devam ediyor.”