İYİ Parti Uluslararası İlişkiler Başkanı ve Bursa Milletvekili Ahmet Kâmil Erozan, İçişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu‘nun Ege Denizi’nde Yunanistan tarafından işgal edilen ada ve adacıklar konusunda kendisine yönelttiği soru önergesine cevap vermemesi üzerine yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Erozan’ın açıklamaları şu şekilde:
24 Haziran 2018 seçimlerinde 43 milletvekili ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren Partimize halkımız tarafından kayda değer bir teveccüh gösterilmiş, bizlere şimdilik muhalefet olmak, halkın sesini yankılandırmak ve gerektiğinde onların vekili olarak ülkemizin sorunlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşımak, bu sorunların aşılması için çözüm önerileri de üretmek görevini vermiştir.
İYİ Parti bu görevi deruhte ederken, TBMM çatısı altındaki denetim yöntemlerini, yani yazılı soru ve araştırma önergelerini kullanarak hem iç siyaset hem ekonomi hem de dış politika konularında iktidarı uyarma ve sorgulama görevini de yerine getirmiştir.
Dış politika alanında gündemi işgal eden güncel konulardan bir tanesi malum olduğu üzere Ege Denizi’ndeki ada ve adacıkların aidiyeti ve statüsü olmuştur. İYİ Parti olarak 17 Temmuz 2018 tarihinde verdiğimiz aşağıdaki yazılı soru önergesi ile iktidarı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye, gündeme gelen tartışmaları vuzuha kavuşturmaya davet etmiştik.
“Yunanistan ile ilişkilerimiz açısından son dönemde gündeme gelen konuların başında Ege Denizi’ndeki ada, adacık ve kaya parçalarının aidiyeti sorunu gelmekte ve geçmiş Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti Dışişleri Bakanı Sayın Mevlut Çavuşoğlu da bu ada, adacık ve kaya parçalarının bazılarının işgal altında olduklarını alenen kabullenmiş bulunmaktadır.
Bu durum muvacehesinde hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hem kamuoyunun gereği veçhile bilgilendirilebilmesini teminen aşağıdaki soruların günümüzde de Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Sayın Mevlut Çavuşoğlu tarafından yanıtlanmasını talep ediyorum:
- Mevcut uluslararası ve ikili anlaşmalar temelinde Ege Denizi’nde Türkiye’nin egemenliği altında bulunan ada, adacık ve kaya parçaları hangileridir?
- Bunlar üzerindeki egemenlik hakkımızı tesis eden ikili ve uluslararası anlaşmalar her bir ada, adacık ve kara parçası için hangileridir?
- Türkiye’nin egemenliği altında olan bu ada, adacık ve kaya parçalarından hangileri hangi tarihten bu yana “işgal” altındadır?
- Devletin devamlılığı esas olduğundan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarda olduğu geçmiş dönem içinde “işgal” altında olduğu bilinen ve/veya öğrenilen ada, adacık ve kaya parçaları hakkından ikili ve uluslararası düzeyde hangi girişimler yapılmış ve ne cevaplar alınmıştır?
- İkili ve uluslararası anlaşmalarla silahsızlandırılmış olması gereken ada, adacık ve kaya parçaları hangileridir? Bunların anlaşmalarda belirlenmiş statülerine döndürülmesi için hangi girişimler yapılmış ve ne cevaplar alınmıştır?
- Bunların ötesinde Ege Denizi’nde ikili ve uluslararası anlaşmalarla kayıt altına alınamamış ve/veya statüleri müphem olan ada, adacık ve kaya parçaları var mıdır? Bunlarla ilgili Yunanistan ile herhangi bir müzakere süreci başlatılmış veya başlatılacak mıdır?
- Bu soruları açık olarak cevaplandırmakta zorluk çekilecekse Sayın Bakan TBMM’de düzenlenecek bir kapalı oturumda bilgi vermeye ve konuyu tartışmaya hazır mıdır?”
15 gün içinde yanıtlanması gerektiği halde bu yazılı soru önergemiz o tarihten bu yana cevapsız kalmıştır.
Aynı soru önergesi 23 Ekim 2018 tarihinde aynı içerikle bir kere daha Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na yöneltilmiş, bu ikinci soru önergesi de birincisi gibi yanıtsız kalmıştır.
Bu davranış Partimizce iktidarın TBMM denetimini hiçe saymasının bir tezahürü olarak görülmüş, iktidarın bu lakayt tavrı karşısında konu başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere Grup Toplantılarında, Milletvekillerimizce TBMM’de yapılan konuşmalarda ve düzenlenen Basın Toplantılarında dillendirilmeye devam edilmişse de iktidar cephesinden hiçbir yanıt veya yankı gelmemiştir.
İktidar bu konudaki sessizliği ile kendisinin yerlilik ve milliliğinin özürlü olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. Yukarıda anılan tarihlerden bu yana Ege ve Doğu Akdeniz’de meydana gelen gelişmeler, zamanında Partimizce yapılmış olan sorgulamaların haklılığını ortaya koymuş, nitekim nihayetinde iktidar da Partimizin yerliliğini ve milliliğini kabullenmek durumunda kalmıştır. Bu konuda Partimizin yapmış olduğu öncülüğün iktidar cephesinde yaratmış olduğu rahatsızlıktan olsa gerek iktidar ortağı bile “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ni ve iktidarın ataletini sorgularcasına ahiren 12 ada konusunu gündeme taşımak ihtiyacını duymuştur.
Beklentimiz iktidarın vatandaşımızı ve onun sesi olan bizleri doğru bilgilendirmesidir. Bu Basın Açıklaması aynı zamanda iktidarın Bakanlarını da yerli ve milli olmaya davet eden bir çağrıdır.