Merhabalar Sevgili Dostlarım… Epey zamandır müracaat etmediğimiz “İlave son baskı”yı bugün gerçekleştiriyoruz… Bu yazının yazılması için gerekli bilgi birikimi ve açıklamalarının henüz güvenilir bir noktaya gelmemesine rağmen kaleme sarılma ihtiyacını hissettim… Eski sınıf arkadaşlarımdan, Kumluca’daki değerli Kardeşim Oktay ve yanındaki değerli dostlarına kadar ki, onlar aynı zaman da benim de dostlarımdır, bir çoğunuz arayarak “Nedir bu gaz işi” dediniz… En başta “Kimse gaza gelmesin” diyerek konuya gireceğim…
Meseleye gelmeden önce, mesele bu noktaya nasıl geldi, kısaca bakalım mı… İktidar anladığımız kadarıyla bir “Gündem Havuzu” oluşturmuş. Sıkıştığı zaman buradan bir konuyu alıp yandaş medya kanalıyla piyasaya sürüyor… Peki niye bu ihtiyaç hissedildi… Ekonominin perişan bir hale gelmesi, dolar, altın ve diğer bütün değerleri füze gibi yukarı yükseltti… Havuza el atıldı, Joe Biden’in 7 Ay önce söyledikleri can havliyle gündemin ortasına fırlatıldı. Burası, sanki bir Muz Cumhuriyetiymiş gibi de muhalefet suçlandı. “Niye Cevap vermiyorsunuz” dendi. Ülkenin Dışişleri, Hükümeti , Cumhurbaşkanı yok, görev Muhalefetinmiş havası oluşturuldu… Sadece kendine muhalefet etmek üzer programlanmış, garibim sözde muhalefet te tam pısmış vaziyette, “Cevap verdik” gibi laflar gevelemeye başladı ve dolayısıyla da maksada hizmet etmiş oldular… Ahmet Hakan adlı bir zavallının, ekrana taşıdığı , Damat’a hiç bir soru soramaması ve “Maaşı Dolarla mı alıyorsunuz” lafına sessiz kalışı cilanın da çekilmesi yerine geçti… Devam edeceğim ama , O Ahmet zavallısının yerine kısaca cevabı ben vereyim… Sevgili Damat… Dişçiye gittim, implant yaptıracağım fiyat katlamış, dolar dediler… Akaryakıta, doğalgaza zam geldi, dolar dediler… Yarın köprü , otoyol , tünel gibi şeylere dolar olarak ödeme yapacaksınız. Yeni fiyatları dolara göre tespit edeceksiniz… Araç fiyatlarına kadar her şey arttı, dolar dediler, uzatmayayım, bir tek bizim maaşlar artmadı… Keşke onu da dolar olarak alsaydık, hiç bir problem kalmazdı… Damat Paşa, bizim maaşları da dolara endeksle sesimizi çıkarmayacağız, söz… Konuyu fazla yaymadan dönelim kaldığımız noktaya… İşler tıkır tıkır gidiyordu ki, Trump bilmeden oyunu bozdu… “Erdoğan, benim sözümü dinler” dedi… Sınıf arkadaşım (İlkokul) ve tertibim, CHP sözcüsü Faik Öztrak pişmiş aşa su kattı… Trump’un lafından hareketle, RTE’ye, mallarını yurtiçine getirmesi için baskıya başladı… Bu olayın bir benzerini hatırlarsınız… RTE’nin değerli Ablası, Tansu (Uçuran olmayan) Çiller de aynı olaylara muhatap olmuştu… Sonunda “ABD’de neyim varsa getirip bağışlayacağım” dedi. Sonuç ne oldu bilmiyorum ama tahmin ediyorum… Sevgili Faik. Belki olayı bu tarafa çekmeye çalışıyorsun ama nafile. Kulelermiş, dolarlarmış vs. boş yere geveleme… Dünyanın en dürüst Liderine, ağzından haram lokma değil molekül bile geçmemiş Asrın Lider’ ine çamur atamazsınız. Onu Ablasına çeviremezsiniz… Buna ne kendi ne de bizler müsaade edemeyiz… Diyeceksiniz ki, Trump’un ailesinin ve kendinin, mal varlıklarını konu ettiği mektubuna ve bağlantılı olduğu sanılan son laflarına niye cevap verilmiyor… İşte oda bu hengâme de araya karıştı… Gazın sevinci her şeyin önüne geçti… Olay biraz durulsun, hazır olun “Eyyyy Trump“la başlayacak cümlelere…
Dediğimiz gibi, fazla gaza gelmeden ve de sevinmeden, işin tepesinden olaya plonje bir bakış fırlatalım… Güvenilir kaynaklar; bulunan gazın %50 hissesinin, hepimiz dahil, bütün Dünyanın ezbere bildiği Rockefeller’e ait Chevron şirketiyle ortak olduğumuzu söylüyor. Bu ortaklık 2010 yılından beri geçerliymiş… Bağımsız kaynaklar, O bölgede 800 milyar metreküp gaz rezervi olduğunu ve Türklerin bulduğunu geçiyor… Yani Başkefer ile birlikte… Onların uydudan yaptıkları tespitlerle, en gerçekçi rakamlara ulaşacaklarını biliyoruz… 2. ve 3. katmanlar da ki ihtimaliyetler bu tespitler üzerine inşa ediliyor. Nihai son notaya çarçabuk geldiğimizi varsayarak, elimizde 800 milyar metreküp doğalgaz olduğunu varsayalım. Yani en iyi neticeye göre hareket edelim… Bunun yarısı Chevron’a ait. Kaldı 400…Şu an için 50 milyar yıllık tüketim var …yani 8 yıllık bir kapasitemiz mevcut… Hal bu iken Devlet ciddiyetini ayağa düşüren, Damat Paşa, “Bundan sonra, gaz ihracatçısı olacağız” diye nasıl beyanatlar verebiliyor… Ulu soylu bir Bakanımız nasıl oluyor da “Artık Türkiye’nin ekseni değişecek” diyebiliyor. Neye dayanarak. Yoksa o da mı kayınpederinin dürüstlüğünden şüpheye düşerek gündem saptırması yapıyor… Yoksa o da mı bu vesileyle kaybolan itibarını geri almaya çalışıyor… Bunların hepsini sizler de, bizler de hepimiz düşüneceğiz , mutlaka da bir sonuca varacağız… “Tarih tekerrür eder miydi hatalar tekrarlanmasa” denir. Maalesef hatalar hep tekrarlandığı için de tarih tekerrür eder durur… İsmini yazmayacağım, DP zamanın da Adnan Menderes devrindeki bir gazete elime geçti. Trakya’da çok muazzam petrol kaynaklarına ulaşıldığını yazıyor… Daha sonraları, Ordumuzun Belediye Başkanından, Taner Yıldız’a kadar birçok Bakan müjdeli açıklamalar yapmış… Ne mi olmuş… Orta da… Sıfıra sıfır elde var sıfır… Ben bu iktidara ve sisteme muhalifim. Bunu da açık açık söylüyor ve yazıyorum. Aynı şekilde açık açık söylediğim başka bir şey daha var, Türk Milliyetçisi oluşum… Niye mi dedim. Anlatayım… Bu ülkenin elde edeceği, bir gramlık da olsa her değere memnun olurum ve şükrederim… Fakat uyutulmayı ve de avutulmayı da hiç sevmem… Açın TV’leri dolara bakın, yükseliyor… Doğalgaz ihracatçılığına aday bir Ülke’ de böyle mi olur , yoksa dolar efendi tepetaklak yere mi çakılır…
Israrlarınız üzerine ilk yazımı “İlave baskı” normunda yazdım. Devamı gündemin devam ettirilmesine bağlı… Şimdilik hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Hoşça kalınız…
