Asperger Sendromu Nedir?
Asperger Sendromu, temelde Otistik Spektrum Bozukluğu olarak adlandırılan tanı grubunun bir alt türüdür. Sosyal durumları yorumlama, iletişimin beden dili, mizah ve ironi gibi unsurlarını anlamakta güçlük çekme gibi özelliklerle ön plana çıkan Asperger Sendromu, Otizm Spektrum Bozukluğunun bir parçası olan nöro-gelişimsel bir farklılıktır.
Otistik Spektrum Bozukluklarının tanımlanması Leo Kanner ve Hans Asperger’in eşzamanlı yaptıkları çalışmalar ile başlamış ve zamanla belirti, tanı ve tedavileri geliştirilmiştir. Hatta Isaac Newton ve Albert Einstein gibi önemli bilim insanlarının Asperger Sendromuna sahip oldukları iddiaları ile Asperger Sendromu bozukluk olarak görülmek yerine üstün zekaya eşlik eden bir gelişimsel farklılık olabilir tartışmaları da gündeme gelmiştir.
Asperger Sendromunun Temelleri
Kanner yaptığı araştırmalar esnasında çalıştığı çocukların ortak bazı özelliklerini fark etmiştir. Kanner’in çalıştığı çocuklar; kişilerle iletişim kurmada zorluk yaşama, yaşantılarındaki değişimlerden dolayı huzursuzluk hissetme, bazı çocukların hiç konuşamaması ya da konuşabilseler bile konuşmayı iletişim aracı olarak kullanamama gibi ortak özellikler sergilemektedirler. Kanner bu durumu erken bebeklik otizmi şeklinde tanımlamıştır.
Kanner, bir yıl kadar sonra Asperger çalıştığı çocukların yaşıtlarıyla sosyalleşmekte zorlandıklarını fark etmiştir. Çocukları daha yakından incelediğinde iletişim konusunda yetersiz olduklarını, empati yeteneklerinin iyi gelişmemiş olduğunu ve konuşmalarının hep belirli alanlarla sınırlı olduğunu görmüştür. Bu durumu ise otistik psikopati olarak adlandırmıştır. Asperger’in tanımladığı bu durum, otizm alanında uzman olan Lorna Wing’in 1981’de yayımladığı makale ile dünyaya yayılmıştır. Makalesindeki çocuklar da benzer belirtileri gösteren Wing bu durumu “Asperger Sendromu” şeklinde isimlendirmiştir.
Asperger Sendromu Belirtileri
Asperger Sendromu belirtilerinin fark edilmesi genellikle okul dönemiyle birlikte yani 8-10 yaşlarında gerçekleşmektedir. Çünkü bu yaşlarda sosyal beklentiler artmaktadır ve çocuğun okula gitmeye başlaması sendromun zorluklarını görünür kılar. Tıpkı Otizmin bir spektrum olması gibi Asperger’in dereceleri de bulunmaktadır ve kişilerde yoğun ve hafif Asperger Sendromu görülebilir.
Zorlu Asperger sendromu belirtileri; sosyalleşme problemleri, kısıtlı ilgi alanları, konuşmada anormallikler, sözel olmayan iletişimde zorluklar ve motor becerilerini kontrol edememe şeklinde kendini gösterir.
1. Sosyalleşme Problemleri
Genel olarak sosyal açıdan uygun karşılanmayan ve diğer insanların garip olarak nitelendirdikleri bir yaklaşım tarzına sahiptirler. Karşısındakinin ilgisini çeken bir konu olup olmadığını umursamadan kendi sevdikleri konuyla ilgili uzun ve bilgiçlik taslarcasına sohbet edebilirler.
Diğer insanların istek, duygu ve niyetlerine duyarsız görünürler. Karşılarındaki insanla empati kurmakta zorlandıkları için gerekli duygusal karşılıkları veremezler. Bu nedenle dışlanırlar ve soğuk kişiler olarak nitelendirilirler. Akıllarından geçen her şeyi ortamın şartlarını değerlendirmeden söyleyebilirler. Rol yaparak karşılarındaki kişinin gönlünü hoş tutmak için beyaz yalanlar söyleyemezler. Sosyal kuralları anlayıp uygulamakta zorlanabilirler.
2. Kısıtlı İlgi Alanları
Zamanlarının çoğunu genellikle özel bir ilgi alanına ayırırlar. Bu ilgi alanlarına bütün zaman ve enerjilerini verdikleri için diğer aktivitelere çok az zamanları ve enerjileri kalır. Bu nedenle genel öğrenme ve insanlarla iletişim kurmaları engellenmiş olur. Sosyal aktivitelerinin çoğu bu ilgi alanıyla ilgilidir. Asperger Sendromu olan çocuklar kısıtlı bir başlık ile ilgili çok fazla miktarda ve ayrıntılı bilgi edinirler.
3. Konuşma ve Dil Alanındaki Anormallikler
Ortama ve şartlara göre konuşmakta iyi değillerdir. Metafor olarak kullanılan kelimeleri ve imaları anlamada zorlanırlar. Konuşmaları otistik bireyler kadar kısıtlı olmasa da normal şekilde nitelendirilebilecek bir konuşma tarzları da yoktur. Hızlı, konudan konuya atlayan laf kalabalığı denebilecek konuşmaları olabilir.
4. Sözel Olmayan İletişim Zorlukları
Göz teması çok az kurabilir ya da gözlerini dikip uzun uzun bakabilirler. Konuşma sırasında az ve genelde uygunsuz jest ve mimik kullanırlar. Konuşma sırasında mimikler çok kısıtlıyken uygunsuz bir yerde kocaman gülümseyebilir hatta kahkaha atabilirler. Diğer insanlarla uygun fiziksel mesafeyi ayarlamakta zorlanabilir, çok yakın durabilirler. Konuşmanın ortasında kalkıp yürüyebilir, konuştukları kişinin arkasında konumlanabilirler.
5. Motor Beceri Kontrolünde Problem
Yürüyüşleri hantal ve katıdır. Genelde kolları sabit durur ve sallanmaz. Bazıları yürürken zıplar. Farklı bir postürde durabilirler. İnce motor hareket becerileri zayıf olabilir ancak çoğunluğu asıl olarak kaba motor becerilerini geliştirmekte zorlanırlar. Bisiklet sürme, yüzme ve top yakalama gibi eylemleri gerçekleştirmekte güçlük yaşayabilirler.
Asperger Sendromu Tanısı
Amerikan Psikiyatri Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü’nün etkili rol oynamasıyla otizmin tanı ve sınıflandırılması için uluslararası ölçekte kabul görmüş kriterler belirlenmiştir. Ruhsal Bozukluklara İlişkin Tanı ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-IV) ve ICD-10 kılavuzlarına göre otizm beş alt kategoriden oluşmaktadır:
- Otizm
- Asperger Sendromu
- Atipik Otizm
- Çocukluk Dezintegratif Bozukluğu
- Rett Sendromu
Otistik Spektrum Bozuklukları genelde çocuk daha 1-3 yaşlarındayken tespit edilmektedir. Genel olarak iletişimsel sorunlar ve tekrarlayıcı davranışlar gibi ayırt edici özelliklerle tanımlanmaktadır. Bununla birlikte bu bozukluğa sahip çocuklar, duyusal deneyimler karşısında alışılmadık tepkiler gösterebilmektedirler. Otizmi olan çocukların bazılarında zeka geriliği gözlenirken bazılarında ise orta ve orta-üstü zeka gözlenmektedir.
Asperger Sendromu’nun tanısı diğerlerinden daha geç yaşlarda tanı konulabilir. Asperger Sendromuna sahip çocukların sözel olarak dili daha iyi kullandıkları söylenebilir. Dil açısından diğer kategorilere nazaran daha hafif sorunlar yaşarlar. Kişilerle sınırlı da olsa ilişki kurabilirler. Bunların yanı sıra genellikle obsesif tekrarlayıcı rutinleri ya da belli bir konuya dair aşırı ilgili olmaları gibi özellikler göstermektedirler. Ancak bu özellikleri her gösteren çocukta Asperger Sendromu görülür demek yanlış olur. Çocuğun mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi ve tanı ölçütlerini karşılaması gerekir.
Tablo.1 DSM-IV (1994) Asperger Sendromu Tanı Ölçütleri |
|
~ Sözel olmayan birçok davranışın sosyal normlara uygun olmaması
~ Gelişimsel düzeyle uyumlu akran ilişkileri kuramama ~ Diğer insanlarla sosyal iletişim kurmama (ilgilendiği şeyleri kendiliğinden söylememe vb.) ~ Uygun duygusal karşılıkları vermeme |
|
~ Bir ya da birden fazla ilgi alanına odaklanıp kapanma
~ İşlevsiz, alışılagelmiş gündelik işleri esneklik göstermeden sıkı sıkıya yapma ~ Tekrar eden motor hareketler (el çırpma, bacak sallama, parmak şıklatma vb.) ~ Eşyaların parçaları ile sürekli oynama |
|
|
|
|
Terapi ve Asperger Sendromu
Asperger Sendromuna sahip bazı kişilerin yaşları ilerledikçe tanıya özgü karakteristik özelliklerine ek olarak bazı belirtiler de eklenebilmektedir. En sık görülen yan sorunlar:
- Dikkat eksikliği
- Depresyon
- Anksiyete
- Hiperaktivite
- Obsesif-kompulsif tavırlar
Yetişkinlerde Asperger Sendromu bu rahatsızlıkların eklenmesiyle daha da çekilmez ve hayat kalitesini düşüren bir hal alabilir. Böyle bir durumda bireyin profesyonel destek alması Asperger Sendromunun ve Asperger Sendromuna eklenen tanıların olumsuz etkilerini en aza indirmek için etkili olacaktır.
Tekrarlayıcı obsesif rutinlerini azaltmak ve stresle başa çıkmayı sağlamak için bilişsel-davranışçı terapi, iletişim becerilerinin gelişmesi için konuşma terapisi veya sosyal beceri eğitimleri uygulanabilmektedir. Hiwell psikolojik danışmanlık uygulamasında alanında uzman 450’yi aşkın psikolog bulunmaktadır ve Asperger Sendromu da terapi desteği alınabilecek başlıklardan biridir.
Asperger Sendromu için uygulanan terapiler sayesinde Asperger Sendromunun rahatsızlık derecesi azalır ve danışanın hayat kalitesi artar. Tabii ki Asperger sendromu tanısı ne kadar erken konulur ve terapiye ne kadar erkenden başlanırsa ileriki yaşlarda o kadar daha az problem yaşanır.
Kaynakça
Amerikan Psikiyatri Birliği. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Dördüncü Baskı Yeniden Gözden Geçirilmiş Tam Metin (DSM-IV-TR). Amerikan Psikiyatri Birliği, Washington DC, 2000. Köroğlu E. (Çev. Ed.), Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2007
Avşaroğlu, S. (2015). Çocuk ve Ergenlerde Gelişimsel ve Davranışsal Bozukluklar. Ankara: Vize Yayıncılık
Baron-Cohen S, Wheelwright S, Skinner R, Martin J, Clubley L. (2001). The Autism-Spectrum Quotient (AQ): Evidence for Asperger Syndrome/High-Functioning Autism, Males and Females, Scientists and Mathematicians. J Autism Devel Disord, 31, s. 5-17
Santrock, J.W. (2021). Orta ve Geç Çocuklukta Fiziksel ve Bilişsel Gelişim. G. Yüksel (Ed.) ve A. Öztürk (Çev.). Yaşam Boyu Gelişi: Gelişim Psikolojisi. (13. Baskı, s.274-311) içinde. Nobel Yayınevi. (Orijinal eserin yayın tarihi 2001)
Tanıdır, C. (2008). Asperger Sendromunda Psikiyatrik Eş Tanılar [Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi]. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=vCaO2ITl5-EieDXG2pmJIg&no=oema-uwKUITx5UYxmr5lbQ
Yörükoğlu, A. (2004). Çocuk Ruh Sağlığı: Çocuğun Kişilik Gelişimi Eğitimi ve Ruhsal Sorunları. İstanbul: Özgür Yayınları