İnsanoğlu bir kez daha büyük değişimlerin eşiğinde.
Bildiğimiz doğrular yeniden gözden geçiriliyor. İnsan fıtratı değişmese de, insan yaşamına dair her şey yeniden düzenleniyor. Bu da herhangi bir savaş ya da büyük bir buluş yüzünden değil, sıradan yaşamlarımızı devam ettirmek, doğal yaşamda sağlıklı kalabilmek için yapılıyor…
Sadece sağlıklı kalabilme çabaları insanların geleceği olabilir mi?
Hiçbirimiz geleceği tahmin edemiyoruz. Yarın ülkelerin nasıl yönetileceğini, orduların güç gösterileri için neye ihtiyaç duyacağını hatta daha hangi afetlerle karşılaşacağımızı bile bilemiyoruz.
Bu bilinmezlik içinde özellikle çocuklarımızın, gelecekte yaşanacak olan durumlara ve dönüşüme uyum sağlamaları ve bu dönüşüm içinde kendi kalabilmeleri çok önemli bir konu… Bugün okullarda çocuklarımıza öğrettiklerimiz 2050’de belki önemsiz ve yetersiz kalabilir. Ama eğitim değişimin ve gelişimin anahtarı olarak her dönem çok önemli.
Eğitim insanlara, bilginin nasıl edinileceğini, nasıl kullanılacağını, yaşamın nasıl programlanacağını öğretirken, aynı zamanda kişiye, kendini tanıma kabiliyeti kazandırıyor.
Peki, “ülkemizdeki eğitim ve öğretim, hangi amacı ve anlayışı taşıyor?”
Bizde bugün hala çocuklarımızı bilgi üzerinden değerlendiriyoruz. Başarı kriterimiz rakamlar…
Geçmişte bunu yapmanın bir anlamı vardı. Çünkü bilgiye ve kaynaklara ulaşmak çok zordu. Televizyon, bilgisayar ve dijital kütüphaneler yoktu. Bu nedenle okulların yaygınlaşıp her çocuğun geometri, tarih ve biyoloji öğrenmesi eğitimin ve öğretimin temeliydi.
Hâlbuki çocuklarımızı eğitmeden (onlara anlama ve sorgulama kabiliyeti vermeden) doğru bilgilendirme yapamayız.
Bugün öğretmenlerimizin çocuklarımıza, doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını, bilginin nasıl yorumlanacağını ve kullanılacağını ve de nasıl kendi olunabileceğini öğretmesi gerekiyor…
“Eleştirel düşünme, araştırma, iletişim, işbirliği, sıra dışı durumların üstesinden gelebilme, yaşadığı topluma karşı sorumluluk duyma… gibi” konular, eğitim ve öğretimde hassasiyetle üzerinde durulması gereken konular.
Çünkü geleceğinizi çocuklarınıza verdiğiniz eğitim ve öğretimle şekillendiriyorsunuz.
Kaos ortamlarında ve günümüz sisteminde ayakta kalabilmenin belki de en temel şartı doğru eğitim, üretken olabilmek ve kendiniz kalabilmektir.
Unutmayın ele geçirilmeye çalışılan bilgileriniz; telefonunuz, bilgisayarınız, banka hesabınız değil; küresel güçlerin hedefinde geleceğiniz ve sizin kimliğiniz var.
Tıpkı bilgisayarların hacklenmesi gibi yakın gelecekte herkes sizi kimliğiniz üzerinden hacklemeye çalışacak! Amaç; kolay yönlendirilebilen ve yönetilebilen, kimliksiz robot insanlar…
Hacklendiğiniz zaman kendinizi yeniden var etmek için sahip olduğunuz toplum değerlerine, hafızasına ve sosyal ilişkilerinize ihtiyacınız olacak.
Gelecekte ‘kimlik’ ‘aidiyet’ ‘toplum değerleri’ hiç olmadığı kadar önemli bir konu olarak karşımıza çıkacak…
Bu küresel projeler içinde çocuklarımızın kaybolmasını ve ülke geleceğimizin kararmasını istemiyorsanız eğer, eğitimin önemini, niteliğini bir kez daha gözden geçirmek ve sahip olduğumuz kimlik doğrultusunda yeniden düzenlemek zorundayız.
TÜRK Milli Eğitim Bakanlığı; ‘Kendini bil!’