Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Dünyamız son 3 yıldır salgınla başlayan, ardından sıcak çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle daha da çetrefilleşen sancılı bir süreçten geçiyor. Son yılların en yüksek rakamlarına ulaşan enerji, gıda ve hammadde fiyatları ile buna bağlı olarak ortaya çıkan enflasyon sorunu, hiçbir ayrım gözetmeden tüm ekonomileri zorluyor. Öte yandan faizleri artırarak enflasyonu düşürme üzerine kurulu klasik yöntemlerin şimdiye kadar beklentiyi karşılamadığını görüyoruz. Bu tarz politikalarla enflasyonu dizginlemeye çalışan pek çok ekonomi, bugün hayat pahalılığı yanında istihdam kayıplarıyla da mücadele ediyor.
Türkiye olarak son 20 yılda hayata geçirdiğimiz sağlam altyapıyla birlikte üretimi, istihdamı, ihracatı ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomi modelimiz sayesinde hamdolsun bu sıkıntılı dönemi nispeten rahat geçiren ülkelerden biriyiz.
İhracatımız her ay rekor kırarak 300 milyar dolar eşiğine doğru yaklaşıyor. Organize sanayi bölgelerimiz, fabrikalarımız, imalat tesislerimiz harıl harıl çalışıyor. Yollarımız ve otobanlarımız ülkemizden Avrupa, Asya ve Ortadoğu’ya yük taşıyan tırlar ve kamyonlarla dolu.
Salgının en çok vurduğu turizm sektöründe, zararlarımızı telafi etmenin ötesine de geçerek farklı bir ivme yakaladık. İşgücüne katılım oranımız artmasına rağmen istihdama ilk kez 31 milyon sınırını aşma başarısı gösterdik. Yerli ve milli elektrikli otomobilimiz olan Togg’un üretim tesisinin açılışını Cumhuriyetimizin 99. yılında büyük bir gururla gerçekleştirdik. Dünyanın en büyük beşinci barajı olan Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin açılışıyla enerji hamlemizi bir adım öteye taşıdık.
Karadeniz’de keşfettiğimiz 540 milyar metreküplük doğal gazı vatandaşlarımızın emrine verme çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Avrupa ve Amerika dahil herkesin gündemini meşgul eden hayat pahalılığı ve enflasyon meselesini de adım adım çözüme kavuşturuyoruz. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle inşallah önümüzdeki yılbaşından itibaren enflasyon boynunu kırmış olacağız.
Savunma sanayii alanında kısa sürede ulaştığımız seviye ise milletimizin gurur kaynaklarından biri haline geldi. 2002 yılında sadece 248 milyon dolar savunma sanayii ihracatı varken, geçen sene 3 milyar 224 milyon dolar ile rekor kırdık. Bu yıl 3 milyar doların üzerinde bir ihracat rakamı bekliyoruz. Silah ve mühimmattan füzelere, insansız hava, kara, deniz araçlarından helikopterlere ve gemilere kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyacımız olan sistemleri yerli ve milli olarak tasarlıyor, üretiyor ve geliştiriyoruz.
2023 senesini ekonomi ve enerjide olduğu gibi savunma sanayiinde de pek çok ilkin yaşandığı bir milat yapmakta kararlıyız. Türkiye yüzyılı vizyonumuzu tüm unsurlarıyla hayata geçirene kadar durmayacak, mücadelemizi kesintisiz bir şekilde sürdüreceğiz. Bu kritik süreçte ne terör örgütlerinin ne küresel ayak oyunlarının ne de mandacı ekonomistlerin bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz.”