Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Salgın ortadan kalktıkça 81 vilayetimizle ve 85 milyon vatandaşımızla kucaklaşmamızı yeniden başlattık. Biz Şanlıurfa’yı ve sizleri gerçekten özlemiştik. Abide Kavşağı’ndaki toplu açılış törenimizde Urfalı kardeşlerimizin de şahsımıza yönelik sevgisine, hasretine şahitlik ettik. Resmi rakam olarak 120 bin kişinin katıldığı bir toplu açılışı gerçekleştirmiş olduk. Ahde vefanız için kelimelerin anlatmada kaldığı sevdanız için, her birinize şükranlarımı sunuyorum.
Şanlıurfa’nın bizim gönlümüzde farklı bir yeri var. Bu şehir tarihi kahramanlık destanlarıyla ilmek ilmek dokunmuş müstesna bir yerdir. Şanlıurfa’nın her sayfası bir başka mücadeleyi, özgürlük uğrunda ödenen bedelleri anlatan tarihi bilinmeden Türkiye anlaşılamaz. Burası sadece seçim sandığı ufukta belirince hatırlanan bir şehir olamaz. Burası sadece siyasetçilerin sadece işi düştüğünde kapısını çalacağı bir yer asla olamaz.
Şanlıurfa’nın ciğeri varken, kebabı varken dünyaca meşhur mutfağı varken Amerika’ya FETÖ’cülerle benzin istasyonlarında hamburger yemeye gidenler, bu şehri hak ettiği şekilde sevemez. İktidara giden yolun, benim dili dualı Urfalı kardeşlerimin desteği yerine Londra’daki karanlık lobilerin icazetinde arayanlar, bu şehrin temsil ettiği manayı idrak edemez. Türkiye’nin kendi ekonomi programına kafa yormak yerine, ithal ekonomi komiserlerine bel bağlayanlar bu ülkenin de bu şehrin geleceğine de ışık tutamaz.
Kaset kumpasıyla getirildikleri genel başkanlık koltuklarını korumak için her yolu mübah görenler, Urfa’ya şanlı unvanını kazandıran mücadele ruhunu kavrayamaz. Urfa bölücü teröre karşı sergilediği dik duruşla cesur bir şehirdir. Biz bu aziz şehri öyle birileri gibi lafta değil tüm kalbimizle seviyoruz. Urfa’ya olan aşkımızı da son 20 yılda olduğu gibi yeni eserler kazandırarak gösteriyoruz. Bay Kemal’in CHP’si gibi seçim yaklaşınca proje açıklayıp inkar edenlerden değiliz. Biz seçim öncesi meydanlarda bol bol meydanlarda vaad dağıtıp, millet yetkiyi verince sözlerinin üzerine yatanlardan da değiliz. Biz yapamayacağımız işlerin sözlerini vermeyiz.
Şanlıurfa ve tüm Türkiye için çalışmayı sürdüreceğiz. Bugün bir müjdeyi pamuk ve ayçiçeği üreticilerimize verelim. Pamuk üreticilerimizin mazot ve gübre desteğini dekarda 76 liradan yüzde 257 artışla 271 liraya çıkarıyoruz. Pamuk üreticilerimize kilogram başına düşen fark ödemesi desteğini 1 lira 10 kuruştan 1 lira 60 kuruşa yükseltiyoruz. Yağlı ayçiçeğinde ise mazot ve gübre desteğini dekar başına 37 liradan yüzde 195 artışla 109 liraya, fark ödemesini kilogramda 50’den 70 kuruş seviyesine yükseltiyoruz. Bu yıl, 2 milyon 750 bin ton kütlü pamuk ve 550 bin ton ayçiçeği üretimiyle tüm zamanların rekorunun kırılmasını bekliyoruz.
Yıllardır büyük bir sabır ve kararlılıkla sürdürdüğümüz kritik projeleri 2023 içerisinde hayata geçirmeyi planlıyoruz. Ülkemizin yerli ve milli elektrikli otomobili TOGG’u yılın ilk çeyreğinin ardından yollarda görmeye başlıyoruz.
Milli Muharip uçağımızı hangardan çıkarıyor, insansız savaş uçağımız Kızılelma’nın ilk uçuşunu 2023’te gerçekleştiriyoruz. Uzun menzilli hava savunma sistemlerimiz Siper, Karaok, Bozdoğan ve Gökdoğan’ın ilk teslimatlarını da gelecek yıl yapıyoruz. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünitesini 2023’te faaliyete geçiriyoruz. Bunların dışında nice proje, eser ve hizmeti milletimizin emrine vermeyi hedefliyoruz.
Geçtiğimiz aralık ayından beri yüksek seviyelerde seyreden enflasyonun yakında hızla aşağı doğru inişine şahitlik ederek bu sıkıntı üstüne kurulan senaryoların da yırtılıp atıldığını göreceğiz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını büyük bir başarı hikayesiyle taçlandırmakta kararlıyız. İçinde bulunduğumuz asrı Türkiye Yüzyılı yapana kadar Allah’ın izniyle mücadelemize devam edeceğiz. Şüphesiz bunun için öncelikle 2023 seçimlerini gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse Milletvekilliği boyutuyla zafere ulaştırmamız gerekiyor.
Seçim geliyor dört başlık üzerinde duracaklar. Ekonomi, diplomasi, terörle mücadele, mülteci meselesi. Şu anda ülkemizdeki mülteci sorunuyla ilgili her yalan yanlış şeyi söyleyecekler. Bay Kemal, bunu yaptığı gibi yanındaki şürekası da aynı şeyi yapıyor ama biz doğru olanı söyleyeceğiz. Bunların böyle dertleri olsa YPG’li teröristleri topraklarını savunan insanlar olarak tarif etmezlerdi. Böyle bir niyetleri olsa terör örgütleriyle arasına mesafe koyamayanlarla gizli kapaklı Bakanlık pazarlığı yapmazlardı. Böyle bir hassasiyetleri olsa kontrollü darbe diyerek, 15 Temmuz kıyamını kötülemez, FETÖ’cü hain söylemleriyle kendi devletlerine iftira atmazlardı.
Biz 7/24 sahada olur, işi sıkı tutarsak Allah’ın izniyle 6’lı masa denilen paravan yapı emellerine ulaşamaz ama bizim bıraktığımız zerre misali boşluk da yalan ve iftira siyasetiyle anında doldurulacaktır. Yapmamız gereken her bir insanımızın kapısını çalma, derdini dinlemek ve kalplerde yer edinmektir.”