Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Burası mayası kardeşlikle yoğurulmuş bir coğrafyanın en güzide şehridir. Burası Türklerin, Kürtlerin, Arapların asırlardır kardeşçe yaşadığı bir medeniyet şehridir. Bin yıllık bu birlikteliği hep beraber dünyanın en güzel kültürel zenginliklerinden birine çevirdik.
Siz zayıf olursanız, dışardan karışanınız da karıştıranınız da çok olur. Bugün binlerce kilometre öteden gelip kendi güvenlik ve refahları için bu ülkede bayrak gösterenleri, felaket, vekalet savaşı yürütenleri görüyorsunuz. Üstelik bunu yapanlar aynı zamanda Türkiye’nin kendi sınırlarını, kendi vatandaşlarının hayatını güvenlik altına almasına da karşı çıkıyor. Çünkü bunların derdi ne bu coğrafyadaki Kürt’tür, ne bu coğrafyadaki Arap’tır, ne bu coğrafyadaki Türk’tür. Ne bu kadim coğrafyanın asli halkları olan diğer kesimlerdir. Bunların tek derdi kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarıdır.
Ülkemizin yaklaşık 40 yılına mal olan, terörle mücadele döneminde yitirdiğimiz on binlerce canın yaşadığımız ekonomik ve sosyal kayıpların hesabı geçmişte sorulmadığı için bugün aynı cüretle karşımıza çıkıyorlar ama hamdolsun artık Türkiye, eski Türkiye değil. Artık Türkiye, eline vur ekmeğini al, başına vur diz çöktür uysallığıyla teslim alınmış eski Türkiye değildir. Bugün kendi siyasi, ekonomik, askeri vizyonlarını kendi belirleyen, demokrasi ve kalkınma atılımlarını kendi iradesiyle hayata geçiren, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan bir Türkiye var.
Daha önce hedeflerimize dudak bükerek bakanlar, artık doğruya doğru diyerek bu tabloyu kabullenmek mecburiyetinde kalıyor. İnşallah 2023’te Türkiye’yi küresel ligin zirvesine çıkararak, yeni bir dönemin kapılarını aralayacağız. Şu anda burada 110 bin kişi var. Bu bir rekor. İşte bu Türkiye’nin en önemli lokomotiflerinden birisi Şanlıurfa.
Dünya geçen asırda yaşadığı iki cihan harbinden sonraki en sıkıntılı dönemine girdi. Bugün de maşaları vasıtasıyla bin yıl önceki hesaplaşmayı tekrarlamak isteyenleri görüyoruz. Şimdi bu ruhunu satılığa çıkarmış alçaklar en güzel cevabı sergilediğiniz şu birlik, beraberlikle, cesaretinizle, metanetinizle, fedakarlığınızla yine sizlerden alıyor ve alacak. Bölgemizdeki her gelişmeye Şanlıurfa’daki kardeşlik ikliminden aldığımız ilhamla bakıyoruz.
Bay Kemal bilmeyebilir ama biz biliriz. Onun öyle bir derdi yok, o ne muhacirden anlar ne ensardan anlar. Benim peygamberim muhacirdi değil mi? Hiçbir dönemde mazlumun kimliğine bakmıyoruz. Suriye’deki Kürt de bizim kardeşimiz. Arap da Türkmen de bizim kardeşimiz. Hepsinin hakkını hukukunu, onurunu korumak hem insanı hem tarihi olarak boynumuzun borcudur.
Bu anlayışla 20 yıldır ülkemizin 81 vilayetini huzur ve güven içerisinde kalkındıracak çalışmalar yürüttük. Eser ve hizmet siyasetimizden Şanlıurfa da nasibini almıştır. 70 milyar lira tutarında kamu yardımı yaptık. Üniversitemizi yaptığımız yatırımlarla büyüttük. Yurt, yatak kapasitemizi 4 bin 778’e çıkarttık. Bin 700 yataklı şehir hastanemizin de inşası sürüyor. Genç nüfusu sebebiyle Şanlıurfa’nın konut ihtiyacı hızlı artmaktadır. 7 bin 350 konut daha inşa edeceğiz.
İlk Evim projesi kapsamında 7 bin 350 konut daha inşa edeceğimiz 40 bin altyapısı hazır müstakil ve müşreterek arsa vereceğimiz şehrimize İlk İşyerim kampanyasıyla da 500 yeni işyeri yapacağız. Karaköprü Millet Bahçemizi hizmete açtık. Eyyübiye Millet Bahçemizi bugün açıyoruz.
Şanlıurfalı çiftçilerimize bugüne kadar toplam 16,5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Ülkemizin en büyük üçüncü tarım arazisine sahip Şanlıurfa, bitkisel üretimini yüzde 50’ye seviyede, sera üretimini 8 kat yükseltmiş, hayvan varlığını da yüzde 60’dan fazla artırmıştır. Göz bebeğimiz Şanlıurfa’mızı sadece ülkemizin değil, dünyanın önde gelen gastronomi merkezlerinden biri haline getirmek için pek çok projeyi hayata geçirdik, geçiyoruz.
Yaptığımız yatırımlar ve sağladığımız teşvikler sayesinde Şanlıurfa ekonomisini getirdiğimiz yeri önemli görüyor ama yeterli bulmuyoruz. Tarım, turizm, tekstil ve teknoloji alanlarında şehrimizin kalkınmasına destek olmak için istihdam garantili eğitim programlarına destek verdik.
Vatandaşlarımızın 3 milyar daha az fatura ödemesini temin ettik. Çiftçilerimizin kullandığı elektriği de tıpkı hanelerdeki tüketim gibi maliyetinin yaklaşık yarısına abonelere vermek için devletimiz yılda 15 milyar liralık bir yükü üzerine alıyor. Ayrıca elektrik faturalarının ödemesini aylık yerine hasat döneminde yapma imkanı getirdik.”