Dönemini doldurmuş soysuz bir düşünce yurdumuzun işgaline sebep olmuştu. Ulusumuz tutsak edilmiş, bütün değerlerimiz kirletilmişti.
Herkes şaşkın ve umutsuzdu. Mustafa Kemal, varlığımızı sürdürmek için Anadolu’ya geçmiş, Havza’dan içerlere doğru ilerlerken:
“DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ,
GÜNEŞ UFUKTAN ŞİMDİ DOĞAR.
YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR.”
Şarkısını söylüyor, bunu yanındakilere de söyletiyordu.
Milli Mücadele bütünüyle kazanılmadan, bugünkü Türkiye kurulmadan öğretmenleri Bursa’da topladı; “Biz yurdu düşmandan kurtaracağız, siz de çocuklarımızı iyi yetiştireceksiniz,” dedi.
Sonra bilim, düşünceye büyük değer verdi, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
Ölürken arkasına dünyanın gıpta ile baktığı, saygı duyduğu bir ülke bıraktı.
Geldiğimiz günde Türkiye temelleri sökülen, düşüncesiyle, uyduruk (soysuz) bir kültürle geriye dönen bir ülke durumuna geldi.
Politikacı ve yöneticilerinin birçoğu işbirlikçi, öğretmenlerinin bir bölümü güdümlü ve ilkesiz. Çevremiz karamsar ve tembel insanlarla dolu.
Tüm bunlara rağmen umutluyuz. Mustafa Kemal’in bilinen o düşünce ve devrimleri önümüzü açacak. İşbirlikçi politikacılar, öğretmen-din adamı, üstat kılıklı zavallılar ve münafıklar kaybedecekler.
Ulusumuz yine kazanacak.
Mustafa Kemal kaybetmeyecek.
Nur içinde uyu büyük Atatürk.
Seni saygıyla anıyoruz.