Çocukluğumdan beri, bana öğretilen bir söz vardı.” Devlet; unutmaz, acele etmez, devletler hassas durumlar için yüz yıllık plan yapar, devletler ana planlarına hep sadık kalır. Vb.” Ben de hala aynı görüşteyim. İsevi dünyaya baktığımda açık olarak yüzer yıllık planların tıkır tıkır işlediğini görüyorum.
Bize gelince; bazen acaba mı dediğim anlar oluyor. Bazen sanki olayların ardında sürükleniyor muyuz, Günlük ve duygusal mı davranıyoruz diye, sorasım geliyor. Hiç kimse üzerimizdeki emellerinden vaz geçmiş değil.
Yunan ve Ermeniler hala havlamaya devam ediyor, Onların sahipleri; para ve silah vermeye devam ediyor. Bizlere hakaret etmede yarışıyorlar. Fırsatlar icat ediyorlar. İş kendilerine gelince başkanlarını bile vurmaktan çekinmiyorlar. Hata yapan yetkililerin asla af etmiyorlar.
Tramp’ı devre dışı bırakıyorlar. Bizde, ise; PKK ağzı ile konuşan siyasetçiler adeta cennette yaşıyorlar. Batı içişlerimize burnunu sokmaktan asla vazgeçmiyor. En son, sosyal medya yasası hakkında ABD yetkilileri ile görüş alışverişinde bulunulduğu iddiaları var. Hani yerli ve milli olacaktık.
Kemal ağa ABD’de içeriği meçhul görüşmeler yapıyor, dedikodular ayyuka çıkıyor, bir türlü hesaba çekilemiyor. Devlet politikalarına zarar veren açıklamalarda bulunuyor, kimse dur demiyor. Acaba neden! Diye sorasım geliyor. Hani yasalar karşısında herkes eşitti.
Düşmanlarımız asla boşa vakit harcamıyorlar, biz ne diye; hala oyunda oynaştayız. Adaların silahlandırılmasını unutmuşa benziyoruz. ABD’nin Kıbrıs’a üs açmasını neden engellemiyoruz. İnanın tetik çekilmeye karar verildiğinde, hiçbir anlaşmanın hükmü kalmaz. Edilen tüm sözler anlamını Yitirir
93 Moskof harbinde bunun örneğini yaşadık. Baksanıza adamlar Lozan ve diğer anlaşmaların içini boşaltıyorlar. Yarın Montrö’nün de içini boşaltacaklar. Yani “tırnağın varsa başını kaşı. ”Biz hala ABD’den uçak motoru almaya çalışıyoruz. Adamların bize ettiği düşmanlık yeterli gelmedi mi? Niye olaylardan ders çıkarmasını bilmiyoruz.
Yarın; hamam önüne bırakılmış piç gibi ortada kalmak istemiyorsak; Halkımızı gelecek felaketlere karşı hazırlamalıyız. Ekonomimizi Dayanıklı hale getirmeliyiz. Siyaset sahnesini yeni şartlara göre düzenlemeliyiz. Yani cephe gerisinde gerekli her türden önlemi almalıyız. Boş verin demokrasiyi, hürriyetini yitirenler için; demokrasi, insan hakları ve hümanizm gerekli değildir.
Önce bağımsızlık-milli uyanış- birlik ve beraberlik- Kendine güven- öz kaynaklara dönüş. Zamanımız neredeyse kalmadı. Çalışmak bizden zafer Çalap’tan.
Bizim köyde bir özdeyiş vardır. ”El ağzına bakan avrat boşar.” Kararlı olmayanlar-bilinçli olmayan plansız davrananlar devletlerini yitirirler.
Görklü Çalap’ımızın Görkemli selamları, devletini ve bağımsızlığını yitirmemeye ant içmiş yiğitlerimizin üzerine olsun vesselam